Davutoğlu: ’Anayasal zorunluluğu olan bir hükümet kurduk’

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Anayasal zorunluluğu olan bir hükümet kurduk. Tamamıyla tercih hakkının benim elimde olmadığı, benim sadece TBMM'de grubu bulunan partilerin dağılımı itibariyle, TBMM Başkanı'nın bildirdiği sayılar içerisinde hareket amacımın olduğu bir tablo" dedi.

F5HABER F5HABER
Davutoğlu: ’Anayasal zorunluluğu olan bir hükümet kurduk’

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Anayasal zorunluluğu olan bir hükümet kurduk. Tamamıyla tercih hakkının benim elimde olmadığı, benim sadece TBMM'de grubu bulunan partilerin dağılımı itibariyle, TBMM Başkanı'nın bildirdiği sayılar içerisinde hareket amacımın olduğu bir tablo" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Habertürk ekranlarında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Davutoğlu, yeni oluşturulan seçim hükümetiyle ilgili, "Öncelikle hayırlı olmasını diliyorum. Aslında daha fazla hanım olmasını istiyordum, bazı üzerinde düşündüğümüz isimler oldu ancak şartlar ve dağılım itibariyle çok elimizin serbest olduğu bir kabine değil bu. Belli kuralların olması gereken, bağımsız olması gereken, sayıların önemli olduğu bir tablo var. Açıkçası, görevi aldıktan sonra herhangi bir önyargı olmaksızın bunları zihnimde tasavvur ettim, bunları paylaştım; ehliyet, liyakat, uyum…" değerlendirmelerinde bulundu.

"ANAYASAL ZORUNLULUĞU OLAN BİR HÜKÜMET KURDUK"

Kabineyi oluştururken Anayasal zorunluluğun önemli bir husus olduğunu kaydeden Davutoğlu, "Anayasal zorunluluğu olan bir hükümet kurduk. Tamamıyla tercih hakkının benim elimde olmadığı, benim sadece TBMM'de grubu bulunan partilerin dağılımı itibariyle, TBMM Başkanı'nın bildirdiği sayılar içerisinde hareket amacımın olduğu bir tablo. Dolayısıyla Anayasal zorunluluğa riayet etmek önemli bir husustu. Buna riayeti esas aldığımız için malum; CHP'den, MHP'den ve HDP'den 5-3-3 oranında isimler tespit ettim. Bunun tespiti Anayasal bir zorunluluktu. Bunun tespitini yaparken, şunu da göz önünde bulundurdum: Temsil kabiliyeti olsun ve birlikte diyelim ki; CHP ile ya da MHP ile koalisyon kurmuş olsaydık, o zaman taktir Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Bahçeli'nin olacaktı ama, ‘onların da tercih edebileceği isimler muhtemelen bunlar olurdu' diyerek, temsil tecrübesi olan, belli alanlarda tecrübesi olan isimleri tespit etmeye çalıştım. Bu Anayasal zorunluluğa 3 üye evet dedi; birisi MHP'den, 2'si HDP'den… Anayasal zorunluluk bu anlamda yerine getirilmiş oldu. Bu aşama ortaya çıkınca, ‘madem ki ben, tam olarak bu tabloya yerleştiremedim ama Türkiye'nin resmi bu resme yansısın' dedim. Partilerin tümü ‘evet' demeyince, ‘öyle bir temsil gücü olsun ki bu kabinenin, bu temsil gücüyle herkes kendisinin burada yer aldığını hissetsin' istedim. Türk'ün, Kürt'ün, Zaza'nın, Alevi'nin, Sünni'nin, Karadenizli'nin, Akdenizli'nin, Kıbrıslı'nın, Rumelili'nin olduğu bir resim olsun istedik. Bunun da iyi sağlandığını düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

"NİHAYET İCRA HÜKÜMETİ OLUŞTURULDU"

Kabinedeki isimleri belirlerken AK Parti içerisinden seçilecek isimlere herhangi bir haksızlık olmasın diye belli hususlara dikkat ettiğini aktaran Başbakan Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Bize 11 Bakanlık düşüyordu. 13 milletvekili bakan arkadaşım vardı, bunların hepsi kıymetli arkadaşlardı fakat diğer partilere verdiğimiz kontenjanları da göz önüne aldığımızda, ilk kez de bir başörtülü bakan arkadaşımızın olması hasebiyle, 11 bakan arkadaşımızı muhafaza ettim, 2 bakan arkadaşımıza hizmetlerinden dolayı teşekkür ettim; bu da bir zorunluluktu. 13 sayısının 11'e düşmesi gerekiyordu. AK Parti'den milletvekili olmayan bakan arkadaşlarıma da hiçbir ayrım gözetmeden teşekkür ettim ama onları kabineye almam mümkün olmadı, çünkü milletvekili değillerdi fakat her biri kıymetli insanlar; onları da gelecek seçimlerde mutlaka değerlendirmeye alacağız. Diğer bir önemli kriter; bu kabine Türkiye'yi idare edecek. Temsili iyi olabilir, parti içi dengeler konusunda doğru olabilir ama icra gücü olmazsa başarı şansı olmaz. Ve nihayet icra hükümeti oluşturuldu. Bu hükümet son derece yoğun bir gündemle karşı karşıya, burada bu gündemi taşıyacak bir ağırlığın olması önemliydi. Bakıldığında, kimsenin ‘bu isim burada ne arıyor' demeyeceği şekilde bir uzmanlığı da göz önünde bulundurdum. Bazı yerlerde müsteşarlarımızdan, bakan yardımcılarımızdan istifade ettim ki süreklilik sağlanabilsin. Yeni atamalarda, ‘acaba o konuya vakıf mı' diye baktım. 3 bakanlığın da eskiden beri gelen bir gelenekle Anayasal olarak bağımsız olması gerekiyordu. Türkiye'den her rengin temsil edildiği, sağ ve sol, Türk, Kürt, Alevi, Zaza, MHP'li, BBP'li, HDP'li, gençliğinde muhtemelen birbiriyle karşı karşıya durmuş ama şimdi aynı masa etrafında Türkiye'nin geleceğini konuşacak birçok ismin bir arada olduğu bir kabinenin oluşturulduğu kanaatindeyim. ‘Allah utandırmasın' diyorum."

(İHA)

SONRAKİ HABER