Bakan Şimşek'ten ABD uyarısı: Türkiye'ye etkisi büyük olabilir
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ABD'nin yeni ticaret politikalarının Türkiye'ye etkisinin büyük olabileceğini belirterek, "Çin'in ihracatı rota değiştirecek. Bizi dolaylı olarak ciddi bir şekilde etkileyebilir" dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, MÜSİAD'ın 2024 değerlendirme ve 2025 beklentileri toplantısında konuştu
Şimşek'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
ABD'nin yeni ticaret politikalarının bize etkisi büyük olabilir, çünkü Çin'in ihracatı rota değiştirecek. Yeni ABD yönetimi seçim öncesi söyledikleriyle amel ederse Çin'e yüzde 60 gibi ilave gümrük tarife artışına giderse bizi dolaylı olarak ciddi bir şekilde etkileyebilir. Çin veya başka bir ülke mevcut kurulu kapasiteyi yok etmez. O kapasiteyi diğer pazarlara yönlendirme yoluna gider. O da bizi üçüncü pazarlarda etkileyecek. Ticaret savaşları hız kazanabilir.
"KÜRESEL TİCARETTE BELİRSİZLIK VAR AMA TÜRKİYE'NİN YAPISI DAYANIKLI"
İhracatımızın dörtte üçü bu trendlere karşı bir miktar daha dayanıklı. Ama bağışıklık yok. Bizim bu hususları dikkate almamız gerek. Bölgemizde önemli bir sanayi üssüyüz, yakın coğrafyamızla dostuz. Lojistik anlamında da Türkiye çok önemli bir üs. Küresel ticarette parçalanma var, ciddi belirsizlikler var. Türkiye'nin yapısı dayanıklılık içeriyor. Kötümser olmanız için bir sebep yok. Tedbir almamız gerektiği çok net. Yakından takip edip belli alanlarda tedbir alıyoruz.
"DAHA HIZLI YAŞLANMA RİSKİMİZ VAR"
Trendin bozulmaya devam etmesi nedeniyle bundan sonraki dönemde biz daha hızlı yaşlanacağız. Bizdeki trend BM'nin öngördüğü trendden daha kötü. Doğurganlık oranı daha hızlı düşüyor. Bizim önemli yapısal dönüşüm alanlarımızdan bir tanesi önümüzdeki dönem için doğurganlık hızındaki yavaşlamayı tersine çevirecek tedbirler üzerinde olacak. Daha hızlı yaşlanma riskimiz bir realite. 18 yıllık hala çalışma çağındaki nüfusun artıda olduğu bir dönem olacak. Ondan sonra negatife geçecek. Bunu tersine çevirmenin önemli alanlarından biri kadınların işgücüne katılımı. Buna yönelik tedbirler alacağız.
"EKONOMİDEKİ KIRILGANLIKLARI AZALTTIK"
Türkiye ekonomisinde kırılganlıkları azalttık, makro finansal istikrar daha güçlü. Bütçe disiplinini deprem yaraları sardığımız bir dönemde tesis ediyoruz. Dezenflasyon başladı. Reel ekonomi etkilendi. 2025'te hedefimiz dezenflasyonu daha hissedilebilir düzeyde hızlandırıp yapısal dönüşümün hızlandırılması.
Cari açık milli gelire oran olarak dramatik bir şekilde düştü, bu iyi haber. Daha az dış borç alacağız demek. Türkiye'nin brüt dış finansman ihtiyacı azalıyor. Rezervlerimiz arttı, net rezervler 100 milyar dolardan fazla arttı. Türkiye'nin rezerv noktasında kırılganlığı azaldı. Türkiye'nin dış finansmana erişim sorunu kalmadı. Dış borç çevirme oranları arttı, daha düşük maliyetlerde borçlanılıyor. Türkiye'nin risk primi düştü.
"TL'YE GÜVEN ARTTI"
KKM ağustos ayında zirveye ulaştı. Zirveye göre 110 milyar doların üzerinde düşüş var. Kurda önemli bir oynaklık olunca Merkez Bankası'nın para basma riski var. Bu da enflasyonist risk. TL'ye güven arttı. TL'nin mevduattaki payı yüzde 30'dan neredeyse yüzde 60'a çıktı. Kur riski bütün ülke için önemli bir risktir.
Kredi notumuz arttı. Programı güçlü şekilde uygulamaya devam edelim, artmaya devam edecek.
Bütçe disiplini önemli, geçen sene tedbir almak zorunda kaldık, kimse yüksek vergi istemez, anlıyorum ama tedbirleri almasaydık sonuçları daha ağır olurdu. Geçen sene bütçe açığını yüzde 5,2 ile sınırladık. Onun üçte ikisi de deprem. Tedbir almasaydık çok daha farklı olurdu.
Para politikasının, maliye politikasının sınırı var, bu nedenle üretim ve ihracata öncelik veriyoruz.
Büyük mükelleflerin, yıllardır zarar açıklayan mükelleflerin incelenmesini önceliklendirdik. 2025'te önceliklerimiz büyük mükellef incelemeleri, sektörel saha denetimleri olacak, sektörel karlılık oranlarından düşük kalan mükellefler olacak.