Türkiye'den Doğu Akdeniz mesajı: Geri adım yok!
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "Karadeniz'deki keşifle birlikte o tarafa ağırlık verdik ama bu Akdeniz'i ihmal ettik, bir daha girmeyeceğiz anlamına gelmiyor. Biz yine kendi deniz yetki alanlarımızda faaliyetlerimize devam edeceğiz" dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Fatih Dönmez, Karadeniz’de keşfedilen
doğalgaz rezervinin, 2027 yılında en yüksek üretim kapasitesine
ulaştığında, Türkiye’nin yıllık iç ihtiyacının yaklaşık üçte birini
karşılar hale geleceğini söyledi.
Dönmez, Bloomberg ile gerçekleştirdiği mülakatta başta
540 milyar metreküpe ulaşan gazın çıkarılmasıyla ilgili iddialı
takvimlendirme süreci, artan enerji talebi karşısında yeni alımlar
ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili çalışmalar olmak üzere
bakanlığın gündemindeki konulara ilişkin değerlendirmelerde
bulundu.
Karadeniz’de ilk hedef 3.5 milyar metreküp
Sakarya gaz sahasında yaklaşık 40 üretim kuyusu açmayı
planladıklarına değinen Bakan Dönmez, ilk 10 kuyu ile birlikte ilk
üretimin de gerçekleştirilmiş olacağını söyledi. Hedefin, gazın
2023’te sisteme bağlanması olduğunu vurgulayan
Dönmez, “Sakarya gaz sahasının civarında sismik çalışmalar,
değerlendirmeler devam ediyor. Bu kapsamda orada belki önümüzdeki
yılın ilk aylarında keşif amaçlı bir sondaj daha
yapabiliriz” diye konuştu.
Dönmez’in işaret ettiği sondaj sahası, Tuna 1 ile başlayıp Türkali ile devam eden Sakarya ve onun kuzeybatısındaki Amasra 1 sahasının ardından üçüncü çalışma alanı olacak. Dönmez bu sahanın da Sakarya gaz sahasının batısında kaldığını söyledi.
Bakan Dönmez, “Her bir fazı 10’ar kuyudan oluşuyor. Tam
üretime 40. kuyudan sonra ulaşmış olacağız. Oradaki hedefimiz de
2027 gibi gözüküyor. Seviye olarak günlük 10 milyon metreküple
başlarız, 40 milyon metreküpe kadar çıkarız. Yıllıkta bakarsanız,
süreç sonunda aşağı yukarı 15 milyar metreküpe denk
geliyor” dedi.
Türkiye’de doğalgaz iç tüketimi 2020’de yaklaşık 48 milyar metreküp
olarak gerçekleşmişti.
‘Akdeniz’i ihmal etmedik’
Türkiye’nin Akdeniz’deki gaz arama faaliyetleri ise son
dönemde biraz geri planda kaldı. Bakan Dönmez, “Bu konuda
motivasyonda bir düşüş mü var?” sorusuna “Orada da 2-3
senedir 8 sondaj yaptık, somut bir keşif açıklayamadık. Bazı
emareler bulduk ama ekonomik değildi. Sismik çalışmalarımız devam
ediyor. Tabi Karadeniz’deki keşifle birlikte oradaki iş planımızın
yoğunluğundan dolayı o tarafa ağırlık verdik ama bu Akdeniz’i ihmal
ettik, bir daha girmeyeceğiz anlamına gelmiyor. Biz yine kendi
deniz yetki alanlarımızda faaliyetlerimize devam
edeceğiz” yanıtını verdi.
Rus gazı talep artışını karşılar mı?
Türkiye’nin artan talebi karşısında Rusya’dan alınan gazın
yeterli olup olmayacağı sorusu üzerine de
Dönmez, Mavi Akım ve Türk Akımı’nın tam
kapasite çalışması durumunda arz güvenliği ile ilgili bir sıkıntı
olmayacağını değerlendirdiklerini söyledi. Dönmez, “Mevcut
boru hattının kapasitesi müsait. Türk Akımı’nın kontratı kamu ve
özel şuanda 14 milyar metreküp. Mavi Akım da 16 milyar metreküp.
Türk Akımı da 16 milyar metreküpe kadar çıkabilir bizim
hesaplarımıza göre” dedi.
Bakan Dönmez, buna karşın Türkiye’nin alternatif kaynaklar
konusunda da çalışmalarını sürdürdüğünü sözlerine ekledi. Bu
süreçte uygun fiyat konusunun da önem taşıdığının altını çizen
Dönmez, Türk Akımı’ndan gelen 8 milyar metreküplük gazla ilgili
kontratın bu yıl sona erdiğini anımsattı.
Bakan Dönmez, “Türk Akım’dan getirilen 8 milyar metreküpün
yarısı BOTAŞ’a yarısı da özel sektöre aitti. Dolayısıyla burada
yeni kompozisyonda Gazprom’un tercihleri de önemli”
değerlendirmesini yaptı.
‘İklim şartları talebi artırdı’
Dönmez, mülakatta Türkiye’nin yıllık doğalgaz ihtiyacının bu yıl
55-60 milyar metreküp arasında olmasını öngördüklerini anlatırken,
bunun ülke ekonomisindeki büyümeye paralel artabileceğini de
sözlerine ekledi.
Türkiye, ithal ettiği doğalgazın önemli bir bölümünü elektrik
üretiminde kullanıyor. Yenilenebilir kaynakların bu noktada önem
taşıdığını anlatan Dönmez, “Bu sene doğalgaz talebinin artma
nedenlerinden biri de iklimin kurak geçmesi nedeniyle hidrolik
santrallerde üretimimiz yeteri kadar olmaması oldu. O açığı biz gaz
ve kömürle karşılamış olduk” dedi.
Yeni GES’ler gündeme gelecek Bakanlık verilerine göre Türkiye,
yenilenebilir kaynaklarda Avrupa’da 5., dünyada ise 10. sırada.
Ağustos ayı itibarıyla yenilenebilir enerjideki kurulu gücün 52 bin
353 megavat olduğunu belirten Dönmez, “Bir yandan YEKA
ihalelerimiz devam ediyor, ayrıca ekimde inşallah 2 bin megavat
güneş enerji santrali (GES) yapacağız. 1000 megavatlık bir GES’imiz
daha var. Şu anda bakanlığımız 1500 megavatlık bir GES
yarışması daha hazırlıyor” diye konuştu.
‘LNG alımları artabilir’
ABD, Türkiye’nin son yıllarda en fazla LNG ithal ettiği ülkelerin
başında geliyor. Bu ülkeden alımların önümüzdeki dönemde de devam
edebileceğini belirten Bakan Dönmez, “Afrika’dan, körfez
bölgesinden de alıyoruz. LNG artabilir. Çünkü LNG’de bizim teorik
olarak baktığımızda 40 bcm gazlaştırabilecek bir kapasitemiz var.
Ülkenin tüketiminin 55-60 milyar metreküp olduğunu varsaydığımızda
belli bir kapasite demektir bu. Bu konuyu büyük oranda fiyatlar
belirlemiş olacak. LNG’de de kontratları kısa ve orta vadeli
düşünmek lazım” değerlendirmesini yaptı.
EÜAŞ’ta özelleştirme varlık satışı odaklı Bakan Fatih Dönmez,
Türkiye’nin başta TEİAŞ olmak üzere enerji kitleriyle ilgili halka
arz planları hakkında da soruları yanıtladı. “TEİŞ’ta halka
arzı yapacağız ama orada az miktarlarda olacak. Yani her halükarda
çoğunluk hissesi kamunun elinde olacak” diyen Dönmez, EÜAŞ’ta
ise özelleştirme programının yürümesi halinde bunun, varlık satışı
üzerinden ilerleyeceğini kaydetti ve "Hisse üzerinden bir
özelleştirme şu anda düşünmüyoruz” ifadelerini
kullandı.
‘Vadeli piyasa ile öngörülebilirlik
artacak’
Dönmez 1 Ekim’de açılacak vadeli gaz piyasası ve bunun olası
etkilerini de yorumladı. Türkiye’nin 1 Haziran’da vadeli elektrik
piyasasını açtığını anımsatan Dönmez, “Bu neyi sağlayacak?
Özellikle müşterilerin maliyetler açısından önünü görebilmelerine
imkan tanımış olacağız. Bu özellikle sanayiciler ve büyük
tüketiciler için önemli. Burada eğer böyle bir piyasa
oluşturabilirse bu sadece Türkiye için değil, bölge ülkelerdeki
elektrik ve gaz için de bir gösterge, borsa fiyatı olabilir”
ifadesini kullandı.