CHP'li AYGÜN: PKK'NIN GAZİANTEP SALDIRISI İNSANLIĞA KARŞI BİR SUÇTUR
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün PKK'nin kendisinin kaçırılıp 48 saat sonra serbest bırakmasının ardında yaptığı ilk açıklamanın arkasında olduğunu söyledi. Aygün, "bırakıldıktan sonra büyük bir risk alarak önemli şeyler söyledim. Kardeşlerim, genç arkadaşlar, vicdanım ve halkım söyletti bana bunları. Bu sözlerimin arkasındayım" dedi. Gaziantep'teki saldırıya da değinen...
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün PKK'nin kendisinin
kaçırılıp 48 saat sonra serbest bırakmasının ardında yaptığı ilk
açıklamanın arkasında olduğunu söyledi. Aygün,
"bırakıldıktan sonra büyük bir risk alarak önemli şeyler
söyledim. Kardeşlerim, genç arkadaşlar, vicdanım ve halkım söyletti
bana bunları. Bu sözlerimin arkasındayım" dedi.
Gaziantep'teki saldırıya da değinen Aygün, "PKK'nın
Gaziantep saldırısı insanlığa karşı bir suçtur" diye
konuştu.
Tunceli'nin Pülümür ilçesinde düzenlenen 19'ncu Pülümür Bal
Festivali, düzenlenen törenle start aldı. Festivalin açılış
konuşmasını yapan Pülümür belediye başkanı Mesut Coşkun, Pülümür
balının artık bir dünya markası olduğunu belirterek,
"Pülümür balı artık bir dünya markası oldu. İlçemizin ana
geçim kaynağı olan arıcılık her geçen gün büyümektedir. Ancak, bazı
olumsuz koşullar buna engel oluyor. Yaşanan çatışmalar ve
sonrasında gelişen orman yangınları arıcılık açısından olumsuz
sonuçlar yaratıyor. Ayrıca köy yollarının yapılmaması arıcıların
daha geniş yaylalara gitmesini engelliyor" dedi.
PKK'NIN BENİ KAÇIRMASI ALEVİLERE BİR SALDIRI OLARAK ALGILANDI
Belediye Başkanından sonra konuşan CHP Tunceli milletvekili Hüseyin
Aygün ise, PKK tarafından bırakıldıktan sonra PKK'lılar için
söylediği, 'kardeşlerim, genç arkadaşlar' ile başlayan sözlerinin
arkasında olduğunu belirtti. Barış ortamının son dönemlerde PKK
tarafından bozulduğunu ve bu durumun barışı zora soktuğunu belirten
Aygün, halen PKK'nın elinde bulunan kaymakam, öğretmen, asker ve
diğer devlet memurlarının da derhal serbest bırakılmasını istedi.
Aygün konuşmasını şöyle sürdürdü: "Özellikle hükümetin ve
başbakanın ve birçok sivil toplum örgütünün bir yıldır yaptığı
çağrılara rağmen örgütün elinde bulunan, kaymakam, asker ve birçok
kamu görevlisi hala bırakılmadı. PKK'nın elinde bulunan bu
insanlarımız bir an önce kesinlikle koşulsuz serbest bırakılmalı.
Dersim halkı PKK'nın beni kaçırması ile birlikte Türkiye'nin her
yerinde ayağa kalkarak, bana sahip çıkarak PKK'ya karşı çok sert
tepki verdiler. Tayyip Erdoğan'ın çağrılarını dinlemeyen ve
elindeki asker, kaymakam ve vatandaşları bırakmayan örgüt, beni 48
saat gibi kısa bir sürede serbest bırakmak zorunda kaldı. Kuşkusuz
bu bir zorla götürme eylemi, kaçırma eylemi ve hem hukuk, hem
vicdan bakımından, hem de seçmenlerin iradesi anlamında kabul
edilemez bir davranıştı. Ama hayatımı adadığım, üyesi olmaktan,
evladı olmaktan gurur duyduğum Dersim halkı dağdaki 48 saat boyunca
da küçük bir radyodan dinlediğimiz kadarıyla tepkilerini
göstererek, alevilerin ve Kürtlerin, Türkiye'deki azınlıkların
birbirinden nefret etmesini engelleyen onurlu bir tavır gösterdi.
Çünkü bu saldırıyı kim nasıl algılarsa algılasın, Türkiye'deki
alevi toplumuna dönük bir saldırı olarak algılandı. Bu yüzden de
İngiltere cemevi başkanı kaçırıldığım gün 24 saat dolmadan
Londra'dan Tunceli'ye gelip, bunun alevilere karşı bir eylem
olduğunu düşündüğünü söyledi. Bu arkadaş aslen Kahramanmaraş
kökenli ve İngiltere'den gelip bunu böyle söylüyor ve bu kaçırma
olayını böyle algılıyor. Dolayısı ile Dersim halkı Kürt halkı ile
aleviler arasında oluşabilecek büyük bir kırılmayı da son derece
büyük bir tutum ile engellemiş oldu. Bu bakımdan da Dersim halkının
ellerinden öperim. Biz dağda bayırda büyüdük, bizim dağlara olan
aşkımız bundandır. Dağlarda silah çatanlar, dağlarda ölenler,
cesetleri kurda kuşa yem olanlar hepsi bizim acımız. Ama dağların
bizim inanç sistemimizde özel yerlerdir" dedi.
ESKİ TUNCELİ VALİSİ OĞLUNA DÜZGÜN İSMİ VERMİŞ
CHP'li Aygün, son valiler kararnamesi ile Tokat'a atanan Eski
Tunceli valisini de sert bir dille eleştirerek "giden
Tunceli valisine sitemim olsun. İnsan hakları eğitimi aldığı halde
3 sene önce Tunceli'ye ilk geldiği anda buraya ön yargıyla
geldiğini söyleyebildi. Bu inanılmaz bir şey. Benden önce konuşan
eski milletvekilimiz sayın valinin üçüncü çocuğuna bizim kutsal bir
dağımız olan Düzgün ismini çocuğuna vererek gönlümüzü aldığını
belirtti. Ama bakarmısınız insan hakları eğitimi alan bu alanda
çalışmalar yapan bir kamu görevlisi Tunceli'ye geldiğinde buranın
alevi olduğunu öğrendiğinde ağlayarak buraya ön yargı ile geldiğini
ağlayarak basına söylüyor. Bu devletin haline bakın, bu valinin
insan hakları alanında kitabı var bana da hediye etti. Bu adam 3
yıl önce Tunceli'ye ön yargı ile geliyor ve 3 yıl sonra ağlayarak
çocuğuna da Düzgün ismini verip gidiyor. Bizde oğluna Düzgün ismini
koyduğu için mutlu oluyoruz. Arkadaşlar hala devlette daha
değişecek çok şey var. Dağlarımızı tanımayan devlet dağlarımızla
barışamaz, dağlar ile barışmak zorundayız."
BENİM YAŞADIĞIMI ŞİMDİDE ÇOCUKLARIM YAŞIYOR
PKK ilk silahlı eyleme başladığında kendisinin 13 yaşında olduğunu
belirten Aygün, "o ilk eylemler başladığında merkeze yakın
bir noktada yol kesmişlerdi. Aradan onlarca yıl geçti. Şimdi aynı
şeyleri benim çocuklarım yaşıyor. PKK silahlı eylemlere başladığı
günden bu güne kadar Tunceli'de ölen sivil insan sayısı 960 kişi.
Tunceli dışında ölenler ile birlikte bu sayının biz 3 bin kişi
olduğunu tahmin ediyoruz. Sadece bizim evlatlarımızdan 3 bin kişi
PKK'nın devlete karşı yürüttüğü savaşta hayatını kaybetmiş. Bundan
sonra yine de 3 bin Dersimli ölecek mi? Yeniden Türkiye'de 50 bin
kişi ölecek mi? Yeniden Foça olacak mı? Yeniden Diyarbakır olacak
mı? Gaziantep olacak mı? Burada PKK'nın da bir karar vermesi lazım
eğer benim gibi barışı kardeşliği ateşkesi, silahsızlanmayı,
Kürtlerin demokratik haklarının devlet tarafından tanınmasını
isteyen aydınları, milletvekillerinin seslerinin çıkmasını
istiyorlarsa Gaziantep tipi eylemlere son vermelidirler. Çünkü bu
eylemler bizim sesimizi duyurmaz hale getiriyor. Bizim ses
çıkarmamızı imkansızlaştırıyor. Bakın ben bırakıldıktan sonra risk
alarak önemli şeyler söyledim. Aslında çok basit şeyler;
'Kardeşlerim, genç arkadaşlar'. Söylediğim herşeyin arkasındayım.
Vicdanım ve halkım söyletiyor bunları. Ama Gaziantep olayı hepimizi
mahvetti. Hiçbir şey savunacak halimiz kalmadı. O oluşan barış
havası bir haftada darmadağın olup gitti. Çünkü hiçbir dava hiçbir
ideoloji, hiçbir kurtuluş projesi 1 yaşındaki 3 yaşındaki çocuğu
öldürmeyi gerekli kılmıyor."
GAZİANTEP SALDIRISI İNSANLIĞA KARŞI SUÇTUR
Gaziantep'teki saldırıyı da değerlendiren Aygün, PKK tarafından
yapılan saldırının insanlığa karşı bur suç olduğunu söyledi. Aygün,
"Pülümür bal festivali var. Buraya gelmeyip gerçekleri
görmeyen güçler twitter diye bir güç var orada birkaç kelime ile
görüşlerini yazıyorlar. Beni terörist olmakla, terörist
milletvekilliği yapmakla suçluyorlar. CHP'li olmamakla, hatta CHP
içindeki PKK'lı olmakla suçluyorlar. Ya bu kadar akıldışı bir şey
ki PKK'nın kaçırdığı muhtemelen Kandil'e götürüp sorgulamak
istediği, göz dağı vererek Dersim'e bir mesaj vermeyi hedeflediği
ben olduğum halde bakar mısınız PKK'lı oluyorum. Siz bu ülkede
barışı nasıl kuracaksınız? Benim gibi birine PKK'lı muamelesi
yaparsanız siz PKK'ya ne muamelesi yapacaksınız? Benimle konuşmayı
bilmiyorsunuz PKK ile nasıl konuşacaksınız? Dolayısıyla bana o
savaş ilan edenleri de hani bir arkadaş dedi ya 'ulu divan yasa
dışı bir örgüttür' beni hedef gösteriyor onları da gerçekten ulu
divana havale ediyorum. Çünkü bizim silahımız yok, ordumuz yok,
topumuz yok. Bakın ben silahsız ve korumasız dolaşıyorum. PKK'nın
bu eylemi beni karanlık örgütlerin daha fazla hedefi haline
getirdi. Şu anda daha fazla risk altındayım. PKK'nın eylemi hem
bana, hem Dersim halkına büyük zararlar veren sonuçları var. Bunu
önümüzdeki dönemlerde göreceğiz. Ama son sözüm şu; barış istiyoruz.
30 yıldır devam eden savaşın, 30 yıl daha sürmemesini istiyoruz,
hiçbir çocuğun ölmesinden yana değiliz. Foça türü eylemlere
karşıyız. PKK'nin Gaziantep'te yaptığı eylem insanlığa karşı
suçtur. Beni PKK'li olarak niteleyenlere de duyururum. Bu eylemi
insanlığa karşı suç olarak görüyorum. Bu kadar ağır bir eylemdir.
Ve diyorum ki gelin hep beraber barış için düşünelim çaba
gösterilim" diye konuştu.
GENÇ: "BİR CANIMIZ VAR ALACAKSANIZ ALIN"
Pülümür Bal festivalinde konuşan CHP Tunceli Milletvekili Kamer
Genç ise, PKK'nın Tunceli'de yaptığı eylemleri sert bir dille
eleştirdi. PKK'nın eylemlerine artık tahammüllerinin kalmadığını
belirten Genç, Ak Partiyi iktidar yapanların başında da PKK'nın ve
Kürtlerin geldiğini söyledi. Bu ülkede artık barış istediklerini
kaydeden Genç, şunları söyledi: "Biz artık bu ülkede barış,
kardeşlik istiyoruz. Bana da birçok kişi Hüseyin Aygün'ün
kaçırılması için danışıklı dövüş dedi. Ben sert tepki gösterdim.
İnsanda bir utanma duygusu olur. Ben 2 gün boyunca ailesi ile
birlikteydim. Her gün ağlıyorlardı. Hiçbir vicdan bu suçlamayı
kabul edemez. Diyorlar ki; Neden güvenlik ile dolaşmıyor.
Gidişlerini neden güvenlik birimlerine bildirmiyor. Şimdi biz bunu
yapsak güvenlik birimleri telsizle konuşacak ve bunlar gidişleri
daha rahat öğrenecek. Bu memleketin gerçeklerini bilmeyenler
durdukları yerde değerlendirme yapıyor. Geçmişte benim içinde bu
tür seneryolar yapıldı. Mehmet Eymür Amerika'da iken kendi
sitesinde yazdı dedi ki 'biz 93-94 yılarında Kamer Genç'i yeşil
vasıtası ile öldürecektik, ama sonradan istikametini değiştirdi
eylem gerçekleşmedi' dedi. Bundan sonra herkes şapkasını önüne
koyup doğruyu söylemek zorunda. Hiç kimse memleketimizdeki bu
yoksulluğu, bu haksızlığı ve bu memleketi insansız hale getirdiğini
artık nerden kaynaklandığını bilmeli. Buradan sesleniyorum bundan
sonra hiç kimse bize korku veremez. O korkuyu vermeye çalışanlar
silahlarını anlımıza da dayasalar yine bizi
korkutamazlar."
Festivalin yapıldığı bu bölgede silahlı PKK'lıların olduğunu da
belirten Kamer Genç, "şimdi buralarda silahlı PKK'lılar da
var. Ne istiyorlar? Bakın seçimlerde Güneydoğu'da AKP'ye siz destek
verdiniz. Bugün AKP'nin 325 milletvekilinden 80 tanesi Kürt müdür?
Kürttür. Tayyip Erdoğan'ı iktidarda tutan siz misin? Evet sizsiniz.
Bugün 8 Kürt bakan size ait mi? Aittir. Bugün devletin birçok
ihalesini ya sizler ya Karadenizler alıyor mu alıyor kardeşim.
Burada ezilen alevi inançlı insanlarımız, bir tek alevi inançlı
insanımız Kürt bakanların bakan olduğu yerlere kurumlara alınmıyor.
Bir ihale alevilere verilmiyor. Burada ezilen ve özellikle yok
edilmeye çalışılanlar alevi inançlı insanlarımızdır. Biliyorsunuz
yaz aylarında Tunceli dışında oturanlar Tunceli'ye gelmek istiyor,
ama gelemiyor. Ben burada PKK'ya soruyorum. Sizin hedefiniz açıkça
Tunceli halkını yok etmek midir? Bakın bu coğrafyaya bu dağlar o
kadar güzelki, o kadar güzel hayat varki bu dağlarda, neden bu
güzel hayatı insanlarımızın yaşamasını istemiyorsunuz. Arkadaş
sizin amacınız neyse bunu söyleyin. Ben artık dağda silahlı
mücadele yapanlara sesleniyorum. İnsan öldürmek insanlığa sığmaz,
sizin hakkınız değil. Suçsuz insanları öldürmeye, bu memleketimizi
bitirmeye hakkınız yok. Bu memleketimizdeki insanların sabrını
tüketmeye hakkınız yok. Bir canımız var, gerekirse bu canımızı da
veririz böyle olur mu? Böyle yapmakla onurumuzu rencide
ediyorsunuz. Bu olaylardan dolayı bu toprakları terk ederek batı
illerine giden Tunceliler büyük bir zulüm ve zorluk altındadır.
Artık yeter be kardeşim niye yapıyorsunuz bunu bizlere. Neden başka
yerlerde yapmıyorsunuz? Neden yaz geldiği zaman hemen yol kesip
araçları yakıyorsunuz. Artık gerçekleri ortaya koymamız lazım.
Artık bu silahlı adamlar bu dağlarda çekilsinler. Ben şeref sözü
veriyorum o dağlardaki karakollar o zaman gereksiz hale gelecek ve
gider o karakolları söker atarız. O zaman karakolun bizim
dağlarımızda ne işi olur ki?" dedi.