Chp'li Aygün'den Mahkemenin Tbmm'deki Cemevi Kararına İlişkin Açıklama
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Ankara 6. İdare Mahkemesi'nin TBMM'deki cemevi ile ilgili kararını eleştirerek, "Aslında Meclis Başkanı'nın bile bir selahiyeti yok ki. Biz istersek her perşembe gecesi Meclis'in herhangi bir yerinde cem yapabiliriz. Hiç de Meclis Başkanı'na, mahkemeye ihtiyacımız yok" dedi.
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Ankara 6. İdare
Mahkemesi'nin TBMM'deki cemevi ile ilgili kararını eleştirerek,
"Aslında Meclis Başkanı'nın bile bir selahiyeti yok ki. Biz
istersek her perşembe gecesi Meclis'in herhangi bir yerinde cem
yapabiliriz. Hiç de Meclis Başkanı'na, mahkemeye ihtiyacımız
yok" dedi.
TBMM'de düzenlediği basın toplantısında uzun zamandır tartışmalara
neden olan TBMM'deki cemevi ile ilgili Ankara 6. İdare
Mahkemesi'nin kararını açıkladığını, kararın çok ağır hukuk
yanlışlıkları, ayrımcılık, bir inancın haklarının aykırı ve
asimilasyon içerdiğini söyleyen Hüseyin Aygün, "5 sayfalık
kararın çok önemli bir paragrafında Alevilerin ezildikleri veya bir
başka inancı benimsemeye zorlandıkları yönünde herhangi bir olayın
Türkiye'de yaşanmadığı vurgulanıyor. Bu çok çarpık bir zihniyeti
ortaya koyuyor" diye konuştu.
Kararın son derece hükümet politikalarına uygun, karşı düşünceyi
teşkil eden bütün güçleri aşağılayan ve tehdit eden bir mahkeme
kararı olduğunu söyleyen Aygün, "Bizim Meclis'te cemevi
kurulmasını talep etmemizi 1 kadın 2 erkek üyeden oluşan 6. İdare
Mahkemesi pozitif ayrım yönünde bir istek olarak görüyor. Bizim
cemevi isteğimiz laiklik karşıtı bir hareketmiş mahkemeye göre.
Memlekette laikliğin kökünü kimin kazdığı, El Kaide'nin üssü haline
getirdiği belli iken, onlara hiç ses çıkartmaya cesaret edemeyen
hakimler, Aleviler'in Meclis'te cemevi isteğini laikliğe karşı
görüyorlar. Bu ancak mizah konusu olur" şeklinde
konuştu.
Bu mahkeme kararının Diyanet İşleri Başkanlığı'nı güçlendiren bir
karar olduğunu belirten Aygün, "5 sayfalık karar boyuna
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Müslümanlığı temsil ettiği
vurgulanıyor ve onun kararları ekseninde cemevini
yorumluyor" diyerek Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'i
de eleştirdi. "Diyanet laik bir devlette olamaz, laikliğin
düşmanıdır" diyen Aygün, mahkemenin düştüğü en kötü
durumun demokratik bir talep olan cemevi isteğini parlamentoda
demokratik bir hak olarak görmek yerine din yorumu temelinde, dini
alana kayarak yorumlamalar yaparak reddettiğini söyledi.
"Mahkeme bir din kurumu değil, teolojik meselelere
girmemeliydi" diyen Aygün, kararı temyiz edeceklerini
belirtti.
Meclis Başkanı'nın bu tabloyu objektif bir şekilde ele alıp adım
atabileceğini söyleyen Aygün, "Bu Meclis'in çözebileceği
bir şey. Bu reddedildiği için biz mahkemeye taşıdık, yoksa biz
yargıya taşınmasından yana değildik. Aslında Meclis Başkanı'nın
bile bir selayeti yok ki. İnanç yerini istemek ve kurmak bizim
tasarrufumuzda, hiçte ona muhtaç değiliz. Mevcut usulleri
çiğnemeyelim diye yazılı müracaatta bulunduk. Biz istersek her
perşembe gecesi Meclis'in herhangi bir yerinde cem yapabiliriz.
Hiçte Meclis Başkanı'na, mahkemeye ihtiyacımız yok ki"
ifadelerini kullandı.
"CİNSEL OLARAK AĞIR SORUNLAR YAŞADIĞINI
DÜŞÜNÜYORUM"
Genel Kurul'da yaşanan tartışmalarla ilgili soru üzerine Aygün,
"Meclis zaten son derece itibarsız bir yer. Kendi görev
yetkisini kanun hükmündeki kararnamelere devredeli, tıpkı bu
mahkeme kararına kaynak oluşturan Cemil Çiçek imzalı Meclis'te
cemevi olamayacağına dair kararda düştüğü utanç verici durum gibi
her gün yeni bir icraata imza atıyor. Cemevi kararını da Cemil
Çiçek Diyanet'e sorarak yerine getirdi. Diyanet fetvasıyla
olamazlığını bize bildirdi. Böyle bir Meclis'te bir milletvekilinin
başka birisinin annesine, karısına, hatta onun cinsel kimliğine
küfretmesi, sokak düzeyinin bile gerisinde üslup kullanılması son
derece utanç verici. Meclis böyle giderse çok korkunç şeyler
olacak, bu kadar küfrün havada uçtuğu yerde daha kötü olaylar
olabilir. Zeyit Aslan'ı izliyorsunuz, Tayyip Erdoğan'ın
avukatlığında herkesin karısına, anasına küfreden bir merhaleye
erişti. Önce Tayyip Erdoğan'ın vekiliydi, şimdi tüm ulusun vekili
ve herkese küfrediyor. Bence Tayyip Erdoğan'da sorumludur,
getirdiği adamın kalitesi, insanlığı ortaya çıktı. Cinsel olarak
ağır sorunlar yaşadığını düşünüyorum. Cinsel olarak normal yaşayan
insan böyle şeyler söyleyemez, cinsel sorunları var herhalde. Onu
avukatı olarak Tayyip Erdoğan'a havale ediyorum. Hep cinsel
organıyla konuşuyor, cinsel sorunlar yaşıyor olabilir. Biz
aklımızla düşünürüz, cinsel organımızla düşünmeyiz. Arkadaş
Meclis'e geldi geleli cinsel organı dilinden düşmüyor, utanç verici
bir şey" dedi.