Dünyanın ilk nükleer santrali güvenli enerjinin sembolü
Sovyetler Birliği döneminde inşa edilen dünyanın ilk nükleer enerji santrali Obninsk Nükleer Enerji Santrali, nükleer araştırmalar yapan üniversitelere uygulamalı araştırma desteği veriyor.
Sovyetler Birliği döneminde inşa edilen dünyanın ilk nükleer
enerji santrali Obninsk Nükleer Enerji Santrali, yarım asır hiçbir
sorunla karşılaşmadan güvenli enerji sağladıktan sonra şimdi
nükleer araştırmalar yapan üniversitelere uygulamalı araştırma
desteği veriyor. Santral halen yoğun güvenlik tedbirleriyle
korunuyor.
Dünyada atomun barışçıl amaçla kullanılmasının yolunu açan ve
faaliyet gösterdiği dönemde, bölgesindeki Rusya Ulusal Nükleer
Araştırma Üniversitesi Nükleer Enerji Enstitüsü'nün yanısıra
ülkenin diğer bölgelerdeki nükleer fizik eğitimi veren
üniversitelere uygulamalı çalışma ve bilimsel araştırma olanağı
sunan Obninsk NES, faaliyetinin durdurularak eğitim-müze
kompleksine dönüştürüldüğü 2002'den itibaren ziyaretçilerine
nükleer fizik alanında atılan ilk adımları anlatıyor.
1990'ların başına kadar Batı ile amansız bir mücadele içinde olan
Sovyetlerin medarı iftarı Obninsk'in öyküsü, ünlü Rus nükleer
fizikçi ve Rus atom bombasının babası olarak bilinen İgor
Kurçatovun liderliğini yaptığı bilimadamları ekibinin
çalışmalarıyla başlıyor.
İkinci Dünya Savaşı'nın sonuna gelindiği sırada ABD'nin Japonya'da
atom bombası kullanması SSCB'nin de kısa sürede bu stratejik silah
ve teknolojiyi edinmesine neden oluyor. Sovyetler 1949'da başarılı
sonuçlanan nükleer denemelerle atom silahı konusunda bir denge
yakalıyor. Ancak ABD'nin nükleer teknoloji kullanımında gerisinde
kalmamak için bunu farklı sektörlerde kullanma çabasına giriyor.
İlk olarak deniz taşıtları ve uçak sanayi gibi alanlarda
değerlendiriliyor. Teknolojinin 5 MW gücündeki bir reaktörle enerji
santralinde değerlendirilmesiyle nükleer enerjinin barışçıl amaçlı
kullanım dönemini de başlamış oluyor.
Obninsk nükleer santrali, 1951 eylülünde ülkenin tüm imkanları
seferber edilmesine karşın, nükleer reaktörün bulunduğu 20 metre
derinlikteki kuyu neredeyse sadece kazma küreklerle açılıyor. Bir
yıl sonra reaktörün dış duvarının beton korumasının temeli
atılıyor. İlk nükleer çubukların başarısız olması ve projede
yapılan sürekli değişikliklere karşın inşaat mart 1954'te
tamamlanıyor. Obninsk nükleer enerji santrali 26 Haziran 1954'de
yüzde 55 kapasite ve 1500 kvt güçle çalışmaya başlıyor. Dört ayında
5000 kvt tam kapasiteye çıkan reaktör, 48 yıl süren bir serüvenin
ardından 29 Nisan 2002'de emekliye ayrılıyor. Santral, 2004'te
"Bilim ve Teknik Anıtı" ilan edilerek müze ve
eğitim kompleksine dönüştürülüyor.
Bünyesinde onlarca ünlü Rus bilim adamını barındırması ve yeni
nesil nükleer santrallerin kurulması için nükleer fizik alanındaki
eğitim ve araştırmalara katkı sağlaması açısından da dünyanın ilk
nükleer santrali olma gururunu taşıyan Obninsk, şimdi elektrik ve
tıpta kullanılan izotopların üretimi ve araştırılması konusunda da
hizmetler veriyor.
Orman içindeki bacalı ev
Türkiye'de kurulacak Akkuyu santralinin de
"dedesi" sayılabilecek Obninsk nükleer enerji
santralinin iki katlı binası, dış görünüşüyle modern santral
örneklerinden oldukça uzak.
Moskova'dan 110 kilometre uzaklıkta ormanlık arazide nehre yakın
bir noktada bulunan santralin bölgedeki evlerden tek farkı ise
üzerinde yükselen buhar borusu.
Amerikalı ve Avrupalı ajanlardan gizlemesi gereken en önemli Sovyet
varlıklarının başında gelen Obninsk santralinde eski
alışkanlıkların devam ettiği görülüyor. Ziyaret izni için yapılan
başvuruya 3 ay sonra izin veren yetkililer, santrale cep telefonu
dahil hiçbir elektronik cihazın sokulmasına müsade etmiyor.
Birkaç önemli bölmeden oluşan santralde, ana kumanda odası büyük
bir odada bulunuyor. Sökülen reaktörün yer aldığı ana salon
dışındaki bölümler ise dar koridorlarla bağlı küçük odalardan
oluşuyor.