“FETÖ unsurları bu organize usulsüzlükte aktif rol almıştır”
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, "Savcılık soruşturmaları da gösterdi ki FETÖ unsurları bu organize usulsüzlükte aktif rol almıştır. Sonuç; birçok açıdan tam kanunsuzluk hali söz konusu. Tam bir seçim yolsuzluğu var. Münferit ve sehven değil, müştereken ve kasıtlı olarak ‘Organize Usulsüzlük' yapılmış" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz,
"Savcılık soruşturmaları da gösterdi ki FETÖ unsurları bu
organize usulsüzlükte aktif rol almıştır. Sonuç; birçok açıdan tam
kanunsuzluk hali söz konusu. Tam bir seçim yolsuzluğu var. Münferit
ve sehven değil, müştereken ve kasıtlı olarak ‘Organize Usulsüzlük'
yapılmış" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, sosyal medya
hesabı Twitter üzerinden açıklamada bulundu. Yavuz, yaptığı
açıklamada, "Değerli Fatih Portakal ve CHP'li yöneticiler
başta olmak üzere bazı kişiler, bana atfedilen ‘Hiçbir şey olmasa
bile kesinlikle bir şeyler oldu ama fark edemedik' şeklindeki
ifadeyi dillerine doladılar. Oysa böyle bir cümlem yok. ‘Hiçbir şey
olmasa bile kesinlikle bir şeyler oldu ama fark edemedik' şeklinde
ifadem olmamasına rağmen bunu neden dillerine doladılar acaba?
Böyle bir kurgudan bile medet umulduğu için olabilir mi? Benim için
mahzuru yok ama acziyetin bu kadarı da gerçekten üzüntü verici. Bir
başka ihtimal de, bunu yapanların bu yalanı doğru sanmasıdır ki bu
da gerçekten vahim. Siyasetçi ve medya mensubu olma sorumluluğu
eylem ve söylemlerde ihtimam göstermeyi zorunlu kılar"
ifadelerini kullandı.
İstanbul'da seçimin üzerindeki şüpheyi yok etmek ve yapılan
kanunsuzlukları ortaya çıkartmak üzere meseleyi YSK'nın gündemine
taşıdıklarını belirten Yavuz, şunları dedi:
"Yani biz, belge ve bilgiyle doğruyu yapma çabasındayız.
Vatan için, hukuk için. Oysa CHP ve bir kısım çevreler, meselenin
üzerini örtmeye çalışmakta, bunca kanunsuz yapılan iş ve işlemlerin
tartışılmasının önünü kapatmakta ve en önemli seçim yolsuzluğunu
görmezden gelmektedir. 'Kanun ne söylerse söylesin yeter ki
İstanbul bizim olsun' tavrındadırlar. Öte yandan CHP'liler,
iddialarımızın somut olmadığını söyleyip durmaktadır. Oysa tüm
iddialarımız somut ve belgeye dayalıdır. Söz konusu bu belgeleri
birçok kez basınla paylaştık. Ayrıca istemeleri halinde bu
belgeleri kendileriyle de paylaşacağımızı deklare ettik. Niye
istenmedi? CHP, ‘Sandık kurulu başkanlarının listesi partilerde
var' diyor. Oysa YSK'nın ‘Bu listeler, partilere verilmez' kararı
var. Öyle ise bize verilmeyen listeleri CHP'ye kim verdi? Ya da bu
listeleri CHP nasıl aldı, kimden aldı ve neden aldı? Mülki İdare,
298 sayılı yasanın 22. ve 23. maddeleri gereği, 134 bin 351 kişilik
kamu görevlileri listesini seçim kurullarına vermiş ancak seçim
kurulları 62 bin 560 kişinin tamamını bu listelerden ataması
gerekirken 19 bin 742 kişiyi kanuna aykırı şekilde bu listelerin
dışından belirlemiş. Hatta bazı seçim kurulları, daha da ileri
giderek, adeta kanun koyucunun yerine geçmiş ve olmayan bir kanun
maddesini var gibi göstererek işlem yapmıştır. Örneğin, 298 Sayılı
kanunun 31. maddesine göre kişileri bankalardan istemiştir. Oysa bu
madde 2017'den beri mülga. Yani yok."
"SAVCILIK SORUŞTURMALARI DA GÖSTERDİ Kİ, FETÖ UNSURLARI BU
ORGANİZE USULSÜZLÜKTE AKTİF ROL ALMIŞTIR"
"Diyorlar ki, ‘Ölülerin ve cezaevinde olanların oy
kullanacak hali yok.' Oysa kullanmışlar" diyerek sözlerini
sürdüren Yavuz, "Daha doğrusu özel görevli bir kısım sandık
başkanları, bunların yerine oy kullandırtmış. İşte kamu görevlisi
dışından atanan başkanın bulunduğu sandıkta 2 hükümlünün oy
kullanma belgesi. Savcılık soruşturmaları da gösterdi ki, FETÖ
unsurları bu organize usulsüzlükte aktif rol almıştır. Baştan beri
zaten bunu büyük oranda tespit ederek yer yer kamuoyuyla paylaştık,
paylaşmaya da devam ediyoruz. Öncelikli amacımız, seçim
güvenliğinin önündeki engelleri kaldırmaktır. Biz şimdi bu işin
neresini düzeltelim. Hükümlüler seçmen listesinde yer alamaz.
Alırsa da yanına ‘oy kullanamaz' şerhi düşer, düşmemiş. Sandık
başkanları memur olur, olmamış. Kimliksiz oy kullandırılamaz,
kullandırılmış. Mühürsüz, imzasız, isimsiz hatta boş olan sandık
sayım döküm cetvelleri, kayıp oy pusulaları, çelişkili rakamlar, oy
kaydırmaları vesaire gibi durumların da yaşandığını gördük ve
bunları belgeleriyle birlikte kamuoyuyla paylaştık. Sonuç; birçok
açıdan tam kanunsuzluk hali söz konusudur. Tam bir seçim yolsuzluğu
var. Münferit ve sehven değil, müştereken ve kasıtlı olarak
‘Organize Usulsüzlük' yapılmış. CHP, ‘Kanun ne söylerse söylesin
yeter ki İstanbul bizim olsun' tavrında. Bizler; seçim güvenliğini
her şeyden çok mühimsiyoruz. Kanunların çiğnemesine, velev ki
lehimize olsa bile gönlümüz asla razı olmaz. Bu işin peşini
kesinlikle bırakmayıp sonuna kadar gideceğiz. Sonunda hak kazansın,
hukuk kazansın istiyoruz" açıklamasını yaptı.
(İlker Turak /İHA)