"Meclis İnanç Özgürlüğüne Pranga Vurmuştur"
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün cemevi açılmasına ilişkin başvurusunun reddedilmesine karşı açmış olduğu davaya TBMM'den, "İslam'ın ortak ibadet yerleri cami ve mescittir" diye yanıt verilmesi Aleviler'in tepkisine neden oldu. Kayseri Hacı Bektaşi Veli Kültürünü Araştırma, Yaşatma ve Dayanışma Derneği Başkanı Kenan Akpınar, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'i tarih okumaya...
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün cemevi açılmasına
ilişkin başvurusunun reddedilmesine karşı açmış olduğu davaya
TBMM'den, "İslam'ın ortak ibadet yerleri cami ve
mescittir" diye yanıt verilmesi Aleviler'in tepkisine
neden oldu. Kayseri Hacı Bektaşi Veli Kültürünü Araştırma, Yaşatma
ve Dayanışma Derneği Başkanı Kenan Akpınar, TBMM Başkanı Cemil
Çiçek'i tarih okumaya davet ederek, "Halkın iradesi ile
seçilen bir meclis halkın inanç değerleri ile alay edemez. Gerekeni
yapar. Ne yazık ki, meclis bir kez daha inanç özgürlüğüne pranga
vurmuştur" dedi.
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün cemevi açılmasına ilişkin
başvurusunun reddedilmesine karşı açmış olduğu davaya TBMM'den,
"İslam'ın bir alt yorumu olan Aleviliğin, İslam'ın ortak
ibadet yerleri olan cami ve mescitler dışında ayrı bir ibadet
yerinin olmayacağı, cemevi ve benzeri yerlerin ibadet yeri
kapsamında değerlendirilmesine imkân bulunmadığından davanın reddi
gerekir" yanıtı verildi. Kayseri Hacı Bektaşi Veli
Kültürünü Araştırma, Yaşatma ve Dayanışma Derneği Başkanı Kenan
Akpınar, "Meclisi, Aleviler'in cemevine saygılı olmaya ve
halka doğru bilgi vermeye davet ediyoruz" dedi.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek'i de tarih okumaya ve doğru bilgi
öğrenmeye davet eden Akpınar, Meclis Başkanlığı'nın, Diyanet İşleri
Başkanlığı'ndan aldığı görüş doğrultusunda "Cemevi
ibadethane olmaz" diye olumsuz cevap verdiğini
hatırlatarak şöyle devam etti:
"Bunun üzerine Milletvekili Hüseyin Aygün, Ankara 6'ncı
İdare Mahkemesi'ne dava açmış ve Meclis Başkanlığı mahkemeye
'evlere şenlik' bir inkarcı ve inanç özgürlüğüne pranga vuran bir
savunma göndermiştir. Hacı Bektaşi Külliyesi'nin yapımında bir cami
falan yoktu. O cami daha sonra 1826'da, yani 2'nci Mahmut'un Alevi
ve genellikte de Bektaşiler'in devlet kadrolarından tümüyle tasfiye
edilmesi ve yeniçerilerin kaldırılması olayından sonra oraya tayin
edilen bir Nakdi şeyhinin sonradan yaptırmış olduğu bir camidir.
Oysa külliyenin yapımı çok daha eskidir. Arada 600 yıl fark vardır.
İnsanlar cemlerini yani ibadetlerini cemevinde yapmaktadır. Hacı
Bektaş'a yakın yerde bulunan Seyitgazi'deki Hüseyin Gazi
Külliyesi'nde 1208 tarihinde yapılmış bulunan cemevi bulunmaktadır.
Kısacası cemevleri bugünün ürünü değildir. Savunmasında dergahtaki
camiyi örnek göstererek, Alevileri camiye davet eden Meclis
Başkanı, eğer konuyu bilmiyorsa Kültür Bakanlığı'na bağlı bir müze
olarak faaliyette bulunan dergahın tarihini bir kez daha okumalı,
doğru bilgiyi öğrenmeli ve kamuoyuna açıklamalıdır."
Açıklamasında halkın iradesini temsil eden ve ileri demokrasi
laflarının dillendiren bir meclise bu yöndeki yanıtın yakışmadığını
belirten Akpınar, şöyle devam etti:
"Halkın iradesi ile seçilen bir meclis verdiği dayanaksız
yanıtla halkın inanç değerleri ile alay edemez. Eğer bir yerde
inanç zulmü varsa yani inançlar yok sayılıyorsa meclis orada
gerekeni yapar. Vatandaşının hakkını kollar. Ama bu alaycı yanıt
ileri demokrasinin bazı çevrelerce ne anlam taşıdığını da gözler
önüne seriyor. Her dönem Alevilere farklı uygulamalar ve
açıklamalarla adeta Kerbela zulmünü yaşatmak isteyenler olsa da
Aleviler, inançlarına ve haksızlıklara yönelik yapılan zulümlere
tarihte olduğu gibi şimdi de karşı çıkmaya devam
edeceklerdir."