Ömer Çelik'ten MYK sonrası flaş açıklamalar
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Basın toplantısındaki Azerbaycan bayrağına dikkat çeken Çelik, "Bugüne kadar bu kürsüde ilk defa kendi bayrağımızın yanında sadece Azerbaycan bayrağı ile toplantı yapıyoruz. Bunun bir anlamı var" ifadelerini kullandı.
AK Parti MYK toplantısı sonrası sözcü Ömer Çelik açıklamalarda bulundu. Çelik'in düzenlediği basın toplantısında Azerbaycan bayrağının bulunması dikkatlerden kaçmadı. Çelik, "Biz burada diyoruz ki 'iki devlet tek millet', Azerbaycan'ın yanındayız diyor. Bugüne kadar bu kürsüde ilk defa kendi bayrağımızın yanında sadece Azerbaycan bayrağı ile toplantı yapıyoruz. Bunun bir anlamı var. Dolayısıyla destek şu unsurla olacak gibilerinden ayrıntıya girmeye gerek yok. Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü kendi toprak bütünlüğümüz gibi savunuyoruz. Azerbaycanlı kardeşlerimiz kendilerinin yanında nasıl olmamızı istiyorlarsa o şekilde olacağız" ifadelerini kullandı.
Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları:
Sayın genel başkanımız teşkilat başkanlarına kongre ile ilgili talimatlar verdi. Ekim ayında kongrelerimiz başlayacak. Sayın Cumhurbaşkanımız imkanlar müsait olursa kongrelere katılacaklardır. İnsan Hakları Başkanlığımız kapsamlı bir şekilde kendisine ait dosyalarla ilgili yaklaşımları, stratejileri sundu. Çevre ve Şehircilik Başkanlığımız Çiğdem Hanım çok kapsamlı bir sunum yaptı. Kuzey kutbundaki buzulun üstünde tek başına kalmış, herhangi bir yere gidemeyen kutup ayısının durumu istisnai bir örnek değil. Sanayileşmiş ülkeler denilen bazı ülkeler konuyu geriden takip ederek kirletme oranların azaltılmasına vurgu yapıyorlar. Bunun yeterli olmadığını, kapsamlı bir şekilde olması gerektiğini Çevre ve Şehircilik Başkanımız anlattı.
Sayın Emine Erdoğan hanımefendi öncülüğündeki 06 projesi uygulamaya konuldu. İstanbul Havalimanı'nın risk belgesine sahip olması gibi istisnai durumlar, başka ülkelerde olmayan öncülüklerimiz var.
Kuveyt Emiri'nin vefat ettiğine dair bir haber var. Allah'tan rahmet diliyoruz. Dost ve kardeş Kuveyt halkına başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz, gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Türkiye'nin terörle mücadelesi dünyanın en meşru mücadelesidir.
Ermenistan'ın Azerbaycan'a haksız, hukuksuz, barbarca saldırısı sonucu Azerbaycan'da da şehitlerimiz var. Kardeş Azerbaycan'ın yanlarında olduğumuzu ifade ediyor, başsağlığı diliyoruz.
DİYARBAKIR ANNELERİ
Diyarbakır annelerinden Çetin Ailesi evlatlarına kavuştu. İçişleri
Bakanlığımız ve yetkili kurumlarımız üstün gayret sarf ediyorlar.
Erdal Çetin 13 yaşında iken terör örgütü tarafından dağa
çıkarılmıştı. Şimdi bu çocuk güzel bir gelecek kurmak için ailesine
kavuştu. Her zaman bu kürsüden Diyarbakır annelerinin vicdan
nöbetine selamlarımızı gönderiyorum. Bazı muhalefet partilerin bu
konuya hiç girmemesi çok dikkatimizi çekiyor. Bu bir vicdan
hareketedir. Olur olmaz her konuda söz söyleyen partilerin bu
konuda hiçbir şey söylememesi vicdani açıdan kabul edilebilir
değildir. Çocuk yaşta dağa götürülen bu çocukların geleceğini
kurtarmak için annelerin verdiği mücadeleye en azından biz de
sözlerimizle, duruşumuzla destek vermeliyiz. Uluslararası basının
birtakım ekstrem olaylarında gösterdiği hassasiyeti bu konuda
göstermediklerinin altını çiziyorum.
"ERMENİSTAN SOYKIRIMVARİ SALDIRIDA BULUNDU"
Ermenistan'ın Azerbaycan'a saldırısını şiddetli bir şekilde
kınıyoruz. Azerbaycan ve Türkiye aynı kadere, geleceğe ve aynı
değerlere sahip iki ülke. Ermenistan ateşkesi ihlal etti, barbarca
bir saldırıyla soykırımvari saldırıda bulundu. Türkiye olarak
sesimizi yükselttik. Cumhurbaşkanımızın mesajı nettir, Türkiye
sonuna kadar Azerbaycan'ın yanındadır. Azerbaycanlı kardeşlerimiz
nasıl istiyorsa, ne şekilde istiyorsa, ne kadar istiyorsa Türkiye
Azerbaycan'ın yanında olmaya devam edecektir.
"ERMENİSTAN KINANMALIDIR"
Uluslararası toplum Ermenistan'ı kınamalıdır. Ermenistan'ın yaptığı
uluslararası hukukun ihlalidir. Bir yerde saldıran, bir yerde
saldırılan varsa tarafları itidal çağrısı saldırıyı teşvik
etmektir. Azerbaycan'a meşru müdafaa hakkını kullanma demek
Ermenistan saldırısına destek vermektir. Biz bu saldırganlık
karşısında Azerbaycan'ın meşru müdafaa hakkını sonuna kadar
savunuruz. Karabağ bölgesi Azerbaycan toprağıdır, Ermenistan orada
işgalcidir. Ermenistan'ın orayı terk etmesi için yatırımlarda
bulunulmalıdır. Türkiye Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü konusunda
Azeri kardeşlerimizin yanında olmaya devam edecektir. Ermenistan'ın
Azerbaycan'a bu mütecaviz yaklaşımları asla kabul edilemez.
Ermenistan işgal ettiği toprakları terk ettiği anda sorun çözülür.
Ermenistan'ın saldırganlığına bir şey demeyip, Azerbaycan meşru
müdafaa hakkını kullandıktan sonra taraflara itidal tavsiye etmek
saldırıyı teşvik etmektir.
"ÜNAL ÇEVİKÖZ'ÜN GAFINI DÜZELTECEKLER Mİ DİYE
BEKLEDİK"
Minsk üçlüsü çözüm yerin çözümsüzlüğü sürdürmektedir. Çözdüğü tek
kalem mesele yoktur. Sadece Ermenistan'ın işgalci statükosuna
destek veren politikayı sürdürmektedir. Herkesi Ermenistan'ın
saldırganlığına karşı Azerbaycan'ın yanında olmaya davet ediyoruz.
CHP'de dış politikadan sorumlu Ünal Çeviköz, bir programda Türkiye
oraya silah gönderdiğini, cihatçı gruplar gönderdiğine dair
beyanlar vardı. Şimdi biz bunu eleştirdiğimizde 'linç kampanyası
yapılıyor' deniyor. Biz bu konuda Rusya'da çıkan haberleri
aktardık, deniyor. Ermenistan yalan propagandasına dayalı yalan
haberleri kınamadan aktarmasının ne manası vardır? Bu haber
yayınlandıktan sonra 20 saatten fazla bekledik, böylesine büyük bir
gafı düzeltecekler mi diye?
Türkiye'ye karşı hasmane tutum içerisinde olanların CHP'liler tarafından dile getirilmesine karşı acaba CHP yönetimi uyaracak mı diye bekledik. Bu cevap gelmeyince eleştirimizi söyledik. Bir müddet sonra TBMM'de HDP hariç diğer partiler Azerbaycan'ın yanında olan bildiriye imza attı. Bazı CHP'li arkadaşlar bunu gördünüz mü dediler. Ben de dedim ki siz Çeviköz'ün açıklamalarınızı gördünüz mü?
"CHP TABANI AZERBAYCAN'A SAHİP ÇIKMAKTA"
TBMM'deki bildiriye atılan imza son derece kıymetlidir. Şimdi
deniliyor ki Azerbaycan'a cihatçılar gönderildi. Türkiye'deki
siyasi partinin her dış politika olayında asla yapılmaması gereken
alfabe düzeyinde hatalar yapması Türk siyaseti bakımından üzüntü
verici bir durumdur. Bu CHP tabanındaki vatandaşlarımıza da
haksızlıktır. CHP tabanındaki vatandaşlarımız sosyal medyada çok
güçlü bir şekilde Azerbaycan'a sahip çıkmaktadırlar.
"TÜRKİYE AZEBAYCAN'IN YANINDADIR"
Aynı kara propaganda Türkiye'nin hasmı olan, Ermenistan tarafından
yapılmaya devam ediyor. Mesele nettir, Türkiye Azerbaycan'ın
yanındadır, onlar ne şekilde istiyorsa bu destek sürecektir. AK
Parti grubunda Türk ve Azerbaycan bayrakları onlara mesajdır.
POMPEO'NUN ZİYARETİ
Pompeo'nun ziyareti gerçekleşti. ABD bir ay süre içinde Yunanistan
tarafını iki kez ziyaret etti. Bu ABD'nin tarafsız politikalarına
gölge düşürmektedir. Burada Türkiye çok yönlü diplomasiye açık
olduğunu defalarca ifade etti. ABD'nin sadece Rum tarafını ziyaret
eden, bir ay içerisinde iki kez Yunanistan'a giderek tek yönlü
destek açıklaması bölge barışına hizmet etmez, müttefik
ilişkilerimiz açısından yakışıksız bir durum ortaya çıkarır. Hem
NATO ile ayrıştırma konusunda bir süreç yürütülürken, hem de
Türkiye Yunanistan'la diplomasi masasına hazır olduğunu
söylemişken, burada tek taraflı olarak Rum tarafını ziyaret
edilmesi, Rum tarafının çözümsüzlük politikasına destek anlamına
gelmektedir.
TEKNOFEST
Teknoloji ve oluşturduğu ekonomik değer dünyada hiçbir zaman
olmadığı kadar ilerliyor. Türkiye'nin hedeflerine ulaşması
bakımından bu alanı takip etmesi gerekiyor. Milli teknoloji hamlesi
olarak adlandırdığımız bu yolda emin adımlarla ilerliyoruz.
Dünyanın en büyük uzay ve teknoloji festivali unvanına sahip
TEKNOFEST bu konuda çok önemli. Burada gençlerin yeni teknolojik
imkanlarla buluşması, dene yap şeklindeki süreçlerle kendi
projelerini hayata geçirmeleri çok önemli. Tekno parkların artması
hassasiyetlerle takip ettiğimiz projeler.
UYGUR TÜRKLERİ
Çin'in Sincan Uygur özerk bölgesinde keyfi tutuklamalar herkes
tarafından yakın bir şekilde takip ediliyor. Yurt dışında yaşayan
Uygurların dönmeye zorlanmaları yakından takip ettiğimiz konular.
BM ırk ayrımcılığının ortadan kaldırılması ve çok kurumun
gerçekleştirdiği raporlar bu konuda kaygı duymamız gereken
tespitlere sahiptir. Uygur Türklerinin durumuyla yakından
ilgileniyoruz. Türkiye insan haklarına saygı gösterilmesine, dini
inançlara saygı gösterilmesiyle ilgili sürekli çağrı yapıyor. Bu
konudaki tek arzumuz Uygur Türklerinin Çin'de refah ve huzur içinde
yaşamalarıdır. Uygur meselesinin şeffaflık ve işbirliği şeklinde
ele alınmasını arzuluyoruz. Türkiye, Çin'in egemenlik ve toprak
bütünlüğüne saygı gösteriyor, aynı şekilde Çin'in terörle
mücadelesine de saygı gösteriyor. Teröristlerle masumlar arasında
çok ciddi bir ayrım yapılması gerekiyor. Bu konuda Çin tarafıyla
açık bir dille, şeffaflıkla meselenin çözülmesi noktasında
çalışmalarımız, diyaloglarımız sürecek. Bu konudan büyük bir üzüntü
duyduğumuzu bir kez daha belirtmek istiyoruz.
BASIN TOPLANTISINDA AZERBAYCAN BAYRAĞI DİKKAT
ÇEKTİ
Biz burada diyoruz ki 'iki devlet tek millet', Azerbaycan'ın
yanındayız diyor. Bugüne kadar bu kürsüde ilk defa kendi
bayrağımızın yanında sadece Azerbaycan bayrağı ile toplantı
yapıyoruz. Bunun bir anlamı var. Dolayısıyla destek şu unsurla
olacak gibilerinden ayrıntıya girmeye gerek yok. Azerbaycan'ın
toprak bütünlüğünü kendi toprak bütünlüğümüz gibi savunuyoruz.
Azerbaycanlı kardeşlerimiz kendilerinin yanında nasıl olmamızı
istiyorlarsa o şekilde olacağız.
KOBANİ TUTUKLAMALARI
Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma yürütüyor. 7-8 Ekim'de
Türkiye'de ne oldu? 6 Ekim'den itibaren bazı siyasilerin çağrısı
üzerine ki bunların hepsi HDP'de bulunuyorlar. Türkiye genelinde
olaylar başladı. Açık isyan çağrısıyla 37 vatandaşımız hayatını
kaybetti. O zaman her şey arşivde duruyor. Hangi siyasilerin bu
vahşi eylemler olurken nasıl bir teşvik dili kullandığı kayıtlarda
duruyor. Tek tek kişileri tartışmıyoruz. 761 vatandaşımız
yaralandı. 'Kobani düştü, düşecek' deniyordu. Türkiye Kobani'ye
destek vermeseydi bir günde 100 bin Kürt kardeşimizi yurda
almasaydı orada çok büyük katliam gerçekleşecekti. Kobani'ye yardım
etmeye giden Kürtleri PKK engelleniyordu. Niye? Kürtler ölsün yeter
ki PKK'nın propagandası yapılsın. Sonuçta ne oldu? Obama başkandı,
cumhurbaşkanımızı aradı 'Şu kadar gün içinde Kobani düşecek' diye.
Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla Kobani'ye yardım kanalı açıldı
ve 100 bin kişi alındı. Bunun güvenlik, insani boyutu var. Tamamen
insani sebeplerle Türkiye oradaki kardeşlerimizin canını kurtardı.
Buradakiler ise isyan çağrısı yaparak 37 vatandaşımızın hayatını
kaybetmesine yol açtı. 35 ilde olaylar meydana geldi. Alıkoyma,
hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, devlet konutlarının zarara
uğratılması gibi birçok olayla karşılaşıldı. Şimdi devlet bunu
soruşturmasın mı? Bu soruşturma yargının bileceği iş. Biz tek tek
kişileri bilemeyiz. Türkiye'de Kobani olayları birilerinin açık
ifadeleriyle, o ifadeler de ortadadır, 'PKK terör örgütü değildir,
PKK'ya sırtımızı dayıyoruz' dediler. Bu dünyanın her yerinde
suçtur. Hangi dosyanın içinde ne var buna karar verecek olan
yargıdır. Yargısal süreç, soruşturma süreci hukuka uygun bir
şekilde sürüyor. Bu tip soruşturmalar yapıldığı zaman 'Türkiye'de
siyasal katılım yolları kapatılıyor'. Peki dünyanın neresinde 'PKK
terör örgütü değildir' demek suç değildir. Demokrasi, hukuk devleti
diyor, ondan sonra tutuyor teröre destek veriyor. PKK terör örgütü
değildir cümlesini birisi kullandığı andan itibaren demokratik ve
hukuk alanının dışına çıkmıştır. AİHM'in de onayladığı İspanya'daki
Batasuna kararı terör örgütünü kınamamayı, terörist cenazesine
katılmayı suç sayar. Terör dünyanın en aşağılık, en alçakça
insanlık suçudur. Şimdi birileri 'PKK terör örgütü değildir'
dedikten sonra biz onu demokratik bir zihniyetin içinde kaldığını
düşünebilir miyiz? Kobani'deki Kürt kardeşlerimizin yardımına
gitmesini engellemeye kalktı PKK: Bir kişi demokratik kurum ve
kurallar içinde hareket ediyorum diyorsa siyasal katılma yolu
demokrasiden, hukuktan yana olmaktır. Bunun da açık maddesi teröre
karşı olmaktır. Siyasal katılma yolunun mantığı demokrasiyi
güçlendirmek, hukuk devletini güçlendirmek içindir. Hikayeyi bir
taraftan okumak her zaman yanlış netice doğurur. Bu kadar sene
sonra hangi delilleri bularak yargı adımını atacaktır. Biz kimin
suçlu, kimin suçsuz olduğuna karar verecek değiliz. Kobani olayları
Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün vatandaşlarına düşmanlık eden bir
mekanizmanın, zihniyetin çağrılarıdır. Tabii ki bunun karşılığı
olacak ama buna yargı karar verecektir.