TEOG’un yerine gelecek sistemi anlattı
Başbakan Binali Yıldırım, TEOG ile ilgili değişimi değerlendirdi. Yıldırım, "Sorular test değil. Sınıfta yapılan açık uçlu sorular olacak. Çalıştıysa, hazırlandıysa zaten cevap verecek. Öğrencilerin birikimini 1-2 saate sığdırarak onların geleceğini karartamayız" diye konuştu.
Başbakan Binali Yıldırım, TEOG ile ilgili değişimi
değerlendirdi. Yıldırım, "Sorular test değil. Sınıfta
yapılan açık uçlu sorular olacak. Çalıştıysa, hazırlandıysa zaten
cevap verecek. Öğrencilerin birikimini 1-2 saate sığdırarak onların
geleceğini karartamayız" diye konuştu.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) 2017-2018 akademik yılı
açılış töreni Başbakan Binali Yıldırım'ın katılımıyla
gerçekleştirildi. Troia Kültür Merkezi'nde yapılan törende Başbakan
Yıldırım'ın yanı sıra Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, Çanakkale
Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Acer,
akademisyenler ve öğrenciler de yer aldı.
BAŞBAKAN YILDIRIM'A 'FAHRİ DOKTORA' UNVANI VERİLDİ
Başbakan Binali Yıldırım'ın özgeçmişinin Prof. Dr. Süha Özden
tarafından okunmasının ardından Yıldırım'a ÇOMÜ tarafından Siyaset
Bilimi ve Kamu Yönetimi alanında, Türk siyasal hayatı ve kamu
yönetimine üstün katkılarından dolayı 'Fahri Doktora' unvanı
verildi.
"TÜRKİYE BULUNDUĞU BÖLGEDE ÇOK BÜYÜK SINAMALARA TABİ OLMUŞ
BİR ÜLKE"
Ardından kürsüye gelen Başbakan Yıldırım, "Özgeçmişte 21
Aralık değil 20 Aralık olacak. Beni bir gün gençleştirdiniz. Bir
eksik de 5 torun. Burada olmaktan çok büyük mutluluk duyuyorum.
Akademik yıl öğrencilerimize, üniversitemize ve hocalarımıza
hayırlı olsun. Türkiye bulunduğu bölgede çok büyük sınamalara tabi
olmuş bir ülke. Alçak darbe girişiminin üzerinden daha 1 yıl geçti.
Maalesef güzel, milli duygularımızı, ülke sevdamızı, dini
duygularımızı istismar eden, kökleri dışarıda olan bir terör örgütü
ile bu ülke yüzleşti. İçeriden bir mikrop gibi kuşatarak ülkenin
bağımsızlığına, demokrasisine kasteden alçak bir girişim içerisinde
bulundu. Türk milletinin ‘bağımsızlık benim karakterimdir' diye
tanımladığı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün düsturuyla milliyetçi,
bayrağını seven bütün unsurlarıyla, Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla
meydanlara inen aziz milletin evlatlarıyla bu alçaklara gereken
cevap verildi. O karanlık gece halkın gücünün tankın gücünü yendiği
gecedir. Bütün dünyaya ülkesi için gözünü kırpmadan canını vermeye
hazır olan bir milletin neleri başaracağı göstermiş olundu. Onlar
çok emindi. Yıllardır yatırım yaptıkları alçaklar ordusu sonuç
alacaktı, sonuç yüzde 100 başarılı olacaktı ama olmadı. Hesap
edemedikleri şey aziz Türk milletinin bağımsızlık aşkıydı. Bu
milletin Çanakkale geçilmez derken de aynı ruha sahipti, 15
Temmuz'da da bu ezan dinmez, bu bayrak dinmez diyerek aynı ruhu
gösterdi" dedi.
"1 Kasım'dan itibaren İstanbul'a uçuşlar
başlayacak"
Çanakkale'nin her yönüyle Türkiye'nin örnek şehrinin olduğunu ifade
eden Yıldırım, "Bağımsızlık, destan deyince, düşman geçemez
deyince Çanakkale akla gelir. Çanakkale'de ortaya konulan o büyük
savaş olmasaydı bugün ülke olarak bu topraklarda hür ve bağımsız
olarak belki de yaşamayacaktık. O kararlılık bugün Türkiye
Cumhuriyetinin hür ve bağımsız olarak bu duruma gelmesinin önünü
açmıştır. Çanakkale o büyük kahramanlık destanını yaşayan bir
merkezimizdir. Çanakkale medeniyetler tarihi bakımından önemli bir
yerdedir. Önümüzdeki yılı Uluslararası Troia Yılı ilan edilmiştir.
Önümüzdeki yıl yurt içinden ve dışından daha fazla ziyaretçinin
uğrayacağı yer olacaktır. Bugün zannediyorum her yıl 18 Mart'ta,
24-25 Nisan'da 3 milyon civarında ziyaretçi geliyor yurdun her
köşesinden. Hakkari'den, Sinop'tan, Edirne'den geliyor. Kahramanlık
destanının yazıldığı yerdir. Milli duygularımızın yaşatılması,
toprak bütünlüğümüzün, vatanıyla milletiyle bağımsız bir Cumhuriyet
olduğumuzun, yıkıcı bir faaliyetin bizi ilkelerimizden
vazgeçiremeyeceğinin açık ilanıdır. Bu başarılmıştır. Bugün Türkiye
etrafı ateş çemberi olan bir ülke olmasına rağmen istikrarla 2023
yılına emin adımlarla ilerlemektedir. Yakın tarihimizde bu kadar
önemi olan Çanakkale'nin hak ettiği konuma gelmesi gerekirdi.
Ulaştırma Bakanı olduğum ilk günlerde Çanakkale'ye gelmek için çok
zorlandım. Uçak yok, havayolu yol, denizden geliş yok, karayolları
çok düşük standartlarda. Saatlerce Eskişehir, Bursa, Bandırma
üzerinden gün boyu seyahat ederek geldik. Şu an buradan Ankara'ya 5
saat sürüyor. Çanakkale geçilmez denmiş ama düşmana denmişti dosta
denmemiş. Herhalde bu yanlış anlaşılmış. Her yerden Çanakkale'ye
gelinmeli. Bizim için siyaset millete hizmetti. Millete hizmet
etmeyen bir siyaset Türkiye'ye lazım değil. Hemen yollar için
seferberlik ilan ettik. Çanakkale'den Eceabat, Biga'ya doğru,
Bandırma'ya, Bursa'ya doğru bölünmüş yol çalışmalarını başlattık.
Çanakkale'nin bütün Anadolu'ya hemen hemen bağlantıları tamamlandı.
Kara ulaşımını bitirmek yetmez. Aynı zamanda hava ulaşımı da lazım.
Havaalanı var önünde yapılaşmalar var. Bunları da temizledik.
Havaalanını da uluslararası hale getirdik. 1 Kasım'dan itibaren
İstanbul'a uçuşlar başlayacak. İç ve dış hatlarda kullanılacak bir
terminal oldu. Gökçeada, Bozcaada'ya doğru dürüst seferler yoktu.
Çanakkale kısmını Gestaş'a verdik. Gemi ihtiyacının karşılanmasına
destek olduk. Kış var, deniz var. Her havada sefer yapabilecek bir
altyapı olması lazım. İlk defa o tarihlerde sadece Çanakkale deniz
ulaşımına mahsus kanun çıkardık. Çanakkale bunu hak ediyor. Bütün
hizmetlerde emeği geçenlere teşekkür etmek isterim. Bütün
milletvekillerimiz büyük gayret gösterdi. Taş üstüne taş koyan
herkesin başımız, gözümüz üzerinde yeri var. Kalıcı olanlar
yaptığınız işlerdir. İnsan odur ki bu dünyada bırakır eser, eseri
olmayanın yerinde yeller eser" diye konuştu.
"TÜRKİYE'Yİ 15 YILDA 3 KAT BÜYÜTTÜK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde 15 yılda 1 Türkiye'yi, 3
Türkiye'ye çıkardıklarını ifade eden Yıldırım, "3 kat
büyüttük. Çanakkale'de bir başka büyük projenin adımını attık. 18
Mart'ta muhteşem katılımla, 30 binin üzerinde Çanakkalelilerle
tören yaptık. 2023 metre açıklığında, dünyanın iki kule arasındaki
en fazla açıklık bulunan köprüsünün temelini attık. 2023'e gelmeden
köprü ve 90 kilometre yolla beraber açmış olacağız. Çanakkale gece,
gündüz her havada geçilecek. 2002'de Çanakkale'de 21 kilometre
bölünmüş yol vardı. Şimdi 320 kilometreye çıkmış. Çanakkale demek
Türkiye demek. 15 yılda hükümetlerimiz döneminde Çanakkale'ye
yaptığımız yatırım 17 milyar lira. Türkiye aynı anda 3 terör örgütü
ile mücadele eden tek ülke. 15 Temmuz alçak darbe girişiminin
arkasında olan FETÖ terör örgütü, 15 Temmuz'dan sonra açığa çıkmış,
250 şehidimiz olan adeta bir savaş sonucu demokrasimizi
kazandığımız bir sürecin arkasından, hukuk içerisinde alçak örgütle
mücadele devam etmektedir. Mahkemelerde tiyatro oynasalar da
terörist başının gönderdiği rüya tabirlerine göre rollerini
oynasalar da faydası yok. Hak ettikleri en ağır cezayı
alacaklardır. Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacaktır. Burası
onların üstlendiği önemli merkezlerden biriydi. Burada bu mikrop
temizlenme noktasına gelmiş. Üniversiteler, bir ülkenin gelişmesi
için vazgeçilmez kurumlardır. Vazgeçilmezliği, küresel, büyük
düşünmekten geliyor. Geniş vizyon içerisinde öğrenme, muhakeme
kabiliyetinin gelişmesi, özgüvenin gelişmesi, üniversitenin vermesi
gereken en önemli şey budur. Ne kadar sorunları analitik
düşünebiliyorsanız eğer FETÖ gibi, marjinal gibi örgütlerin bölücü
faaliyetlerin etkisinde kalmıyorsanız üniversite size hak ettiğiniz
bilgiyi veriyordur. Diploması olmayan bir adamın etrafında
üniversite okumuş, profesör olmuş adamlar etrafında geziyor. Allah
akıl, fikir vermiş. Allah bize engin bir muhakeme faaliyeti vermiş.
İnancımız var ama bunun istismar edilmesine, kullanılmasına, kötü
niyetlerine örgütlere değerlerimizi satmayacağız. Sahip olduğumuz
değerler bize yeter" şeklinde konuştu.
"ORADA YAŞAYAN İNSANLARA, SİVİLLERE BUNUN BEDELİNİ
ÖDETMEYECEĞİZ"
Irak'taki referanduma ilişkin de konuşan Başbakan Yıldırım,
"Kürtlerin daha iyi şartlarda yaşamına niye karşı
çıkıyorsunuz diyorlar. Bunu kim söylüyor. Bütün dünyaya inatla,
Türkiye'nin ikazlarına inatla, İran'ın karşı çıkmasına rağmen
inatla yapmak isteyen, yapan yöneticilerin orada yaşayan Kürtleri,
Arapları düşündüğünü mü zannediyorsunuz? Kendi iktidarlarının
devamı için milyonlar insanı maceraya sürüklemede tereddüt
etmediler. Orada yapay bir devlet. Kuzey, güney kapalı. Nerede
nefes alacak. Bir şey yaparken kendini değil, onları düşüneceksin.
DEAŞ'ten, darbelerden her türlü cefayı çekmiş bu insanlar. Yetmedi
mi de bunları reva görüyorsunuz. Bizim Kürt kardeşlerimizle hiçbir
problemimiz yok. Biz her mezhepten vatandaşımızla biriz. Biz 80
milyon birlikte Türkiye'yiz. Irak'ta, Suriye'de yaşayan Kürt, Arap,
Türkmenler bizim kardeşimiz. Bir ayrılık ateşini yakanlar,
bölgedeki sorunların çözümü için değil, daha da büyümesi için en
önemli yanlışı yapanlardır. Orada yaşayan insanlara, sivillere
bunun bedelini ödetmeyeceğiz. Alacağımız tedbirler bu yanlış kararı
alanlara olacaktır" dedi.
"BURADA DİMDİK KALMAK İÇİN KENDİ KENDİMİZE YETERLİ HALE
GELMELİYİZ"
Türkiye'nin ikinci büyük mücadelesinin bölücü terör örgütü PKK
olduğuna dikkat çeken Yıldırım, "Bugün yine şehitlerimiz
var. Onlara Allah'tan rahmet diliyorum. Son iki yılda terör örgütü
belini doğrultamaz hale gelmiştir. 2 yıl önce 3 binin üzerinde
genci dağa götürüyorlardı. Şu anda bu sayı bunun altında. Gençler
çıkmaz yolu gördüler. Geleceğin Türkiye'de olduğunu gördüler.
Ayrılıkçı söylemlere itibar etmeyin. Bölücü olsun, din istismarcısı
olsun kim olursa olsun yabancı düşmanlığının, İslam düşmanlığının
Avrupa'da ne kadar rağbet gördüğüne şahit oluyoruz. Bu Avrupa'nın
en büyük felaketidir. Ülkemiz hakkındaki yıkıcı söylemlerini
gördük. Hollanda, Almanya denedi kaybetti. Türkiye diyen oy
kaybediyor. Biz Avrupa Birliği'nden gelecek vizyonlarını
belirlemelerini bekliyoruz. Türkiye size mecbur değil. Bugün
Ortadoğu kan gölüne dönmüş, binlerce terör unsuru Türkiye burada
onları durdurmasa Avrupa'da bugün sokağa çıkamazlar. Avrupa'nın
tekrar başını ön eğip, geleceğine karar vermesi lazım. Yola nasıl
yürüyeceğine karar vermesi lazım. Avrupa tarafımız da var Asya
tarafımız da var. Avrupa, Asya arasında hem fiziki, hem medeni
köprü kuruyoruz. Türkiye medeniyetleri birleştiren bir rol oynuyor.
Kısa vadeli hesaplarla, ırkçı, İslam düşmanlığı yaparsanız hüsrana
uğrarsınız. Türkiye zor bir bölgedir. Biz coğrafyamızı
değiştiremeyiz. Burada dimdik kalmak için kendi kendimize yeterli
hale gelmeliyiz. Eğitimde, sanatta, tarımda, bütün alanlarda kendi
kendimize yeterli hale geleceğiz. Bugün bazı şeylere ihtiyacımız
oluyor örtülü ambargo uygulanıyor. Bu bize bir mesaj vermedir.
Muhtaç olmayacağız. Türkiye bu yolda çok mesafe kat etti. Savunma
sanayinde 3 milyar cirodan 35 milyar dolarlık bir ciroya çıktı.
SİHA'larını yapabilir hale geldi. Bütün bunlar düşmanlık için,
yayılmak için değil. Tehdit olduğunda biz buradayız demek için.
Operasyonel kabiliyetiniz kadar faaliyetiniz vardır. Üniversitemiz
52 bin öğrenciye ulaşmış. Üniversitenin bu hale gelmesinde,
kuruluşunda emeği geçenlere tebrik ediyorum" ifadelerini
kullandı.
"ÖĞRENCİLERİN BİRİKİMİNİ 1-2 SAATE SIĞDIRARAK ONLARIN
GELECEĞİNİ KARARTAMAYIZ"
Türkiye'de şu anda 186 üniversitenin yer aldığını dile getiren
Yıldırım, "AK Parti hükümetleri göreve başladığında 76 tane
vardı. Her ilde üniversitemiz var. 7 milyon 200 bin öğrencimiz var.
Bazı ülkelerin nüfusları bunun altında. Yabancı öğrenci sayısı 108
bin. Bizim 350 bin öğrencimiz olması lazım. Bu konuya biraz daha
eğilmenizi istiyorum. Burada okuyan her öğrenci bu ülkenin
vatandaşı gibi gittiği yerde ülkemizin gönül elçisidir. Bizim
milyarlar harcayarak yapamayacağımız bir iştir. FETÖ yaptı ama
ihanet etti. Atatürk'ü, değerlerimizi, kutsalımızı istismar
ettiler. Şimdi omuz omuza rükuda duran insanlar birbirinden şüphe
duyuyor. Onun için yaptıkları en büyük kötülük bu. Burayı gören
herkes gittikten sonra bir daha gelir. Size hedef söylüyorum.
Öğrenci sayısının yüzde 5'i yabancı olması lazım. 2 milyon 400 bin
öğrencimiz her mezun olan öğrenci iyi kötü bir yere giriyor. Arz
talep meselesi ortadan kalkmış. Sorun geçmişten gelen birikim.
Üniversiteye girişin sınav stresinin azaltılması lazım. Mezun olan
sayısı da aynı üniversitelerin sunduğu kontenjan da aynı. Herkes
Onsekiz Mart'a gitmek isterse sorun başlıyor. Bir sınava kaderi
bağlamak yerine bütün kademelerde öğrencinin kabiliyetine,
başarısına göre hazırlanması. Bunu TEOG'da yapıyoruz ilk olarak.
TEOG neden değişiyor? Bilen de konuşuyor, bilmeyen de konuşuyor.
Koca koca uzmanlar konuşuyor. TEOG dediğiniz şey 8. sınıfın bir
sınavının merkezi olarak yapılmasıdır. Bunun öğrenci ve veliler
üzerinde oluşturduğu bir stres var. Kaderini öğrencinin bir sınava
bağlamayalım diyoruz. Ortaokulda öğrenci liseye hazırlanması lazım.
Spor, siyaset, fen bilimlerine, Anadolu lisesine mi nereye
gidecekse bunun ikinci dört yılda şekillenmesi lazım. Yeni uygulama
bunu getiriyor. Sınav kalkıyor. Her yılın yıl sonu başarı
ortalaması alınıyor. Öğrencinin derslerdeki kabiliyeti ne tarafa
gidiyor. Buralar izleniyor, tespit ediliyor. Buna belirli oranda
katkı yapan, 8. sınıfta sınav yapılıyor. O sınavın soruları soru
bankasından geliyor. O sınavlarda soru bankasından çekiyorlar.
Okuma sistemi de elektronik sistemle okunuyor. Elde edilen sonuçla
4 yılın sonucu birleştiriliyor ve sonuç ortaya çıkıyor. Sınava
girecek her tarafı titriyor çocukların. Benim torunum 6. sınıfa
gidiyor, geldi boynuma sarıldı ‘dede TEOG kalktı' diye seviniyor. O
bile 2 sene varken, strese girmiş. Sorular test değil. Sınıfta
yapılan açık uçlu sorular olacak. Çalıştıysa, hazırlandıysa zaten
cevap verecek. Sonuçlar mezuniyete esas belirleyici notlar olacak.
Üniversitelerde de sınavlar basitleştirilecek. Bu sınav tek başına
belirleyici bir sınav olmayacak. Öğrencilerin birikimini 1-2 saate
sığdırarak onların geleceğini karartamayız. Bizim isteğimiz,
kendilerini geliştirmek için istedikleri alan nereyse oraya
gitmeleridir. Üniversiteye gireceğimiz zaman sınav vardı. Nereye
gireceğimiz belli değil. Gece 2'de üniversite kayıt yapıyor.
Gidiyorsun, kayıt bitti diyorlar. Elinde puanın olduğu halde
giremiyorsun. O günlerden bugüne geldik" şeklinde
konuştu.
"MİKROPLARA, SPAMLARA İZİN VERMEYİN"
Konuşmasının sonunda öğrencilere öğütler veren Başbakan Yıldırım,
sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu altın yıllarınızın bir saniyesini bile boş geçirmeyin.
Ben 45 yaşında lisan öğrenmek zorunda kaldım. Bu yılları dil
öğrenmek için fırsat bilin. Bir yabancı dil daha bilirseniz
üstünlük sahibi olursunuz. Ayrıştırıcı olmayın, zararlı fikirlerin
kafanıza girmesine izin vermeyin. Mikroplara, spamlara izin
vermeyin. Bizim sorunları torunlara bırakmamak için gece, gündüz
çalışıyoruz. Daha az sorun bırakmak için çalışıyoruz. Daha az
sorunla daha çok iş yapma kabiliyetine sahip olmanız için bunları
yapıyoruz. Fahri Doktora unvanından dolayı herkese teşekkür
ediyorum. Biz de bu iltifata layık olmak için bundan sonra çok daha
fazla çalışacağız. Milletimizin geleceği için, kalkınması için,
huzuru için var gücümüzü sarf edeceğiz."
REKTÖR YÜCEL: SON 2 YIL İÇERİSİNDE ÜNİVERSİTEMİZ BİR DÖNÜŞÜMÜ
BAŞARDI
Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Yücel Acer ise, "Son 2 yıl
içerisinde üniversitemiz bir dönüşümü başardı. Ülkemizin başına
bela edinmeye çalışılmış yapılanmanın bütün unsurlarından ve
izlerinden üniversitemiz temizlenmiştir. Üniversitemizde ne terör
yapılanması ne de FETÖ unsurları yer bulamamaktadır. Bilim dışı
unsurlardan temizlenme sürecini yürütürken, eğitimde kaliteyi
arttırmak için de somut adım atmayı ihmal etmedik. 2 yıl öncesinde
400 civarında olan uluslararası öğrenci sayısını 62 farklı ülkeden
bin öğrenci civarına çıkardık" dedi.
Konuşmaların ardından Başbakan Yıldırım'a Rektör Prof. Dr. Yücel
Acer tarafından hediye takdim edildi ve aile fotoğrafı
çektirildi.
(Mesut Alan - Abdullah Çibir/İHA)