Türk milletinin şanlı tarihinin dönüm noktası: 30 Ağustos
99 yıl önce bugün Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde gerçekleşen Büyük Taarruz, Türk ordusunun zaferiyle sonuçlandı.
20 Temmuz 1922'de kendisine 4. kez başkomutanlık yetkisi verilen
Mustafa Kemal, işgalcilere karşı hazırlıklarını gizlice
yürüttü.
Bunun başlıca iki nedeni vardı; gereken cephane ve malzemeyi
toparlayabilmek, savaş için yeterli asker sayısına ulaşmak.
Başkumandan Mustafa Kemal, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak ve Garp
Cephesi Kumandanı İsmet İnönü ve Birinci Ordu Komutanı Nureddin
İbrahim Konyar, bir araya gelerek taarruz ile ilgili son detayları
görüştü.
Hatta büyük taarruz öncesinde diplomatlara bir çay partisi bile
verildi.
Bunun ardından da milli mücadelenin en kritik savaşlarından biri
olan büyük taarruz için düğmeye basıldı.
Savaşa katılan Türk ordusundaki asker sayısı 207 bin civarında
iken, Yunan askeri sayısı ise yaklaşık 225 bindi.
Yunan ordusunun silah ve cephane konusunda Türk ordusuna karşı
sayıca üstünlüğü de bulunuyordu. Hava desteğinde ise Türk ordusunun
gücü, karşısındaki orduya göre oldukça zayıftı.
İki ordu arasındaki savaş, piyade ve süvari birlikleri arasında
geçecekti.
Türk süvari birlikleri kendilerine düşen hayati görevi layıkıyla
yerine getirerek savaşın kazanılmasında önemli rol oynayacaktı.
26 Ağustos gecesi Afyon'da başlayan Büyük Taarruz’u Mustafa Kemal,
bizzat kendisi yönetti.
Birçok cephede bulunan Mustafa Kemal'in savaş meydanlardaki
büyük tecrübesi, buradaki savaşın kazanılmasında da önemli rol
oynayacaktı.
Ünlü şair Nazım Hikmet, Büyük Taarruz Zaferi’ni anlattığı
şiirinde muharebeninin başlangıç anlarını şu sözlerle tasvir
eder;
“Dağlarda tek, tek ateşler yanıyordu. Ve yıldızlar öyle
ışıltılı, öyle ferahtılar ki şayak kalpaklı adam nasıl ve ne zaman
geleceğini bilmeden güzel, rahat günlere inanıyordu ve gülen
bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında, birdenbire beş adım
sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saatı sordu. Paşalar: “Üç” dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu. Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu.
Bıraksalar ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkta
akan bir yıldız gibi kayarak Kocatepe'den Afyon Ovası'na
atlıyacaktı.”
Sis nedeniyle bir saat geciken topçu ateşi, sabahın ilk ışıklarıyla
birlikte başladı.
Yaklaşık yarım saat süren yoğun bombardımanla Yunan mevzileri büyük
yıkıma uğratıldı.
Piyade birliklerinin taarruzu sayesinde kısa sürede Tınaztepe,
Belentepe ve Kalecik bölgeleri geri alındı.Bu sırada cephe gerisine
sızan süvari birlikeri de, Yunan ordusunun İzmir-Afyon iletişim
bağlantısını kesmeyi başardı.
Geri çekilmeye başlayan Yunan ordusu ile Türk askerleri arasında
şiddetli çatışmalar yaşandı. Türk ordusu, Yunan askerlerini takibi
sürdürdü.
Yunan askerlerinin Afyon’u terk etmesinin ardından Türk ordusu 27
Ağustosta kente girdi. Cepheye her türlü desteği veren halk,
askerleri coşkuyla karşıladı.
Afyon’un kurtuluşu, düşman kuvvetlerinin sıkışmasına yol açtı.
Yunanlar demiryolu hakimiyetini de kaybetti. Türk askerleri, 30
Ağustos günü ise Kütahya’ya vardı.
Dört gün süren Büyük Taarruz, Dumlupınar Meydan
Muharebesi (Başkomutanlık Meydan Muhaberebesi) zaferiyle
taçlandırıldı.
Bu savaşta Türk ordusu yaklaşık 2 bin 500 kayıp verirken, Yunan
ordusundaki ölü sayısı ise 8 bini aştı.
İki gün sonra Yunan generali Nikolaos Trikupis, Uşak’taki
karargahında binlerce asker ile birlikte esir alındı.
Mustafa Kemal Atatürk, kazanılan bu zaferin ardından Türk
askerlerine “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri” talimatını
verdi.
Bu emir doğrultusunda üç koldan ilerleyen Türk ordusu; 1
Eylül'de Uşak'ı, 2 Eylül'de Eskişehir'i, 6 Eylül'de Balıkesir ve
Bilecik'i, 7 Eylül'de Aydın'ı, 8 Eylül'de Manisa'yı geri aldı.
İşgalci askerlere son darbe ise İzmir’de vurulacaktı.
9 Eylül’de İzmir’in de geri alınmasıyla birlikte Anadolu
toprakları, Mustafa Kemal ve silah arkadaşları sayesinde ilk kez
rahat nefes alıyordu.
Çanakkale ve Sakarya savaşlarında işgalci güçler geri
püskürtülürken, Başkomutanlık Meydan Muharebesi ilk kez zaferle
sonuçlanan taarruz savaşı olarak tarihe geçti.
30 Ağustos 1922 yıllarca süren Kurtuluş Savaşı’nın zaferle
sonuçlandığını müjdeleyen bir tarih olarak da kayıtlara geçti.
İlk kez 1926 yılında Zafer Bayramı olarak kutlanan 30 Ağustos, her yıl çeşitli etkinliklerle yurt geneli ve KKTC’de kutlanmaktadır.