Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, Akar'ın Barış Pınarı Harekatı'na ilişkin değerlendirmelerine yer verildi. "Amacımız Fırat'ın doğusunda DEAŞ ve PKK/KCK/PYD-YPG'nin varlığını sonlandırmak, hudutlarımızın ve halkımızın güvenliğini sağlamak, bir barış koridoru tesis ederek, ülkemizdeki Suriyeli kardeşlerimizin de bir an önce kendi topraklarına, evlerine dönüşlerini gerçekleştirmektir." ifadesini kullanan Akar, "Sadece ülkemizin ve milletimizin güvenliğine değil, aynı zamanda bölgede yaşayan Kürtler, Araplar, Asuriler, Hristiyanlar ve Yezidiler gibi diğer dini ve etnik grupların da güvenliğine çok büyük önem atfediyoruz" değerlendirmesinde bulundu. Hedeflerinde sadece, adı değişse de birbirinden farkı olmayan ve bölgeyi istikrarsızlığa, kaosa sürüklemeyi amaç edinen DEAŞ ve PKK/KCK/PYD-YPG gibi terör örgütlerinin bulunduğunu belirten Akar, şöyle devam etti: "Fırat Kalkanı Harekatı ile 3 binden fazla radikal DEAŞ'lı teröristi etkisiz hale getiren, kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri, Fırat Kalkanı Harekatı'nda sahada DEAŞ terör örgütü ile göğüs göğüse mücadele eden tek koalisyon ve NATO ülkesi ordusudur. DEAŞ'ın kutsiyet atfettiği Dabık bölgesini kontrol altına aldığımızda örgüte en büyük askeri ve ideolojik darbe vuruldu. PKK/KCK/PYD-YPG Kürtlerin, DEAŞ da Müslümanların temsilcisi değildir ve olamaz da. Zeytin Dalı Harekatı'yla bölge halkını PKK/KCK/PYD-YPG'nin zulmünden kurtaran kahraman ve fedakar Mehmetçik; Fırat'ın doğusunda da Suriyeli kardeşlerinin yanında, terör örgütlerinin karşısında olacaktır." Tüm komşuların toprak bütünlüğüne saygılı olduklarını vurgulayan Akar, açıklamasında şunları kaydetti: "911 kilometrelik sınırlarımızda bir terör koridoru oluşturulmasına da izin vermeyeceğiz. Burada terör örgütlerinin varlığını kabul etmiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda tüm dünyaya ilan ettiği gibi Güvenli Bölge, Suriye halkının kendi evlerine dönüşü konusunda en makul, en mantıklı ve en insani yoldur. Bugüne kadar olduğu gibi Barış Pınarı Harekatı'nda da sivil/masum insanlar, tarihi eserler, kültürel ve dini yapılar ve çevre dokunulmazdır. Operasyonların gecikmesi pahasına da olsa, bu hassasiyetimizden vazgeçmeyeceğiz."