‘İyi gelmez mi hiç deniz havası!’
Boğaz’da uzun uzun yürümeyi, deniz kokusunu içinize çekmeyi, martılara simit atmayı siz de özlediniz mi? Yanıtınız evetse, atlayın bir vapura, kurulun ‘arka açık’a... Vapur sefanızı yaparken siz sadece hangi iskelede inmek istediğinize karar verin. Oralarda neler yapılabileceğine dair öneriler de bizden.
Kademeli normalleşme kararları doğrultusunda artık hafta içi sokağa çıkabiliyoruz, Boğaz’ın tadını çıkarma vakti! İstanbul’u denizden gezelim... Rüzgârı ve güneşi yüzümüzde hissedelim... Martıların ve köpüklerin sesini dinleyelim... Etrafı salaş balıkçılar ya da çaycılarla süslü nostaljik iskelelerimizde inip kendimize güzel bir rota belirleyelim... İstanbul’da özellikle iki iç hat seferi var ki vapurla kenti bir uçtan diğer uca gezebiliyoruz. Üstelik bunu İstanbul Kart’ı bir defa kullanarak, son derece hızlı bir şekilde yapabiliyoruz. Çengelköy - İstinye Ring Hattı sayesinde Kandilli - Bebek arası vapurla sadece beş dakika... Bir vapur klasiği olan ince belli bardakta çay, pandemi nedeniyle yerini karton bardağa bıraktı, evet ama olsun... Karton bardakta içmek istemezseniz, termosunuzu yanınıza alın ve yola çıkın... “Hangi iskelede ne yapmalı, neleri keşfetmeli” sorusunun yanıtı içinse gezi yazarı Melih Uslu’nun önerilerine bir göz atın.
ÇENGELKÖY - İSTİNYE RİNG HATTI
Çengelköy’den kalkan vapur Arnavutköy, Bebek, Kandilli, Anadoluhisarı, Kanlıca, Emirgân’dan sonra İstinye’ye varıyor. İstanbul’un en güzel iskelelerine uğraya uğraya devam eden 45 dakikalık bu yolculukta çayımızı içerken Boğaz’ın en güzel yalılarını seyre dalıyoruz. İstersek ara duraklardan birinde inip Bebek’te koşumuzu yapıp, Kanlıca’ya geçip yoğurduğumuzu yiyebiliyoruz. Bu hatta vapurun tüm iskelelerde durduğu üç sefer var. Çengelköy’den kalkış saatleri: 7.25, 9.25 ve 12.25...