Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs salgınında vaka sayısı 154 bine yükseldi. Hayatını kaybedenlerinin sayısı ise 5 bin 789'a çıkmış durumda. KORONA İLACI İÇİN SEVİNDİRİCİ HABERBelçika'daki Gent Üniversitesi Flaman Biyoteknoloji Enstitüsü (VIB), koronavirüse (Covid - 19) karşı koruma sağlayan bir ilacın araştırmasında önemli aşama kaydedildiğini duyurdu.Flaman Biyoteknoloji Enstitüsü uzmanlarından Prof. Dr. Xavier Saelens, laboratuvar ortamında Covid - 19 virüsünü etkisiz hale getirdiklerini belirterek, bunun ileriye doğru atılmış önemli bir adım olduğunu söyledi.Flaman Hükümeti Başbakan Yardımcısı, Bilim ve Ekonomi Bakanı Hilde Crevits, kişisel Twitter hesabından bu açıklamayı paylaşarak, "Zekice ve çığır açan bir adım" olarak değerlendirdi. Ancak bu konuda kat edilecek daha uzun yol bulunduğunu söyledi. VIB'nin Twitter hesabından yapılan açıklamada, Xavier Saelens ve Gent Üniversitesi Tıbbi Biyoteknoloji Merkezi araştırma ekibi tarafından, potansiyel Kovid - 19 virüsünün tedavisi konusunda çığır açan bir bilimsel çalışma gerçekleştirildiği duyuruldu. Xavier Saelens ve ekibi, geçen ay SARS Cov - 2 ve Kovid - 19 virüsü ile savaşabilen eşsiz bir antikor bulduklarını açıklamıştı. Prof. Dr. Saelens, HLN gazetesine yaptığı açıklamada, laboratuvar testleri sonucunda, buldukları antikorun koronavirüsü etkisiz hale getirebileceğine ilişkin önemli bir adım atıldığını söyledi.Saelens'in verdiği bilgiye göre, Belçikalı araştırma ekibi, ABD'deki Texas Üniversitesi'nden Jason McLellan ile Alman Leibinz Primat Araştırma Merkezi'nden Markus Hoffman ve Stefan Pöhlmann ile birlikte çalışıyor. 'HEMEN KORUMA SAĞLIYOR'Belçikalı profesör, laboratuvar testleri sonunda, keşfettikleri antikorun, yeni koronavirüse karşı koruyabildiğini kanıtladıklarını söyledi. Bunu, "fantastik bir ekip çalışmasının zaferi" diye tanımlayan Saelens, bu önemli adım sayesinde virüsün insan hücrelerine bulaşmasının önlenebileceğini belirtti. Prof. Dr. Xavier Saelens, aşılardan farklı olarak, antikorun daha kısa ömürlü olmasına rağmen, hemen koruma sağladığını belirtti.Saelens'e göre, elde ettikleri buluş sayesinde hastanın, kendi antikorlarını üretmesine gerek kalmayacak. Sağlık çalışanları ya da hastalar, virüse karşı hemen korunabilecek. Bu nedenle elde ettikleri ilacın, mevcut pandemi ile mücadelede önemli bir araç olabileceğini dile getiren Belçikalı profesör, aşının aksine, bu ilacın yaşlılar ve savunmasız insanlarda da kullanılabileceğini söyledi.Saelens'in araştırma ekibinde yer alan Bert Schepens de, kendi uzman ekipleri dışındaki akademik uzmanlarla da çalışmaya devam edeceklerini belirterek, "İyi bir ekip çalışması önemli. Bu yüzden deneyler sonucu virüsü yenebildiğimizi gördüğümde kollektif bir zafer hissettim" dedi. 'DAHA ÇOK YOL KAT EDİLMESİ GEREKİYOR'Belçikalı uzmanlar, elde edilen sonuçlarla çok önemli bir mesafe kat etmelerine rağmen, daha yapacak çok işlerinin bulunduğunu söyledi. Laboratuvar çalışmalarının hala devam ettiğini belirten araştırmacılar, ilacın birkaç aşamadan daha geçmesi, hastalar üzerinde güvenliği ve etkinliğinin test edilmesi gerektiğini vurguladı.Flaman Başbakan Yardımcısı, Bilim ve Ekonomi Bakanı Hilde Crevits, "Kriz zamanlarında serinkanlı olmak önemli. VIB araştırmacıları bunu yaptı. SARS virüsü ile ilgili yıllar süren biyomedikal araştırmaları, mevcut koronavirüsle olan benzerlikleri nispeten hızlı bir şekilde tespit etmelerini sağladı" diye konuştu. Flaman bakan, "Tabii ki daha fazla araştırma ve geliştirmeye ihtiyaç var. Henüz orada değiliz. Ancak bakan olarak, Flamanların koronavirüse karşı biyoteknolojik savaşta liderlerden bir olduğunu görmekten memnunum" dedi.İTALYA'DA ÖLÜM ORANI NEDEN YÜKSEK?Hürriyet'in haberine göre, Avrupa'nın en ağır koronavirüs krizini yaşayan İtalya'da gün geçtikçe ölüm oranlarının artması kafalarda soru işaretleri yaratıyor. İtalya'da dün yayımlanan son veriler, ülkede koronavirüs bağlantılı ölüm oranının yüzde 7,17 ile diğer ülkelerden yüksek olduğunu gösteriyor. Dünya Sağlık Örgütü, dünya genelinde koronavirüse yakalananlardan yüzde 3,4'ünün hayatını kaybettiğini açıklamıştı. İtalya'da her gün açıklanan resmi verilere göre son bir hafta içinde ölüm oranı yüzde 4,24'ten yüzde 7,17'ye yükseldi. 6 Mart Cuma günü ülke genelinde 4 bin 636 vaka tespit edilmiş ve bunların 197'si hayatını kaybetmişti. Dün açıklanan verilere göre ise toplam vaka sayısı 17 bin 660'ya, can kaybı sayısı da 1266'ya ulaştı. İtalya'daki ölüm oranının yüksek olması ve gittikçe artış eğilimi göstermesine uzmanların getirdiği açıklamalardan birkaçı şöyle:"GERÇEK VAKA SAYISI BELİRLENENİN ÇOK ÜSTÜNDE"Koronavirüs bağlantılı ölümleri belirlemek nispeten kolayken, virüs taşıyanların gerçek sayısını tespit etmek çok daha zor. İtalya'da koronavirüsün ilk görüldüğü günlerde belirti göstermese de riskli görülen kişilere de test yapılıyordu, ancak daha sonra yalnızca semptom gösterenlere test yapılmaya başlandı.Milano'daki Luigi Sacco Hastanesi Bulaşıcı Hastalıklar Departmanı Müdürü Massimo Galli, yalnızca semptomları olan kişilere test yapılması nedeniyle vaka sayısının bilinmediğini ve muhtemelen belirlenenin çok üstünde olduğunu söyledi. Galli, İtalyan basınına yaptığı açıklamalarda, gerçek ölüm oranını belirlemek için gerçek vaka sayısının bilinmesinin önemine vurgu yaparak bunu şu örnekle açıkladı: "Diyelim ki 100 vaka var, bunlardan 50'si semptomatik, diğer 50'sinin ise hafif semptomları var. Semptomatik olan 50 kişiye test yaparsanız vaka sayısı 50 çıkar, yani gerçek vaka sayısının yarısı kadar. Bu durumda, 2 kişi ölürse ölüm oranı yüzde 4 olur, oysa ki 100 kişinin tamamına test yapılırsa ölüm oranı yarıya iner." Dünya Bulaşıcı Hastalıklar ve İmmünolojik Bozukluklar Derneği (Waidid) Başkanı Susanna Esposito da, hafif belirtilere sahip olanların ya da hiç olmayanların da pozitif olabileceğini vurguladı.Esposito, hastalarla yakın teması olanlara semptom göstermeseler de test yapılması gerektiğini söyledi ve bu şekilde gerçek vaka sayısının daha net ortaya çıkabileceğini belirtti. Esposito, bunun virüsün yayılmasıyla mücadele için de önemli olduğuna dikkat çekti. YAŞLI NÜFUSUN ORANI YÜKSEKİtalya'da Sağlık Yüksek Enstitüsü tarafından dün açıklanan verilere göre koronavirüs bağlantılı ölümlerin yaş ortalaması 79,4.İtalya'da koronavirüs bağlantılı ölüm oranının yüksek olması, nüfusunun yaşlı olmasına da bağlanıyor. İtalya, Japonya'dan sonra yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu ikinci ülke. Ülkede ortalama yaşam süresi kadınlarda 85,3 yıl, erkeklerde 81 yıl. Nüfusun yaş ortalaması da 45,7. İtalya'da 65 yaş üzerindekiler, toplam nüfusun yüzde 23,1'ini oluşturuyor.UZMAN DOKTOR DÜNYAYI UYARDI: HAZIR OLUNİtalya'da KOVID-19 salgınından en fazla etkilenen Lombardiya bölgesindeki bir anesteziyoloji uzmanı olan Dr. Maurizio Cecconi, bugün tüm dünyayı şu sözlerle uyardı:"İlk yoğun bakım vakamız 20 Şubat'da atipik zatürre ile başvuran 30 yaşlarında herhangi bir seyahat hikayesi olmayan bir erkekti. Bunun ardından sadece 24 saat içinde test edilen 36 kişi daha pozitif sonuç aldı. İlerleyen günlerde yoğun bakım ihtiyacı olan vaka sayısı birden katlanarak ilerledi. Şu an bölgede 4 bini aşkın yoğun bakım ihtiyacı olan vaka varken bizim yatak kapasitemiz sadece 700-800 civarında. Üstelik bu yataklar normal zamanda neredeyse dolu. Şu anda ihtiyacı olan herkese yoğun bakım yatağı vermeye çalışıyoruz ancak ek yardım olmazsa, gelecek hastalarla birlikte yakın zamanda dizlerimizin üstüne çökeceğiz. Sakın bu salgını küçümsemeyin. Bu grip değil. Bu ciddi. Hazır olun!" Çin'in Vuhan kentinde Ocak ayında başlayan yeni koronavirüs (SARS-CoV-2) kaynaklı salgın, 13 Mart tarihi itibariyle Türkiye'nin de içinde bulunduğu 123 ülkeye yayılmış durumda. Çin'den sonra en sert bicimde etkilenen İtalya'da 13 Mart itibari ile toplamda 17 bin 660 KOVID-19 hastası bulunurken, 1.266 kişi hayatını kaybetmiş bulunuyor.Türkiye şu an tespit edilen beş vaka ile nadir (sporadik) vakaların olduğu ülkeler kategorisinde. Bu aşamada tanı konulan kişilerin çoğunun yurtdışı seyahat öyküsü veya tanı almış kişiyle teması bulunuyor ve virüsü nereden edindikleri kolay tespit edilebiliyor. Ülkelerin gelmesinden endişe duyulan son aşama ise seyahat geçmişi veya başka hasta ile teması bulunmayan vakaların toplumda yaygın bir şekilde görülmeye başlaması. Dünyadaki veriler özellikle Güney Kore, İran, İtalya başta olmak Avrupa ve Amerika'da toplum içerisinde uzun süredir süregiden ve seyahat bağlantısı olmayan salgınlar olduğunu gösteriyor. Bu aslında koronavirüsün çok hızlı yayıldığını, seyahat kısıtlamalarının ve havalimanı taramalarının başka ülkelere bulaşmasını bir nebze azaltsa da salgını durdurmakta yetersiz kaldığını gösteriyor.HIZLI YAYILMASININ EN BÜYÜK NEDENİ: HAFİF BELİRTİLERKoronavirüsün bu kadar efektif ve hızlı yayılmasının en önemli sebeplerinden birisi çoğu bulaşıcı hastanın bu enfeksiyonu hafif geçirmesi. Başta öksürük, yüksek ateş olmak üzere gribe benzer belirti gösteren bireyler, hastalığı zatürre olmadan ayakta atlatabiliyor. Geniş bir salgına karşı hazırlıklı olma gerekliliğinin en büyük sebeplerinden birisi ise hastalığın seyrinin genç hastalarda dahi çok ciddi seyredebilmesi. Hastaların 5'te 1inin hastanede tedavi görmeye ve 10'da 1inin de yoğun bakıma ihtiyaç duyması. Mesela İtalya'da şu anda 13 bin yoğun bakıma ihtiyaç duyan hasta olmasına rağmen yoğun bakım kapasitesi bunu kaldıracak durumda değil. İtalya'nın en zengin bölgelerinden biri olan Lombardiya'da yaşananları göz önüne alırsak, bu durum iyi bir ekonomisi ve sağlık sistemi olan ülkelerin dahi salgının hızla yayılması ve yoğun bakım ihtiyacının bir anda artması durumunda ayni zorluklarla karşılaşabileceğini gösteriyor. 13 Mart'ta, Dünya Sağlık Örgütü pandeminin yeni merkezinin Avrupa olduğunu duyurdu. Şu an Avrupa'da dünyanın geri kalanından (Çin hariç) daha fazla vaka ve ölüm bildirilmiş durumda. Çoğu Avrupa ülkesi artık toplum içerisinde salgın olduğunu kabul ederek, seyahat hikayesi olmaksızın, gribal enfeksiyon ve zatürre ile hastaneye gelen hastaların hepsini test etmeye başladı.Çoğu ülke ise, İtalya'daki durumla karsı karsıya kalma ihtimaline karşın, sağlık sistemi, yoğun bakım ve test kapasitesini hızlı bir şekilde arttırmaya başladı. Şimdiye kadar olan veriler bir hasta tanı aldığında ülkede daha birçok vakanın olması ihtimalini gösteriyor ve dünyadaki yayılıma bakıldığında her ülkede, ülke içerisinde devam eden salgının olma ihtimali oldukça kuvvetli. TEST SAYISI ARTARSA ENGELLEME İHTİMALİ DE ARTARTanı alan vaka sayısı ise belli bir ölçüde, ülkelerin ne kadar test yaptığı ile doğru orantılı. Mesela milyonda 4 bin 99 kişiyi test eden Güney Kore ve milyonda 1.005 kişiyi test eden İtalya birçok vakayı bulmayı başarmış durumda.Bu da alınabilecek en önemli halk sağlığı tedbirlerinden birisi çünkü ne kadar çok test yapılır ve ne kadar çok vaka tespit edilirse, vakaların temaslarına karantina uygulanarak, salgının yayılımını önlemek de o ölçüde mümkün olur.13 Mart tarihli Dünya Sağlık Örgütü basın açıklamasında Genel Direktör Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus şu ifadeleri kullandı: "Nerede olduğunu bilmediğiniz bir virüsle savaşamazsınız. COVID-19 yayılım zincirini kırmak için tespit edin, izole edin, test edin ve tedavi edin. Bulduğumuz ve tedavi ettiğimiz her vaka hastalığın yayılımını kısıtlayacak." Aktif test, tanı ve temas izleme dışında, Çin'de ve İtalya'da şehirleri kapatmaya kadar giden önlemler alınırken, Güney Kore gibi ülkeler bu riski çok fazla test yaparak, vaka teması ve belirtileri olan insanları izole ederek ve sosyal mesafe koyma önlemlerini halka açıkça anlatarak önlemiş oldu. Güney Kore'nin demokratik ve katılımcı yanıtı çok kısa süre içerisinde yeni vaka sayılarının düşüşe geçmesini sağladı. Bu süreçte Güney Kore doğrulanmış vakaların temas takibini çok başarılı bir şekilde gerçekleştirirken, halkı da sürekli olarak yapılan test sayısı, doğrulanmış vaka sayısı, kaç kişinin hastanede olduğu ve taburcu edildiği hakkında şeffaf bir şekilde bilgilendirdi. İRAN VE ABD ÖRNEKLERİGüney Kore'nin bu çabalarının yanında, komşu ülkemiz olan İran yetersiz test kapasitesi ve eksik önlemlerin ne kadar ölümcül sonuçlara yol açabileceğini gösterdi. Salgının ölümlerle başlamış olması o zamana kadar ülke içerisinde yüzler hatta belki de binlerce insanın enfekte olduğuna bir işaret. Bakanlığın salgını yeterince ciddiye almaması ve ardından vatandaşlara karşı şeffaf bilgi paylaşımında bulunmaması da gidişata yardımcı olmadı.Buna benzer olarak, Türkiye'nin aldığı tedbirlerin benzerini almasına rağmen yaygın bir salgınla karşı karşıya olan Amerika Birleşik Devletleri var. Amerika'nın salgına yanıt vermesinin önündeki en büyük engel ise test kapasitesinin yetersiz olması ve bunun yanında halkın yeterince bilgilendirilmemesiydi.