Ahmet Hakan: Silahla poz verenlerden korkmalı mıyız korkmamalı mıyız?

“Silahla poz veren kişilerden korkmayın” diyen Ahmet Hakan, HDP binasında yapılan saldırıdan sonra "Silahlı külahlı fotoğraflara dur demenin vakti geldi" demişti. Hakan, gelen eleştirilere cevaben fikirlerini "tane tane" anlatarak "Bundan sonrasını... “Mantık” dersi hocalarına bırakıyorum. Çelişki var mı, yok mu? Onlar karar versin." dedi. 

Hürriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni Ahmet Hakan, “elinde silahla poz veren kişilerden korkulmaması gerektiği” görüşünü tekrar dile getirdi.

Hakan, bugünkü köşesinde iki hafta önce “elinde silahla poz veren kişiler” hakkında kaleme aldığı yazısını hatırlattı:

Sosyal medyada bazı tipler var. Silahla fotoğraf çektirmeye bayılıyorlar. Daracık pantolon, üstten üç düğmesi açılmış gömlek, ucu sivri bir iskarpin ve silah. Tabanca, tüfek... Her türlü silah. Ey vatandaş! Bu tiplerden sakın korkup çekinmeyin! Çünkü bu kişiler, fotoğraf çektirirlerken ellerine aldıkları silahı asla kullanmazlar. Daha doğrusu kullanamazlar. Çünkü kullanacak olan göstermez.
Hakan, bu yazısının “Isıracak olan köpeğin havlamaması” tezine işaret ettiğini belirterek şöyle devam etti:

Elinde silahla pozlar veren şahısları korumaya ve kollamaya yönelik bir yazı olmadığı... Gayet netti, gayet açıktı, gayet belirgindi. Fakat ne oldu? Şöyle bir şey oldu: Elinde silahla poz veren bir adam, bir cinayet işledi. HDP’ye baskın düzenledi ve gencecik bir kadını katletti.

Yani “Havlayan köpek ısırmaz” tezine aykırı bir örnek oluşturdu. Bu tekil olay, tezin işaret ettiği gerçeği yerle bir eder mi? Ne yani? Havlayan bir köpek, ısırdığında... Artık “Havlayan köpek ısırmaz” denemez mi? Ben hâlâ aynı kanaatteyim: Bu tiplerden korkmaya, çekinmeye gerek yok. Bunların çoğu, ellerindeki silahı kullanmaya yeltenme cüreti göstermezler, gösteremezler. Ama bu tiplerin, ellerinde silahla poz verip şiddeti özendirmelerine bir dur demek gerekmez mi? Tabii ki gerekir.

Hakan, HDP İzmir İl Binası’na yapılan ve Deniz Poyraz’ın ölümüyle sonuçlanan silahlı saldırının ardından kaleme aldığı şu yazıyı hatırlattı:

En son HDP’ye yönelik saldırının faili olan katilin fotoğrafları çıktı ortaya. Elinde silahla poz veriyor adam. Sosyal medyada son zamanlarda öyle çoğaldı ki bu tür fotoğraflar. Eline silahı kapan pozunu veriyor. Makineli tüfekler, tabancalar falan. Ruhsatlı mıdır bu silahlar, ruhsatsız mıdır? Bilmiyorum. Ruhsatsızsa... Zaten suç. Ama ruhsatlı olsa da suç sayılmalı. Çünkü güya kahramanlık şovu yapılan bu fotoğraflarla... Şiddet özendiriliyor. Şiddet yüceltiliyor. Şiddet propagandası yapılıyor. Buna bir dur demenin vakti geldi de geçiyor yani. Polisimiz, savcılarımız bu konuya bir el atmalı.
“Bazıları, iki yazı arasında yaman bir çelişki bulmuş gibi...” diyen Hakan, şöyle yazdı:

“Ahmet Hakan on iki gün arayla acayip çelişkili iki yazı yazdı” diye yansıttılar benim bu iki yazımı. İki yazının anafikrini bir kez daha yazıyorum:

BİRİNCİ YAZI: Bu tiplerden korkmaya, çekinmeye gerek yok. Çünkü aslında bunlarda o silahı kullanacak cüret yoktur.

İKİNCİ YAZI: Bu tiplerin ellerine silah alıp fotoğraf çektirmelerine hukuken geçit vermemek gerekir. Çünkü şiddeti özendiriyorlar.

İki yazıyı da noktasına virgülüne dokunmadan yayınladım. İki yazının da anafikrini ortaya koydum. İki yazının da maksadını tane tane anlattım. Bundan sonrasını... “Mantık” dersi hocalarına bırakıyorum. Çelişki var mı, yok mu? Onlar karar versin.

EN ÖNEMLİ NOT: Silahlı fotoğraf paylaşanların tırsak olması ya da olmaması... Silahlı fotoğrafların şiddete özendirmesi... Bütün bunlar bir yana... Bizim esas karşı çıkmamız gereken şey BİREYSEL SİLAHLANMA olmalıdır. Bireysel silahlanmanın yaygınlaşmasına şiddetle itiraz etmeliyiz.