Hıncal Uluç’tan Soylu’ya: Bana cevap verilmemesi için emir mi verdiniz?
Sabah yazarı Hıncal Uluç, koronavirüs tedbirlerine rağmen kurallara uymayan kişiler hakkında neden soruşturma açılmadığını sorduğunu ancak İstanbul Emniyet Müdüründen yanıt alamadığını yazdı. Uluç, kendisine yanıt verilmemesinin nedenini aldıkları bir talimat olduğunu belirterek İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya "Bana cevap verilmemesi için emir mi verdiniz?" diye sordu.
Sabah yazarı Hıncal Uluç, İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş'a kurallara riayet etmeyen kişiler hakkında soruşturma açılıp açılmadığını sorduğunu ancak bir yanıt alamadığını yazdı. Kendisine cevap verilmemesinin yalnızca emirle olabileceğini düşündüğünü belirten Uluç, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya “İstanbul Emniyet Müdürü'ne ‘Hıncal Uluç'u sakın muhatap almayın, yok sayın’ diye emir verdiniz mi” diye sordu.
Uluç sözlerinin devamında "Düzene, kurala uyan gerzek.. Devleti ve onun Başkanını hiçe sayanlar serbestken, nasıl olacak bu iş İçişleri Bakanım?" diye yazdı.
Hıncal Uluç şunları söyledi:
Bilgisayarın başına oturduğum an "Çarşamba 9.57" ve İstanbul'un
ne yazık ki, "güya" Emniyet Müdürü Zafer Aktaş'tan, sorduğum cevabı
çok basit, ama devletin saygınlığı ve güvenirliği açısından çok
önemli soruma hâlâ yanıt yok.. Ne müdürün kendisinden, ne de aynen
onun gibi benim vergilerimle maaş alan Basın Bürosu'ndan çıt
çıkmıyor..
Aslında yaptıkları, "Halkın devletten cevap hakkı"nı hiçe
saymak ve bir yerde Anayasa'yı ihlal etmek..
Benim, yeni geldiğinde makamında oturup kahvesini içtiğim, tavrına
ve konuşmasına hayran kaldığım müdür bu değil, kesin.. Aklıma gelen
şey, "Emir aldığı.." Bu emri ona kim verir?.
1- İstanbul Valisi..
2- İçişleri Bakanı..
3- Emniyet Genel Müdürü..
Bundan evvelki emniyet müdürü de, susmak, aldırmamak, eleştiri ve
sorulara cevap vermemekle maluldü. O zaman düşünüyorum işte..
"Emir mi var?."
İstanbul Emniyet Müdürü'ne "Hıncal Uluç'u sakın muhatap
almayın, yok sayın" diye emir verdiniz mi, Sayın
İçişleri Bakanı?. Sayın Emniyet Genel Müdürü ve Sayın
İstanbul Valisi..
Uluç, Aktaş’a yönelttiği soruyu da şöyle açıkladı:
Vermedinizse, Cumhurbaşkanı'nın millete tüm kanallarda canlı yayınlanan hitabından ve "Maske, mesafe ve temizlik kurallarına kesin uyun. Sokağa çıkmanın yasak olduğu günler ve saatlerde dolaşmayın" demesinden hemen sonra, yasak saatte (23.00) açık olması ve servis yapması yasak olan bir mekânda parti yapan ve resimlerini çeken gazetecilerle dalga geçen şımarık hanım hakkında, hemen tüm gazetelerde çıkan resimli, yani belgeli, şahitli ispatlı haberlere rağmen soruşturma açtırmayan ya da açtıramayan (Açtırsa anında hem de şahsen beni arar, söylerdi, öyle hukukumuz vardı) emniyet müdürünüz hakkında siz soruşturma açtırdınız mı?.
Özellikle yemek sektöründe kapalı olan mekânlar yüzünden yüz
binlerce insan gizli işsiz. Evine para götüremiyor. Bu mekânların
açılmadığı her gün, acı çekenler, hatta sürünenler, tefecilerin
eline düşenler artıyor. Ama halkın kurallara riayet etmeyişi
yüzünden, salgına yakalananların sayısı, bu pervasız, bu umursamaz
ünlü ve zenginler yüzünden düşmüyor ve yumuşama gelmiyor.
Uluç, Soylu’ya yönelik olarak yazısında şu ifadeleri kullandı:
Devletin bizzat Devlet Başkanı tarafından her kanalda bir saat
anlattığı, sebebini izah ettiği kuralları hiçe saymak hem de
herkesin gözleri önünde umursamamak serbestken ve sizin polisiniz
"Erkekliğin onda dokuzu kaçmak, biri hiç görünmemek"i oynarken, bu
salgın nasıl azalacak, hayatımıza birazcık yumuşama nasıl girecek,
söyler misiniz?.
Düzene, kurala uyan gerzek.. Devleti ve onun Başkanını hiçe
sayanlar serbestken, nasıl olacak bu iş İçişleri Bakanım?