Prof. Dr. Acar Baltaş: Uyum sağlamayan tavanı izler
Galerinin tamamı için tıklayınızÜç aydır mutlu olmayı, gelecek hayalleri kurmayı unutmak
mutsuzluk yaratmaz mı?
Mesele koşullarla ilgili değil. İnsan nereye giderse kendini de
götürür. Kendi içinde huzuru ve dengeyi bulamıyorsan, nereye
gidersen git, huzursuz olursun. Esas mesele hayattaki varlık
amacını doğru tanımlamak. Aslında bu kriz, hayattaki gayemizi
tanımlamak için olağanüstü bir fırsat sunuyor. “Ne için
yaşıyoruz” sorusunun cevabı büyük çoğunluk için “iyi yaşamak”
şeklinde. İyi yaşamaktan anladığımız ise haz ve eğlenmek. Kendisi
için yaşayanın ölümünden sadece dünya karlı çıkar. İnsanların çoğu,
hazzı mutluluk sanıyor. Yemek, içmek, eller havaya eğlenmek,
alışveriş yapmak, cinsellik, bağımlılıklar haz verir ama mutlu
etmez. Tatmin olduğunda yine açlık başlar. Cinsel yaşamda bile,
belirli sessizlik süresinden sonra yaşa ve iştaha göre aynı istek
doğar. Hayatın anlamı yaptığın veya elindeki işte zamanı
kaybetmektir. Kitap okurken, müzik dinlerken, çalışırken
her ne olursa olsun zamanda kayboluyorsan hayatın anlamlıdır. Bu
dönemi hayatımızı yeniden şekillendirilip, anlamlı kılacağımız
günler olarak görmemiz gerekiyor. İnsanlar değerleri uğruna acı
çekerek de mutlu olabilir. Tüm mesele üreten insandan tüketen
insana geçmekten kaynaklanıyor. Üreten insan, emek verir ve
değerini bilir. Tüketen insan parayı verir, sahip olur ve tüketir.
Neyi tüketir? İlişkileri, duyguyu, maddeyi...