Adalet Bakanı’ndan İBB Soruşturmasına çarpıcı yorum: “Avrupa’nın bakış açısı değişmeli!”
İstanbul’da devam eden yolsuzluk soruşturmaları ve tutuklamalar Avrupa’da nasıl yankı buldu? Adalet Bakanı, “Türkiye’nin hukuk devleti olduğunu göstermesi lazım,” diyerek eleştirilere yanıt verdi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB)
Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu 91 kişinin
yolsuzluk ve terör soruşturmaları kapsamında tutuklama talebiyle
mahkemeye sevk edilmesiyle ilgili Avrupa’dan gelen eleştirilere
yanıt verdi. Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde
uluslararası basın kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen
Tunç, soruşturmaların Türkiye’nin Avrupa’daki imajını olumlu
etkilemesi gerektiğini vurguladı. Bakan Tunç, “Avrupa’daki
imajımızı olumlu etkilemesi lazım, neden? Türkiye Cumhuriyeti bir
hukuk devletidir. Eğer yolsuzluk iddiası varsa ‘Yargının ondan da
hesap sorabildiğini gösteren bir hukuk devletidir’ demesi lazım
Avrupalı dostlarımızın,” diyerek sürecin Türkiye’nin hukuk devleti
kimliğini ortaya koyduğunu savundu.
“Yargı Bağımsızlığı Algısını Karartmaya
Çalışıyorlar”
Bakan Tunç, Türkiye’de yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına yönelik
eleştirilere de değindi. Ülkede 25 bin hakim ve savcının yılda 13
milyon 900 bin karar verdiğini hatırlatan Tunç, birkaç örneğin öne
çıkarılarak “yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı yok” algısı
yaratılmaya çalışıldığını ifade etti. “Yargı bağımsız ve tarafsız
bir şekilde görev yapıyor,” diyen Tunç, ana muhalefet partisi
CHP’nin kongresinin durdurulması talebinin reddedilmesini örnek
göstererek, “Yargı taraflı olsaydı bu talebi kabul ederdi, ama
reddetti. Gazetecilerin serbest kalması ve soruşturmaların
neticesinde yargı kendi kararını verecektir,” dedi. Tunç, yargının
kendi iç denetim mekanizmalarının işlediğini, ilk derece
mahkemelerinin hatalı kararlarının İstinaf ve Yargıtay’da
düzeltilebildiğini, ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)
tarafından denetlenebildiğini belirtti.
Gösteriler ve Gazeteci Tutuklamaları: “Şiddet Kabul
Edilemez”
İBB soruşturmaları sonrası CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in
çağrısıyla İstanbul Saraçhane başta olmak üzere Türkiye’nin çeşitli
yerlerinde düzenlenen gösterilere de değinen Tunç, 2911 sayılı
Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na uyulması gerektiğini
vurguladı. Gösteriler sırasında gözaltına alınan 7 gazetecinin bu
sabah itibarıyla serbest bırakıldığını açıklayan Tunç, “Toplantı ve
gösteri yürüyüşü hakkı temel bir insan hakkıdır, ancak şiddete
varan eylemler hiçbir hukuk devletinde kabul edilemez. Önemli olan,
gösteriler sırasında şiddete başvurulup vurulmadığıdır. Bu, hakimin
önüne gelen delillerle ortaya çıkacaktır,” dedi. İçişleri
Bakanlığı’nın verilerine göre, 24 ilde 1568 kişi gözaltına alınmış,
222 kişi tutuklanmış, 338 kişi hakkında adli kontrol kararı
verilmiş, 350 kişi ise serbest bırakılmıştır. Tunç, “Her gözaltına
alınan tutuklanmıyor. Hakim, dosyadaki delillere göre karar
veriyor,” diyerek sürecin hukuka uygun ilerlediğini
savundu.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’ne Eleştiri: “İsrail
Örneği”
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün basın özgürlüğü
sıralamasında Türkiye’nin alt sıralarda yer aldığına dair bir
soruya yanıt veren Tunç, bu listeyi eleştirdi. “İsrail, son bir
yılda 200’den fazla gazeteciyi öldürmedi mi? Anadolu Ajansı’nın
kameramanı şehit edildi. 200’den fazla gazeteciyi öldüren İsrail’i
Türkiye’nin üzerinde gösteren bir listeye itibar edilebilir mi?”
diye soran Tunç, örgütün sıralamasını güvenilir bulmadığını ifade
etti. Bakan, gazetecilik sıfatının kimseye dokunulmazlık
kazandırmayacağını, ancak şiddete karışmayanlarla ilgili yargının
gerekli kararları vereceğini belirtti.
“İmamoğlu’nun Tutuklanması Popülerliğinden Değil, Suç
Şüphesinden”
Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına ilişkin sorulara da yanıt veren
Tunç, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, popüler bir belediye
başkanı olduğu için tutuklanmıyor. Suç şüphesi varsa, bu şüpheyi
ortadan kaldırmaya yönelik çaba sokakta değil, yargı makamında
gösterilir,” dedi. İmamoğlu’nun “suç örgütü kurmak ve yönetmek”,
“rüşvet almak”, “irtikap”, “ihaleye fesat karıştırmak” gibi ciddi
suçlamalarla karşı karşıya olduğunu hatırlatan Tunç, “Bu suçlamalar
örgüt kapsamında işlenen suçlar. Çok sayıda şüpheli var ve
delillerin karartılma ihtimali düşünülerek böyle bir karar
verilmiştir,” diye konuştu. Tunç, İmamoğlu’nun suçsuz bulunması
halinde görevine devam edebileceğini, şu an için ise belediyeye
kayyum atanmadığını belirtti.
Diploması Tartışması: “İdari Yargı Süreci
Beklenmeli”
İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesiyle ilgili bir soruya yanıt
veren Tunç, bu konunun İstanbul Üniversitesi’nin yaptığı bir idari
işlem olduğunu ve yargı denetimine açık olduğunu söyledi. “30 yıl
önce Kuzey Kıbrıs’taki bir üniversite aracılığıyla yatay geçiş
yapılmasıyla ilgili iddialar var. Bu karar idari mahkemede
değerlendirilecektir. İdari yargı süreci önemlidir, o süreci
beklemek gerekir,” dedi.
“Adli Soruşturma, Siyasi Değil”
Bakan Tunç, İBB soruşturmalarının siyasi değil, adli bir süreç
olduğunu vurguladı. “Bazı ülkeler, dosyayla ilgili bilgisi olmadan
‘Bu bir siyasi soruşturma’ diyerek peşin yargıya varıyor. Bu, hukuk
devleti ilkesiyle bağdaşmaz,” diyen Tunç, soruşturmanın 2019’da CHP
İstanbul İl binasının alımı sürecindeki para sayma görüntüleriyle
başladığını ve yeni bir dosya olmadığını belirtti. Tunç, sürecin
şeffaf bir şekilde sonuçlanacağını, suçların somut delillere
dayanmaması halinde kamuoyunun bunu göreceğini ifade etti.