Bülent Arınç'tan Ahmet Hakan'a sert sözler: Seninle yaşamak zorunda olduğu için acısı yüzünden okunan kedine acıyorum
Arınç, "Bülent Arınç'ın tek derdi ciddiye alınmak" diyen Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan'a verdiği yanıtta "Seninle yaşamak zorunda olduğu için acısı her fotoğrafında yüzünden okunan kedin Sekter'e dahi acıyorum" ifadelerini kullandı.
"Bak aslanım!" diyerek açıklamasına başlayan Arınç, "Patronlarının himmeti ile geldiğin son noktada basın hayatımızın en köklü gazetelerinden birini tam bir magazin ve bulvar gazetesi haline getirdin. Seninle yaşamak zorunda olduğu için acısı her fotoğrafında yüzünden okunan kedin Sekter'e dahi acıyorum" dedi.
Arınç'ın Twitter hesabından paylaştığı açıklama şöyle:
"Sen Yeşil Camii Kura'an Kursu'nda talebeydin. Ben Erbakan
Hocamın Manisa İl Başkanıydım. Sen belki daha üniversitede bile
değildin. Ben Refah Partisi için DGM'de yargılanıyordum.
Sen Kanal 7'deydin; başka bir adamdın. Ben senin her akşam ısrarla
programına davet ettiğin Refah Partisi Manisa Milletvekiliydim,
sonra da Grup Başkanvekili oldum. Sen yine Kanal 7'deyken, bizler
ise AK Parti'yi kurduk ve iktidara taşıdık. Ben de AK Parti'nin ilk
TBMM Başkanı oldum.
"Sen bazı varoluşsal sancılar çektin, dönüşüm
geçirdin"
Sonra sen bazı varoluşsal sancılar çektin, dönüşüm geçirdin.
İnsanların fikirleri değişir ve dönüşür, bunu yadırgamam. Sen
dönüştüğün zamanlarda ben Başbakan Yardımcısıydım.
Sonra sen dönüşmekten birkaç adım öteye geçtin, dalından kopan
yaprak misali rüzgâra göre savruldun... Nâzım Hikmet'in dediği gibi
'Günde on kaat, bir çift rugan pabuç, sıcak bir döşek ve üç yüz
papellik rahat için...' güzel günlerini sattın.
"Müftü babanın dahi kemiklerini sızlattın"
Ben siyaseti zirvede bıraktım. Sen ise yaşadığın savrulma sonucu
tüm değerler bütününü kaybederek merhum müftü babanın dahi
kemiklerini sızlattın. Öyle ki seninle yaşamak zorunda olduğu için
acısı her fotoğrafından yüzünden okunan kedin Sekter'e dahi
acıyorum.
"Patronlarının himmeti ile geldiğin son noktada basın
hayatımızın en köklü gazetelerinden birini tam bir magazin ve
bulvar gazetesi haline getirdin"
Patronlarının himmeti ile geldiğin son noktada basın hayatımızın en
köklü gazetelerinden birini tam bir magazin ve bulvar gazetesi
haline getirdin. Eğer siyasi varlığımı sadece ve sadece Sayın
Cumhurbaşkanına borçlu olduğumu ve yukarıda yazdıklarımın gerçek
olmadığını düşünüyorsan 40 yıllık dava arkadaşım Recep Tayyip
Erdoğan'a artık kabul gördüğün uçakta bizzat kendin sor.
Eğer olur da bu soruyu sormanın senin haddini aşacağını
düşünüyorsan, sorunu -sen dahil olmak üzere yöneticiliğini yaptığın
gazetenin birçok çalışanına Whatsapp'tan talimat verenler üzerinden
sor!
Bir önceki yazında da benim tek derdimin dikkate alınmak” olduğunu
söylemiştin. Bugün dahi her cümlesi ve konuşması gündemi belirleyen
birinin böyle bir derdi olabilir mi? Asıl senin tek derdinin
muhatap alınmak olduğu çok aşikâr.
Bugüne kadar aile fertlerimi teker teker hedef alan ve kişilik
haklarıma saldıran muhtelif hadsizliklerin karşısında sükût ettim.
Beni samimiyetle eleştiren herkese saygı duyarım ama sen istihza
ediyor, hakaret etmek istiyorsun. Bu hadsizliklerine son vermen
için başkaları gibi kapalı kapılar ardında değil, kamuoyunun gözü
önünde seni ilk ve son kez muhatap alıyor ve uyarıyorum.
Sonsöz: Ne zaman Ahmet Kaya'nın Entel Maganda şarkısını dinlesem
seni anımsarım.