Chp'li Koç; Ülkede Girilemeyen, Kontrol Edilemeyen Yerler Var
CHP Sözcüsü Haluk Koç, düzenlediği basın toplantısında milletvekili Hüseyin Aygün'ün PKK'lılar tarafından kaçırılması olayını değerlendirdi. Koç, "Demek ki bu ülkede girilemeyen, kontrol edilemeyen yerler var. Ve Başbakan 'Her şey kontrolümüzde' diyor, temel çelişki burada yatıyor. Kurtarma operasyonları düzenleniyor ama kurtarılan bir tek kişi yok" dedi.
CHP Sözcüsü Haluk Koç, düzenlediği basın toplantısında
milletvekili Hüseyin Aygün'ün PKK'lılar tarafından kaçırılması
olayını değerlendirdi. Koç, "Demek ki bu ülkede
girilemeyen, kontrol edilemeyen yerler var. Ve Başbakan 'Her şey
kontrolümüzde' diyor, temel çelişki burada yatıyor. Kurtarma
operasyonları düzenleniyor ama kurtarılan bir tek kişi
yok" dedi.
Ulusal güvenliğin girdiği sıkıntıların altında, artık Başbakan'ın
gittikçe bunalan bir tablo içinde olduğunu öne süren Koç, AK
Parti'nin ülkeyi yönetemediğini savundu. Koç, bunun çok açık bir
sonuç olduğunu kaydederek şöyle konuştu:
"Ülkemize dönük bölücü terör saldırıları yeni bir aşamaya
geçmiş durumda. Kurtarılmış bölgeler oluşturulma gayretinde. Hergün
evlatlarımızı kaybediyoruz. Dün sürece yeni bir boyut daha eklendi.
Tunceli Milletvekilimiz Hüseyin Aygün PKK militanlarınca kaçırıldı.
Türkiye'de ilk kez seçilmiş bir milletvekili, kendi seçim
bölgesinde yolu kesilerek silahlı teröristlerce alıkonuluyor ve
kaçırılıyor. Olay tüm boyutlarıyla vahimdir. Başbakan ve iktidar
konunun vehametinin üzerini örtmeye çalışıyor. 'Her şey
kontrolümüzde' açıklamaları Başbakan'a ait. AKP sözcüsü Hüseyin
Çelik bir milletvekili kaçırıldı, 'Bir kaç Mehmet şehit oldu diye
Meclis olağanüstü toplantıya çağrılamaz' gibi sıkıntılı bazı
ifadelerle kendi iç dünyasını yansıtıyor. Başbakan, milletvekilinin
kaçırılmasıyla ilgili 'Bu beklenen bir olaydı' açıklaması
var."
'SON BİR YILDA 145 KİŞİ KAÇIRILDI'
CHP'li Koç, Hüseyin Aygün'ün kaçırılmasından önce PKK tarafından
1990- 2010 yılları arasında 154 vatandaşın kaçırıldığını
hatırlatarak, son bir yılda ise 145 kişinin kaçırıldığı, geçici
sürelerle alıkonulduğu ve şu anda PKK'nın elinde 26 yurttaşımız
tutulduğunu anlattı. Haluk Koç şöyle devam etti:
"Bunlardan 8 tanesi kamu görevlisidir. Teröristler Doğu'da
ve Güneydoğu'da saatlerce yolları keserek vatandaşlarımızı ve kamu
görevlilerimizi kaçırabilmektedir. Ulusal sınırlarımız içerisinde,
ellerini kollarını sallayarak oradan oraya götürebilmektedirler.
İstediği zaman getirip, aynı yerde de serbest bırakabilmektedirler.
Demek ki bu ülkede girilemeyen, kontrol edilemeyen yerler var. Ve
Başbakan 'Her şey kontrolümüzde' diyor, temel çelişki burada
yatıyor. Kurtarma operasyonları düzenleniyor ama kurtarılan bir tek
kişi bile yok. Bunların hiç birisini MİT duymuyor. Yaşadığımız tüm
bu olaylar bir istihbarat ve güvenlik skandalı değilse,
nedir?"
'TERÖRLE MÜCADELE KONUSUNDA İRADE AKP HÜKÜMETİNDE DEĞİL'
Kamuoyunun, son 3 aydır 'Terör örgütü silah bırakacak. ABD ve Irak
devrede' denilerek oyalandığını iddia eden Koç şunları söyledi:
"Oysa 3 ayda 70 şehit ve çok sayıda yaralı verilmiş, sadece
bu dönemde 60 vatandaşımız kaçırılmıştır. Silah bırakmak isteyen
örgüt, eylemlerini neden tırmandırsın? Neden Barzani'nin desteğiyle
Suriye'nin kuzeyinde bir Kürdistan parçası kurmak için harekete
geçsin? Silah bıraktırmak için devrede olduğu söylenen güçler ve
siyasetçiler, niyetlerini ve terör örgütü üzerinde ne kadar etki
sahibi olduklarını göstermek istiyorlarsa, işe kaçırılan
vatandaşlarımız ve kamu görevlilerini serbest bıraktırmakla
başlamalıdırlar. Oslo görüşmeleri kayıtları Wikileaks ve Stratfor
belgeleri ile Suriye ile Şemdinli'de yaşananlar dikkate alındığında
şu açıkca ortaya çıkmıştır; Terörle mücadele ve Kürt meselesi
konusunda siyasi irade, AKP hükümetinin elinde ne yazıkki değildir.
Doğru olan tek mutabakat ve çözüm zemini TBMM
çatısıdır."
'BAŞBAKAN SORUMLULUKLARINI BİLECEK'
ABD Dışişleri Bakanı Hilary Clinton'ın son ziyaretini de
değerlendiren CHP Sözcüsü Haluk Koç, eleştirilerini şöyle
sırraladı:
"Devletimizin başkentinde değil İstanbul'da, sanki
Cumhurbaşkanı ve Başbakan Clinton'ı kabul ediyor manzarasında değil
de, Hilary Clinton Cumhurbaşkanı'nı ve Başbakan'ı kabul ediyormuş
diplomatik görüntüsü altında yapılan görüşmelerde ortaya çok ciddi
sorular çıkıyor. ABD, İran, Rusya, İsrail ekseninde Suriye
bağlamındaki olayların ağırlığı nedir? Türkiye yangın yeri,
olaylarla ilgili şehir efsaneleri yayılıyor. Başbakan yemekli
toplantılarda kin, nefret, öfke dolu konuşmalarla toplumu her
yönden germeye, bölmeye çalışıyor. Bu acı bir görüntüdür. Başbakan
sorumluluklarını bilecek. CHP'ye dönük ağırlık tartışmalarına -onun
üslubuyla söylüyorum - girmemeye niyetliydik. Genel Başkanımız
Kılıçdaroğlu ile ilgili yersiz, nezaketsiz, kaba üslubunuzu
isterseniz biraz erteleyin. Tüm bunlara sizin ve sizi çıkarları
doğrultusunda destekleyenlerin anlayacağı dilden cevap vermeyi en
az sizin kadar becereceğimizi unutmayın. İşte Başbakan, 'gelin 14
Ağustos'ta Meclis'te yurttaşlarımızın bu arzularını gerçekleştirmek
için; sizlere verdiğimiz görev gereği toplanın, uygarca tartışın,
çözümleri oluşturun ve TBMM olarak Türkiye'nin bağımsız ve dik
duruşunu tüm dünyaya birlikte gösterin' diyorlar."
Gazetecilerin Hüseyin Aygün'ün serbest bırakıldığına ilişkin
söylentileri hatırlatması üzerine Koç, söylentilerin
doğrulanmadığını ifade ederek, Selvi Kılıçdaroğlu'nun hedef olduğu
yönündeki haberleri ise yalanladı.
'TWİTTER ÇIKTI, MERTLİK BOZULDU'
AKP'li Şamil Tayyar'ın mikroblog sitesi Twitter'da söylediği
sözleri de eleştiren Koç, "Twitter çıktı, mertlik bozuldu.
Paraşütle milletvekili olanların kamuoyu duyarlılıklarını nasıl
sömürdükleri ortada. Şamil Tayyar Ergenekon'un avukatlığından
başka, şimdi de komplo teorileri uzmanlığına soyundu. Kendi
ayıbıyla başbaşa bırakıyoruz" dedi.
Basın mensuplarının 'Neden Aygün, neden Tunceli'de?"
sorularına ise Koç şöyle yanıt verdi:
"Ülkede her şey kontrolümüz altında diyen bir iktidarın
yaşanan olayları küçültme gayretinde olan, meşru zeminde
tartışmaktan kaçan bir iktidarın güç kullanma döneminde, Türkiye
Cumhuriyeti sınırları içerisinde, kendi seçim bölgesinde bir
milletvekili silahlı militanlar tarafından alıkonuluyor. Bu başka
bir milletvekili de olabilirdi. Yani Hüseyin Aygün özelinde bir
ilişki kurmuyorum."
'BAŞBAKAN, KILIÇDAROĞLU'NU ARAMAKTA GECİKTİ'
Haluk Koç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kemal Kılıçdaroğlu'nu
aradığını da belirterek; "Geçmiş olsun dileklerinde
bulundu. Biraz geç kalan bir aramaydı. Dün akşam gerçekleşen bir
olaydan sonra Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Genelkurmay Başkanı
aramışlardı. Başbakan'da saat 12.00'de gecikerek bu aramayı
yaptı" dedi.
DHA(BY/COŞ) (FOTOĞRAFLI)