Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na sert sözler! "Siyasetçi müsveddelerini de gördük"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Diyarbakır'a gidip ittifak ortaklarından ürktüğü için anaların kapısını çalmaktan korkan siyasetçi müsveddelerini de gördük. Kaldıkları otele davet ettiler, ayaklarına gitmediler, gidemediler. Bu seneki ikinci Vefa ödülünü yiğit Diyarbakır Anneleri'ne veriyoruz. Bu ülkeyi terör belasından muhakkak kurtaracağız." dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde "Uluslararası İyilik Ödülleri" programında konuşuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünyayı iyilik değiştirecek şiarıyla çıktığımız iyilik seferberliği hamdolsun yoluna güçlenerek devam ediyor" dedi. Konuşmasında CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu sert sözlerle eleştiren Erdoğan, "Diyarbakır'a gidip ittifak ortaklarından korktukları için Diyarbakır analarının kapısını çalamadılar. Kaldıkları otele davet ettiler, ayaklarına gitmediler, gidemediler" dedi.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından satırbaşları:
Küresel iyilik neferleri olarak gördüğüm kardeşlerimle tekrar buluşmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. Kalplerimizi bir araya getiren Türkiye Diyanet Vakfı'na teşekkür ediyorum.
Toplam 12 kardeş ülkedeki 27 eğitim kurumuyla geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin yetişmesine katkı sağlayan vakfımızı tebrik ediyorum. Dünyayı iyilik değiştirecek şiarıyla çıktığımız iyilik seferberliği hamdolsun yoluna güçlenerek devam ediyor. İyilik ödüllerine yönelik teveccühün hem yurt içi ve hem de dışında artmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Kendisi aramızda bulunamasa da gönlünün bizimle birlikte olduğunu bildiğimiz Yusuf İslam'ı tebrik ediyoruz.
15 MİLYON DOZ AŞIYI AFRİKALI KARDEŞLERİMİZE ULAŞTIRIYORUZ
Dünya genelinde 6 milyondan fazla kişinin hayatına mal olan salgın, insanlığın kaderinin ortak olduğunu hatırlatmıştır. Küresel sistemdeki çarpıklıkları görme fırsatı bulduk. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinin bile maske kavgasına düştüğü durumlara şahit olduk. Aşıya erişemediği için hastalanan, acı çeken insanların dramlarına şahitlik ettik. İhtiyaç sahibi insanlar adeta kaderlerine terk edildi. Bu vahim tablo karşısında devlet olarak testten ilaca kadar tüm gereksinimleri karşılarken Batılı ülkelerin yaptığı gibi dünyaya sırtımızı dönmedik. 160 ülkeye tıbbi ekipman desteği sağladık. Yurtdışından temin ettiğimiz aşılarla beraber Turkovac'ın da dağıtımına başladık. 15 milyon doz aşıyı Afrikalı kardeşlerimize peyderpey ulaştırıyoruz. Sığınmacıları kendi vatandaşlarımızdan ayrı tutmadan istisnasız herkesin sağlık hizmetlerine erişimini temin ettik. Polisimizden askerimize, AFAD gönüllülerinden STK'lara kadar yüzbinlerce insanımız Vefa Sosyal Destek gruplarında 2 yıl boyunca gece gündüz demeden canla başla çalıştılar.
EN BÜYÜK YARAYI ANALARIN YÜREKLERİNDE AÇTILAR
Kötülere ve zalimlere karşı haşmetli olmak da o derece hayati
öneme sahiptir. 40 yıla yakındır bölücü terörle mücadele eden bir
milletiz. Binlerce şehit verdik. Bölücü örgüt mensupları 40 yıldır
gözü dönmüşlükle sadece yaktılar, yıktılar. Baskı ile Kürt
kardeşlerimizin hayatını zindana çevirdiler. Bu nebbaşlar ilk
günden itibaren en büyük yarayı anaların yüreklerinde açtılar.
BİR AVUÇ CESUR ANA, ZALİMLERE 'ARTIK YETER' DİYEREK
İHTAR VERDİLER
Analarından kopardıkları gencecik çocukları ölüme gönderirken kendi çocuklarını Avrupa'nın başkentlerine tatile yolladılar. Diyarbakır Anneleri işte bu iki yüzlülüğe 'edi bese' dediler. Bir avuç cesur ana, benim Kürt kardeşlerimin kanını sülük gibi emen zalimlere 'Artık yeter' diyerek ihtar verdiler. Diyarbakır Anneleri sadece korku duvarlarını parçalamakla kalmadılar, siyasetçi görünümlü insan kaçakçılarının maskesini de aşağıya indirdiler. Yine bu süreçte Türkiye, muhalefeti, medyasıyla kimin nerede durduğunu da görme fırsatı bulmuştur. Kandil'deki kan tüccarlarının gönüllü avukatlığını yapanlar, daha ilk günden itibaren Diyarbakır Anneleri'ni itibarsızlaştırmak için çok gayret sarfettiler.
DİYARBAKIR'A GİDİP İTTİFAK ORTAKLARINDAN ÜRKTÜĞÜ İÇİN ANALARIN KAPISINI ÇALMAKTAN KORKAN SİYASETÇİ MÜSVEDDELERİNİ DE GÖRDÜK
O terör örgütü mensuplarından olmayınca gelip kapılarını bile çalmadınız. Terör örgütüne tepki göstermek yerine ahlaksızca devleti suçlayanlar oldu. Diyarbakır'a gidip ittifak ortaklarından ürktüğü için anaların kapısını çalmaktan korkan siyasetçi müsveddelerini de gördük. Kaldıkları otele davet ettiler, ayaklarına gitmediler, gidemediler. Bu seneki ikinci Vefa ödülünü yiğit Diyarbakır Anneleri'ne veriyoruz. Bu ülkeyi terör belasından muhakkak kurtaracağız.
İYİLİK VE İHSANI HAYATIMIZIN MERKEZİNE OTURTMAK MECBURİYETİNDEYİZ
Modern dünyada insan daha fazla içine kapanıyor. Teknolojik
araçlar sundukları sahte ve sanal mutluluklarla insanı gerçek
hayattan daha çok kopartıyor. Salgın bize hayatta maddiyat dışında
peşinde koşulması gereken daha yüce gayeler olduğunu
hatırlatmıştır. İyilik ve ihsanı hayatımızın merkezine oturtmak
mecburiyetindeyiz. Bunu başardığımızda vicdanımızın, dünyanın daha
huzurlu hale geleceğini göreceğimizi biliyorum.
BU ÜLKE DAİMA MAZLUMLARIN SIĞINAĞI OLMAYA DEVAM
EDECEKTİR
Gariplere kapımızı açık tutmayı sürdüreceğiz. Bugün Ukrayna'dan geliyorlar, yarın nereden geleceklerini bilemeyiz. Bu ülke daima mazlumların sığınağı olmaya devam edecektir, bundan hiç endişeniz olmasın. Ana muhalefetin başındaki ve yanındakiler 'Biz seçimi kazandığımızda mültecileri ülkelerine göndereceğiz' diyorlar. Biz göndermeyeceğiz. Biz evsahipliğine devam edeceğiz. Bundan tedirgin değiliz. Sevgili milletimize sesleniyorum. Sıkıntılarınız olabilir, zaman zaman yük de olabilirler. Ama unutmayın bunun ecri çok büyüktür. Biz her zaman düşmüşün yanında olduk. Bunlar kendilerini öldürmeye gelen katillerden kaçıyorlar ve bize geliyorlar. Biz gönlümüzü açacağız. Kendi insanımız içinde de hiç kimseyi mahzun, kalbi kırık bırakmayacağız.
18 MART'TA ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ'NÜN AÇILIŞINI YAPIYORUZ
Cuma günü öğleden sonra dünyanın sayılı bir köprüsünü, ilk üç içindeki köprüsünü açacağız Çanakkale'de. Üniversiteli kuzucuklar o zaman Çanakkale'de tüm Haçlı dünyasına karşı mücadeleyi verdi, bu zaferi öyle kazandık. 2.5 milyar Avroya inşa ettik. 18 Mart'ta açılışını yapıyoruz. Tüm insanlığa bu köprümüzü inşallah hediye ediyoruz. Asya ile Avrupa'yı bağlıyoruz. Daha önceleri gün geliyordu ki deniz dalgalı olunca feribotlar çalışmıyordu. Geçiş adeta mümkün olmuyordu. Ama şimdi 6 dakikada bir taraftan bir tarafa geçme imkanını buluyoruz. Bununla dünyaya bir örnek teşkil ediyoruz.