Hayati Yazıcı: MHP, kampanya sürecinde de yer alacaktır
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, "MHP, Meclis'te destek verdiyse kampanya sürecinde de yer alacaklardır" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, "MHP bu süreçte
bir kampanya yürüteceğini söyledi. İlk bu konu konuşulduğu zaman
'Meclise destek veririz ama kampanya sürecine katılmayız' diye
gündeme gelen bir şey söz konusu değil. Mecliste destek verdilerse,
kampanya sürecinde de yer alacaklardır" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı TGRT Haber
ekranlarında yayınlanan "Neler Oluyor?" programına konuk oldu.
Referandum süreci ve Anaysa Değişikliği Kanunu'yla ilgili konuşan
Yazıcı, önemli açıklamalarda bulundu.
"NEYİ İSTEDİNİZ DE YAPMADINIZ DİYENLER
İÇİN..."
"İktidarları boyunca neyi istediler de yapamadılar" söylemiyle
ilgili konuşan Yazıcı, mühim olanın kendi iktidarları olmadığını,
meselenin Türkiye'nin geleceği olduğu kaydederek, "Türkiye'nin
anayasal düzenine bakın, cumhurbaşkanlarıyla başbakanların
didişmelerini görüsünüz. Katmerleşmiş bir anayasa sorunumuz var.
Türkiye pratiğinde anayasa, doğrudan doğruya vatandaş değil, halk
değil, aşırı rejimlerle vesayetçi yapılarca şekillendirilmiş.
Devleti hukuk çerçevesinde almadan öte, halka nizam vermeyi
amaçlayan metinler olarak hayat bulmuş. Biz, Türkiye'nin geleceğini
de planlıyoruz. 2023'e, 2071'e ilişkin hedeflerimiz,
perspektiflerimiz var. 'Neyi istediniz de yapamadınız' diyenler
için söylüyorum, biz kendimiz için değil, Türkiye için bunları
tasavvur ediyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçim süreçleri, hep tartışmalı
olmuştur. Entrikaların pratiğe geçirilmediği bir seçim yok gibi.
Bizim iktidarımızda da aynı anayasa geçerli. Bunlar olmuyorsa,
bizim kardeşlik hukukumuzun güçlü oluşundan olmuyor. Biz, bu
değişiklikle gelecekte bu tür sorunların olmamasını hedefliyoruz"
şeklinde konuştu.
"HİÇ KİMSE, MİLLETİ DOĞRUYA BULAMAYAN ADAM YERİNW
KOYMASIN"
Cumhurbaşkanlığı sisteminde basiretsiz isimlerin yürütmenin başına
geçebileceği yönündeki iddiaları, vesayetçi anlayışın yansımaları
olarak nitelendiren Yazıcı, "Bu çok amaçsızca dile getirilen bir
söylem ama bunu dile getirenler, Türk milletine bakmadan bunu
söylüyor. Vesayetçi unsurların söylemine benzer. Vesayetçiler,
anayasayı yaparken 'Millet yanlış karar verirse, yanlış adam
seçilirse' anlayışıyla siyaset mühendisliğine katkı sağlayacak
düzenlemeleri anayasaya derpiş etmiş. Bu mantık da onun
tezahürüdür. Millete karşı bir hakarettir. Millet, demokrasiyi
nasıl içselleştirdiğini 15 Temmuz'da gösterdi. Hiç kimse, milleti
doğruyu bulamayan adam, yerine koymasın. Millet, işe yaramayacak
birisini oralara getirmez, ezkaza oraya gelse bile orada tutmaz"
ifadelerini kullandı.
"CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN PROPAGANDA SÜRECİ İÇİNDE OLMASI
ÇOK DOĞAL"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın propaganda süreci boyunca meydanlarda
olmasının doğal bir durum olduğunu ifade eden Yazıcı,
"Cumhurbaşkanlığı sistemi veya Cumhurbaşkanlığı hükümet modeli,
diyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu sürecin içinde olacaktır. Bu
çok doğal. Biz de parti olarak bu projenin sahibi olarak
Cumhurbaşkanının kampanyasıyla çatışmadan kampanya alanlarını
netleştireceğiz" dedi.
"MHP, MECLİS'TE DESTEK VERDİYSE, KAMPANYA SÜRECİNDE DE YER
ALACAKTIR"
Yazıcı, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) milletvekillerinin seçim
öncesinde "Evet" kampanyasına destek vermeyeceği iddialarına karşı,
"MHP de bu süreçte bir kapmaya yürüteceğini söyledi. İlk bu konu
konuşulduğu zaman 'Meclise destek veririz ama kampanya sürecine
katılmayız' diye gündeme gelen bir şey söz konusu değil. Mecliste
destek verdilerse, kampanya sürecinde de yer alacaklardır"
ifadelerini kullandı.
"17 NİSAN SABAHI BU DÜZENLEME HAYATA GEÇERSE DEĞİŞİKLİKLERİ
OTURUP KONUŞURUZ"
Referandumdan "Evet" sonucunun çıkması halinde, pek çok kanunda
yeniliğe gidileceğinin sinyalini veren Yazıcı, "Yıllar öne yapılmış
çalışmalar var, raflarda duruyor. Bu anayasa değişikliğinin hayata
geçirilmesi için Milletvekili Seçimi Kanunu, Siyasi Partiler
Kanunu'nda değişiklik yapılması zorunlu değil. 17 Nisan sabahı bu
düzenleme hayata geçerse değişiklikleri oturup konuşuruz. Meclis iç
tüzüğünün değiştirilmesi öngörülüyor. Cumhurbaşkanının kararname
çıkarma yetkisi seçimden sonra veriliyor" diye konuştu.
"3 KASIM 2019'DA YAPILACAK SEÇİMLERDE YÜRÜRLÜĞE
GİRECEK"
"Model değişikliğini öngören maddeler, 3 Kasım 2019'da yapılacak
seçimlerde yürürlüğe girecek"
Anayasa Değişikliği Kanunu'nun halk oylamasından geçtikten hemen
sonra yürürlüğe girmeyeceğini açıklayan Yazıcı, referandum
sonrasındaki süreç hakkında şunları söyledi:
"Anayasa değişikliği 'halk onaylarsa ertesi gün yürürlüğe girecek'
diye düşünülüyor. Böyle bir şey yok. Milletimiz, bu anayasanın
birkaç maddesini onaylarsa, Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe
girecek. Bu model değişikliğini öngören maddeleri, 3 Kasım 2019'da
yapılacak seçimlerde yürürlüğe girecek. Askeri yargıya ilişkin,
HSYK'ya ilişkin düzenlemeler, referandumdan 'Evet' çıkarsa hemen
yürürlüğe girecek."
"CUMHURBAŞKANININ PARTİSİYLE İLİŞİĞİNİN KESİLMESİ,
VESAYETÇİ ANLAYIŞIN BİR SONUCUDUR"
Yazıcı, cumhurbaşkanı seçilen kişinin partisinden istifa etmesi
kuralının vesayetçi anlayışın bir sonucu olduğunu belirterek,
"Cumhurbaşkanının partisiyle ilişiğini niye kesmişler? Bir
vesayetçi yaklaşımın sonucudur. Cuntalar, gerekmesi halinde kamu
içinde önemli konumda bulunan kişilere müdahale etmeyi planlıyor.
Onun için en önemli araç olan Cumhurbaşkanını görmüşler.
Cumhurbaşkanlığı için de emekli askerler uygun görülmüş, olmaması
halinde bunların suyuna gidebilecek olan sivil kesimlere razı
olmuşlar. Bunun tipik örneğini, 28 Şubat post modern darbe
girişiminde yaşadık. Allah rahmet eylesin, Süleyman Demirel
partisiyle ilişiği kesilmiş, bir sertleşme yaşanmış, hemen o
günlerde cuntacılarla birlikte hareket etmeyi tercih etti"
dedi.
"FESHETME İLE SEÇİMLERİ YENİLEME ARASINDAKİ FARK, ÖLÜM İLE
HAYAT ARASINDAKİ FARK GİBİDİR"
Cumhurbaşkanlığı sisteminde en önemli denge denetleme
mekanizmasının seçimler olacağını dile getiren Yazıcı,
"Cumhurbaşkanının ve Meclisin seçimleri yenileme yetkisini
kullanması halinde, seçimlerin birlikte yapılması çok önemli bir
denge denetleme mekanizması işlevi görüyor. Halkın kafasını
karıştırmak için bir kavram karmaşasından bahsediliyor.
Cumhurbaşkanının fesih yetkisi olduğu söyleniyor. Seçimleri
yenileme başka bir kavramdır, feshetme başka bir kavramdır. Aradaki
fark ölüm ile hayat arasındaki fark gibidir" şeklinde konuştu.