Kılıçdaroğlu: Saldırı Sadece Aygün'e Değil, Chp'nin Kurumsal Kimliğine Yapılmıştır
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, terör örgütü PKK'nın Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ü kaçırarak sadece kendisine değil, CHP'nin kurumsal kimliğine emsil ettiği değerlere, aynı zamanda parlementer sisteme, TBMM'ye, aynı zamanda demokrasiye ve insan haklarına yönelik bir saldırı olduğunu söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, terör örgütü PKK'nın
Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ü kaçırarak sadece kendisine
değil, CHP'nin kurumsal kimliğine emsil ettiği değerlere, aynı
zamanda parlementer sisteme, TBMM'ye, aynı zamanda demokrasiye ve
insan haklarına yönelik bir saldırı olduğunu söyledi.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu, TBMM'nin olağanüstü toplantı çağrısının
ardından Meclis'te grup toplantısında konuşurken Türkiye'nin
sorunlarını en ağır yaşadığı bir günde halk iradesinin tecelli
ettiği Meclis'te olduklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:
"Bugün kapıları açık, kürsüleri açık, iradesi ve duruşu
sağlam, kararlı, net olan bir TBMM'deyiz. Bugün salonunda
'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' yazan bir parlementoda
ülkenin en acı sorunlarını dile getirmek için biraraya geldik.
Bugün ülkemizin en acı sorunlarına çözüm üretelim 'millet bizden
sorun değil çözüm bekliyor' demek için biraraya geldik. Bunun için
bugün hepinizi 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' düsturuyla
selamlıyorum."
Türkiye sınırlarını topyekun barut fıçısına dönüştüren gelişmeler
kaydedildiğini, ülkenin iç ve dış güvenliğinin ciddi tehdit altında
olduğunu nlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Sosyal barışımız tehdit eden provakasyona açık bir iklim
soluduğumuz bu günlerde en son tatil yapması gereken yer TBMM'dir.
Olağanüstü koşulların yaşandığı şu günlerde TBMM'yi kapalı tutmak
halkın iradesine saygısızlıktır. O iradeye saygı duyduğumuz için
TBMM'deyiz. Açık yüreklilikle söyleyeyim TBMM yan gelip yatanların
oturduğu bir yer değildir, çalışılacak bir yerdir. Bu toplantı
çağrısını demokrasisi normal işleyen bir ülkede iktidar yapar. Ama
bizde iktidar partisi Meclis'e gelip hesap vermekten korktuğu için
CHP tarihi misyonuna uygun olarak TBMM'yi toplantıya çağırmıştır.
TBMM, toplumsal ortak aklımızın tecelligahıdır. Aksi halde TBMM'yi
by-pass etmiş olursunuz, görmezden gelirsiniz. Bu demokrasimize, bu
milli iradeye de aykırıdır."
"İŞGAL DEVLETİNDEN TALİMAT ALAN İSTANBUL HÜKÜMETİ
PSİKOLOJİSİ"
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin kendisini ve ülkeyi
bataklığa sürüklediğini savunarak, bataklıktan siyasi iradeyi
kurtarması gereken tek yerin TBMM olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu,
Ankara'nın TBMM demek olduğunu ifade ederken, "İşgal
devletinden talimat alan İstanbul Hükümeti psikolojisinden artık
kurtulun. Milli irade var burada. Bu Meclis sadece Ulusal Kurtuluş
Savaşı'nı vermedi. Aynı zamanda yeni bir devlet kurdu ve onu
yönetti. O devleti nasıl yönettiğini herkesin çok iyi bilmesini
isterim. Hiçbir zaman o Meclis'te şu sözler yankılanmamıştır; Top
sesleri geliyor Polatlı'dan. Meclis'i tatil edelim savaşa gidelim
denmemiştir. Meclis açık kalmıştır ve savaş yönetilmiştir. Meclis'i
tatilde toplanmaya çağırma konusu ne Anayasamızda ne de iç tüzükte
olağanüstü bir koşula bağlanmamıştır. İhtiyaç duyulduğu an kimlerin
Meclis'i toplantıya çağıracağı bellidir. Cumhurbaşkanı çağırmadı,
Meclis Başkanı çağırmadı, biz tarihi görevi üstlendik. TBMM'yi
toplamayı terör örgütü propagandası olarak gören zihniyeti milletin
vicdanına havale ediyorum" dedi.
"İKTİDAR YANAŞMALIĞI YAPILARAK İKTİDAR
OLUNMAZ"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eleştirdiği MHP'nin iktidar
beklentisi olmadığını iddia ederken "İktidar yanaşmalığı
yapılarak iktidar olunmaz" dedi. Kılıçdaroğlu MHP'yi
eleştirirken salonda 'Faşizme karşı omuz omuza' sloganları
atıldı.
Türkiye'de 3 çeşit siyasi parti olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu,
sözlerini şöyle sürdürdü;
"Bir anamuhalefet partisi var; CHP. İki anamuhalefet
partisine muhalefet eden iktidar partisi var. Üç anamuhalefet
partisine muhalefet eden muhalefet partisi var. Demokrasilerde,
muhalefet partilerinin anamuhalefet partisini eleştirmesi sağlıklı
bir gelişme değildir. Samimiyetsiz bir davranıştır. Bu davranışta
olanların iktidar beklentisi yoktur. İktidar yanaşmalığı yapılarak
iktidar olunmaz. Siyasete atıldığım günden beri özenle koruduğum
bir ilkem var; muhalefete muhalefet etmek gibi bir kolaycılığa hiç
girmedim. Bizim hedefimiz iktidar partisidir. İktidar hedefi
olmayanlar muhalefete muhalefet ederler. Biz iktidar olmak
istiyoruz. Dolayısıyla benim görevim bu ülkede kardeşlik ve barış
iklimini yeniden yaratmaktır."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye bir sitemi olduğunu bildiren
Kılıçdaroğlu şunları kaydetti;
"Bahçeli terörle ilgili olarak 'Maalesef Türk vatanı PKK
kuşatması altına alınmış ve soluk alamaz hale getirilmiştir' diyor.
Bu görüş son derece tehlikeli, ciddi ve korkutucudur. Madem ki bu
kadar ciddi bu kadar tehlikeliyse bunun çözümünü Türkiye'yi bu hale
getiren AKP'nin politikalarına destek vererek mi sürdüreceksiniz ?
Ama hiç kimse unutmasın, CHP olduğu sürece, CHP'liler olduğu sürece
Türk vatanı hiçbir zaman bir başka gücün kuşatması altında
olmayacaktır. Biz Mustafa Kemal'in Gençliğe Hitabesi'ni şiir gibi
ezberlemişiz. 'Bu ülkeye hiçbir güç nefes aldıramaz' diye bir
görüşü asla kabul edemeyiz. Çünkü CHP sağduyunun sesidir. Çünkü CHP
geleceğin sesidir. Çünkü CHP demokrasinin güvencesidir. Siyasetçiye
düşen görev halkı korkutmak değildir. Siyasetçinin görevi çözüm
üretmektir ve halka umut vermektir. Onun için diyoruzki CHP halkın
umududur."
"OSLO BENZERİ PLANLARINA ASLA ALET
OLMAYACAĞIZ"
Kılıçdaroğlu, partisinin dış politika tutumunu anlatırken hükümetin
politikalarını ağır dille eleştirdi. Kılıçdaroğlu, CHP Genel
Başkanı olarak bölge üzerinde egemenlik iddiasında bulunan irili
ufaklı bütün güçlere seslendiğini bildirirken, "Biz CHP
olarak durduğumuz yerden bir milim dahi geri adım atmayacağız bu
ülkenin bağımsızlığı ve çıkarları için. TBMM dışında hiçbir gücün
müracaat makamı olarak kabul edilmesi asla benimsemeyeceğiz.
Meşruiyetimizi milli irade dışında başka bir kaynakta aramayacağız.
Biz sizlerin Oslo benzeri planlarına asla alet
olmayacağız" dedi.
"OH OLSUN DİYENLER İNSAN BİLE OLAMAZLAR"
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün PKK terör örgütü
tarafından kaçırılmasını kınayan Kılıçdaroğlu, bu eylemin CHP'nin
kurumsal kimliğine karşı yapıldığını söyledi. Kılıçdaroğlu, bazı
yetkililerin "Bizden koruma istemediler" sözlerini
eleştirerek "Hani her metrekareden sen sorumluydun
?" diye sordu. CHP lideri Kılıçdaroğlu Hüseyin Aygün
kaçırılması konusunda şu görüşlere yer verdi;
"Geçtiğimiz Pazar günü milletvekili arkadaşımız Hüseyin
Aygün Tunceli Ovacık'ta kaçırıldı. Hüseyin Aygün orada demokrasinin
gerektirdiği bir görevi yapıyordu. Ovacık halkının dertlerini
dinledi. Onlara çözümlerimizi anlattı. Ayrıca Hüseyin Aygün 'İnsan
Hak ve Özgürlükleri' konusunda çalışmalar yapan ve bu konu için
duyarlılığını Türkiye'ye, dünyaya seslendiren bir arkadaşımızdı. Bu
arkadaşımızın kaçırılmasını şiddetle kınıyoruz. Bu sadece Hüseyin
Aygün'e yöneltilmiş bir saldırı değildir. Bu saldırı CHP'nin
kurumsal kimliğine ve onun temsil ettiği değerlere, aynı zamanda
parlementer sisteme ve TBMM'ye, aynı zamanda demokrasiye ve insan
haklarına yönelik bir saldırıdır. O nedenle benimsemiyoruz ve
şiddetle kınıyoruz. Arkadaşımız halk tarafından seçildi, halkı
temsil ediyordu. Silahsızdı ve korumasızdı. Hiçkimse için tehlike
oluşturmuyordu. O nedenle söylüyoruz herkesin ortak bir paydada
buluşup bu olayı şiddetle kınaması gerektiğine inanıyorum. Bu
bağlamda Türkiye'de bütün yurttaşlarımın yedi bölgeden dört
iklimden herkesin şiddetle kınamasından huzurluyum, sevinçliyim.
Hal böyleyken bu arkadaşımızın kaçırılmasına bazıları 'oh olsun'
diyebiliyorlar. Bunlara ahlak fukarası bile demiyorum, bunlara
parlementer bile demiyorum. Bunlar insan bile olamazlar. İnsan
olanlar zaten böyle konuşmaz. 'Bizden koruma istemedi diyorlar'
Devletin yolunda sen güvenliği sağlamak zorunda değil misin ? Hani
her metrekareden sen sorumluydun ? Yolu kesilecek, alınıp
götürelecek akıl alacak iş değildir. Bu arkadaşımız Devlet var
güvencesiyle oraya gidiyor. Biz koruma istemiyoruz. Gittiğimiz her
yer Türkiye Cumhuriyeti'nin topraklarıdır. Oraya güvenle gideceğiz
biz. Devletin olduğu yerde eşkiya olmaz. Eşkiya varsa 'Devlet
nerede, hükümet nerede?"
"TERÖRÜN DÜŞÜNCE DÜNYAMIZI BELİRLEMESİNE İZİN
VERMEYECEĞİZ"
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, son olayın teröre bakış açılarını
değiştirmeyeceğini ifade ederek "En yakınlarımıza yönelmiş
dahi olsa terörün düşünce, zihin dünyamızı, değerler sistemizi
yönetmesine, belirlemesine asla izin vermeyeceğiz. Bizim teröre
vereceğimiz tek cevap budur" diye konuştu. İnadına
demokrasi diyeceklerini, inadına barışın dilini konuşacaklarını
söyleyen CHP lideri şunları söyledi:
"Asla kine sapmayacağız, öfkeye yenik düşmeyeceğiz. CHP
Kurtuluş Savaşı'ndan başlayarak Türkiye'nin bütün acılarına bütün
sıkınlarına tanıklık etmiş bir partidir. O sıkıntıları nasıl engin
bir sağduyuyla aşmışsa, bugün sıkıntıları aynı engin sağduyusuyla
aşacaktır. Terörü biz çözeriz. Türkiye'yi çatışma ortamından
koparıp barış ortamına sadece CHP getirir. Çünkü biz dışarının
telkinleriyle politika oluşturan bir parti değiliz."
"UCUBELERİNİ SUSTUR"
Kılıçdaroğlu, son dönemde bazı AK Partililerin sözlerine atıfta
bulunarak, "Başbakan'a sesleniyorum. Şehitlerimizi
küçümseyen, milletvekili arkadaşlarımız için 'Oh olsun' diye
ucubelerini susturmasını istiyorum" diyerek Başbakan'a
seslendi.
Şu anda en büyük sorunun ülkede siyasi bir yönetim boşluğunun
olması olarak gördüğünü belirten CHP lideri; "Türkiye'de
son bir yıldır ciddi bir yönetim boşluğu var. Ülkemizin içine
sürüklendiği durum ortada. Çünkü siyaset üretilmiyor. İktidar
partisi Türkiye'nin en temel sorunlarına ne gibi çözümler üretti?
AKP terör konusunda hangi politikayı üretti diyerek Ak Parti'nin
politikalarını eleştirdi.
SURİYE KONUSU
Suriye'nin parçalanma noktasına geldiğini ifade Kılıçdaroğlu, Ak
Parti'nin Suriye politikasını eleştirdi. TBMM'de grubu olan
partilere ortak bir deklarasyon metni gönderdiklerini belirten CHP
lideri, bu metni Ak Parti'nin kabul etmediğini söyledi. 'Egemen
güçlerin Ortadağu'daki taşeronluğu 21. yüzyılında Türkiye'sine
yakışmaz' diyen Kılıçdaroğlu, Suriye'nin Libya'dan farklı olduğunu
savundu.
'HATAY'DA AJANLAR CİRİT ATIYOR"
Başbakan'a bir öneri olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu;
"Başbakan Hatay'a gitsin. Hatay sokaklarının nasıl
değiştiğini görsün. İnsan tipinin ne kadar değiştiğini görsün.
Ajanların, casusların cirit attığı bir yere dönüştü Hatay. İnsanlar
tepkili, huzursuz, insanlarda gelecek endişesi var. Biz bunu kabul
etmiyoruz. Beyzbol sopasıyla tehdite itiraz etmeyen, içine sindiren
bir hükümeti sağlıklı bir hükümet olarak görmüyoruz"
ifalerini kullandı.
CHP'NİN SURİYE KONUSUNDA ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Kılıçdaroğlu, CHP'nin Suriye konusunda çözüm önerilerine ise şöyle
sıraladı:
-TBMM Suriye konusunda olağanüstü toplanarak bir deklarasyonla
uluslararası bir konferasyonun düzenlenmesini istemeli
-Bu konferans BM Genel Sekreteri'nin himayesinde Türkiye'nin
katılacağı bir konferans olmalı
-Konferansa Suriye rejimi ve muhalefet temsilcilerinin de davet
edilmesi ve bu temsilcilerin tam yetkili olmaları sağlanmalı
-Konferans 3 bölümden oluşmalı. Açılış, 15 günlük aradan sonra
Suriye yönetimi ile muhaliflerin müzakareye başlaması ve BM Genel
Sekreteri'nin sonuçları açıklaması
-Müzakere sonuçarı Güvenlik Konseyi'nde onaylanmalı.
-Konferans sonuçları BM Güvenlik Konseyi kararına dönüştürülerek
bağlayıcı hale getirilmeli
-Gözetim uluslararası bir barış gücü oluşturulmalı