Saraçhane’de hakaret krizi: Erdoğan ve ailesine yönelik çirkin sözler siyasette tansiyonu yükseltti
İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan protestolar, Saraçhane’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesine yönelik hakaretlerle yeni bir boyut kazandı. Bakanlar ve AK Partili isimler tepkili; detaylar haberimizde.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun
gözaltına alınmasıyla başlayan süreç, Türkiye’nin dört bir
yanındaki protestolarla siyasette tansiyonu yükseltti. Çarşamba
günü başlayan ve pazar günü İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla zirveye
ulaşan olaylar, özellikle Saraçhane’de yoğunlaştı. Ancak dün
akşamki gösterilerde bazı protestocuların Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan ve merhum annesine yönelik çirkin ifadeler
kullanması, siyasetin ana gündemine oturdu. Bakanlar, bürokratlar
ve AK Partili isimler, sosyal medya üzerinden sert tepkiler
gösterirken, Emniyet 41 şüpheliyi gözaltına aldı.
Protestoların Yeni Boyutu: Hakaret Krizi
Saraçhane’deki nöbet, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından
bir dayanışma hareketi olarak başlamıştı. Ancak dün akşamki
olaylar, eylemlerin seyrini değiştirdi. Kalabalık arasında yer alan
bir grup, Erdoğan ve ailesine yönelik ağır hakaretlerde bulundu.
Görüntülerin sosyal medyada yayılmasıyla birlikte, hükümet
kanadından peş peşe açıklamalar geldi. İçişleri Bakanı Ali
Yerlikaya, “Bu yapılanlar milli ve manevi değerlerimizle
örtüşmeyen, aşağılık bir saldırıdır. Güvenlik güçlerimiz gerekli
işlemleri derhal başlatmıştır” derken, 41 şüphelinin gözaltına
alındığını duyurdu.
Bakanlardan Sert Tepkiler
Hükümet cephesinden de tepkiler gecikmedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı
Cevdet Yılmaz yaşananları lanetlediğini belirterek "Bu aşağılık
dile zemin hazırlayanlar toplumsal gerilim oluşturmayı
hedefleyenler, utanç verici suçlarını gizleme çabası içinde
olanlardır." diye konuştu. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Milletimizin
tahammül sınırlarını aşan bu vandallık asla kabul edilemez. Ortak
değerlerimizi hedef alan çirkin saldırılar hukuk önünde karşılığını
bulacaktır” ifadeleriyle hukuki sürecin işletileceğini vurguladı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ise
hakaretleri “nefret ve kin provokasyonu” olarak nitelendirerek, “Bu
edepsizlik ne ifade özgürlüğüdür ne de demokratik bir hak
arayışıdır” dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı
Murat Kurum da “Bu alçaklığın elbet bir bedeli olacaktır” diyerek
tepkisini ortaya koydu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da "Sokakları
karıştırmaya çalışanların ve nefret dilini destekleyenlerin
akıbeti, milletimizin feraseti karşısında eriyip gitmek olacak ve
bu rezilliğin hesabı hukuk önünde muhakkak sorulacaktır."
açıklamasında bulundu.
RTÜK’ten Yayıncılara Uyarı
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin,
olayların medyadaki yansımalarına dikkat çekti. Şahin, “Kendini
bilmez ahlaksız bir güruhun edep dışı söylemlerini canlı yayın
bahanesiyle veren yayın kuruluşları hakkında ilk toplantıda en ağır
müeyyideler uygulanacak” dedi. Şahin, halkı provokasyonlara karşı
uyardı ve resmi açıklamalara itibar edilmesi gerektiğini belirtti.
Bu açıklama, medya kuruluşlarının yayın politikalarını yeniden
gözden geçirmesine neden olabilir.
Siyasi Gerginlik Sokaklarda
İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan süreç, Türkiye’nin
birçok ilinde protestolara yol açtı. Saraçhane, eylemlerin merkezi
haline gelirken, zaman zaman polis ile göstericiler arasında
gerginlikler yaşandı. Hükümet yetkilileri, sokak hareketlerini
“kamu düzenini bozma girişimi” olarak değerlendirirken, muhalefet
kanadı süreci “demokrasiye darbe” olarak niteliyor. Dünkü hakaret
olayları ise bu kutuplaşmayı daha da derinleştirdi.
Sosyal Medyada Tepki Çığ Gibi
Sosyal medya, hakaret olaylarının ardından adeta bir tepki
platformuna dönüştü. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Bu haysiyet
yoksunlarının davranışı karşılıksız kalmayacaktır” derken, İletişim
Başkanı Fahrettin Altun, “Ağızlarından pislik saçan bu şeref
yoksunlarını teşvik edenleri biliyoruz. Milletin sabrıyla
oynamayın” ifadeleriyle muhalefeti hedef aldı.
Ne Olacak?
Hakaret olaylarının ardından gözler, hem hukuki sürece hem de
sokaklardaki hareketliliğe çevrildi. Emniyetin gözaltı
operasyonları devam ederken, RTÜK’ün medya kuruluşlarına yönelik
alacağı kararlar da merak konusu. Türkiye’deki siyasi atmosferin
önümüzdeki günlerde nasıl şekilleneceği, bu olayların yansımalarına
bağlı olacak gibi görünüyor.