Fatih Terim: İllüzyonlarla uğraşacak vaktimiz yok!
UEFA Avrupa Ligi E Grubu'ndaki beşinci maçında Fransız ekibi Marsilya'yı konuk edecek Galatasaray'ın teknik direktörü Fatih Terim, Fenerbahçe derbisi ile ilgili konuşmak istemediğini belirtirken "İllüzyonlarla uğraşacak vaktimiz yok, Marsilya maçı çok daha önemlidir" ifadelerini kullandı.
UEFA Avrupa Ligi E Grubu'ndaki beşinci maçında Galatasaray , sahasında Fransız ekibi Marsilya'yı konuk edecek. Kritik karşılaşma öncesi Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, açıklamalarda bulundu.
İşte Fatih Terim'in Marsilya maçı öncesi açıklamaları:
"Basın toplantısını izleyenlerin benden derbi maçıyla ilgili yorumlar yapmamı beklediğini anlıyorum. Ancak derbi heyecanları, hakem hataları, yabancı kuralları gibi yaratılan illüzyonlardan kendimizi kurtarmalıyız. Esasında bizim büyük resme bakmamız lazım. 100 yılı aşkın süredir biz birbirimizle oynuyoruz. Yeniyoruz, yeniliyoruz. Bu doğal bir süreç ama açıkçası Galatasaray'ın lider olduğu, kazanması halinde Rusya'dan gelecek Lazio'nun galibiyeti dışındaki her neticenin kendisini direkt gruptan çıkaracağı bir ortamda bu tip illüzyonlarla uğraşacak vaktimiz yok. Onun için çok zamanımız var. Onlarla yaşayarak bir yere gelemeyiz. Marsilya maçının önüne de herhangi bir şeyi geçirmek istemiyorum. Galatasaray - Fenerbahçe 100 yılı aşkın süredir oynuyor. Önemini biliyoruz, çok üzüldük ama inanın bana Marsilya maçı daha önemlidir. Çünkü bunun telafisi yoktur, onun telafisi vardır. Çok güçlü bir maç oynamışız ama onlarca pozisyondan galibiyet çıkaramamışız. Marsilya maçının önüne hiçbir şey geçmemeli. Hele ben 100'lerce maç oynamışım, tonlarca kazanmışım, galibiyetlerin çok olduğu bir hocayım. Çok lig şampiyonlukları görmüşüm. Çok şükür. Yaşadığım şampiyonluklardan çok, daha az farklı sıralarda ligi bitirmişim. Biz sayın başkanın yönetime gelmesiyle başlayan dönemde muhakkak ki şampiyon olmak isteriz. Çok çabuk unutuldu 1-2 golle kaybettiğimiz. Plan, proje, strateji ile çıktığımız yolda bir şampiyonluk daha yaşamaktan çok önemli bir misyonum var benim. Bugün büyük borç içinde olan kulüplerin kurtulması nasıl olur diye büyük bir çaba içindeyiz. Genç, yetenekli, maliyeti düşük, uzun süre hizmet edebilecek ve gelişerek transfer imkanına sahip olabilecek oyuncuların yanında onların gelişimine katkı sağlayacak tecrübeli isimlerden oluşan bir kadro kurduk. Evet, oyuncularım kimi zaman pozisyon hatası yapıyor. Kimi zaman acemiliklerinden bazı sıkıntılar çekiyoruz ama her geçen gün daha iyi olacaklar. Oyuncularım belki gol vuruşlarında başarılı değiller, zaman zaman etkisiz kalıyoruz ama daha çok gençler ve onlara güveniyorum, inanıyorum. Evet, kızıyorum. En az gol pozisyonu gören takımız, en fazla gol beklentisi olan takımız ama sıralamada buradayız. Rakibimize çok az verip çok gol yiyoruz, çok pozisyona girip az atıyoruz. Gol beklentisini ben söylemiyorum. İstatistik söylüyor. Onların potansiyellerinin farkındayım ben. Bir an önce bunu yansıtmalarını istediğim için üzgünüm. Bunu istiyorum ve bekliyorum. Herkes de unutmamalı ki onların hepsi benim evladım. Yaptıkları tüm hataların bütün sorumluluğunu ben alıyorum. Bu çocuklar, bu ekonomik zorluklarda kulübümüzün yol alabilmesi için en önemli silahlarımızdır. Biz, bu mücadeleyi onlarla kazanacağız. Marsilya maçının önüne hiçbir şey geçsin istemiyorum. Onun için konuşacak zamanımız var sonra. Konuşmayacağım çünkü bu süreci sayın başkanımız götürüyor ve ben kendisine güveniyorum"
"Açıkçası burada Diagne de Mustafa da Halil de bizim gol beklentimiz olan oyuncularımız. Zaman zaman hepsine şansı verdik, şans geliyor. Atmaya başlarlarsa devam edeceklerini düşünüyorum. Belki bazen ben de başkasını tercih edebilirdim. Bu bakışa, görüşe göre değişebilir. Hafta arasında neler olduğunu dışarıdan kimse bilmediği için yaklaşımları kendi fikirlerine göre olabiliyor. Mustafa'nın bonservisine ilişkin kararımız için daha zamanımız var. Eğer uzatırsak ki niyetimiz o yönde. Golcülerimizin bu kadar pozisyon bulmada daha fazla gol yapması bizi şu anda başka bir yere taşırdı. Ama inanıyorum ki en kısa zamanda başlayacaklar. Çünkü çok maçımız var. Yine yarınki maça dönüyorum. Bizim için, ülkemiz için çok önemli günlerden bir tanesi. Avrupa'da puana, galibiyetlere devam etmemiz gereken bu günlerde oradan çok da ayrılmak istemiyorum"
"Bizim çıktığımız her 11, bizim için ideal 11'dir. Marsilya takımının çok güçlü bir takım olduğunu ilk maçta hepimiz gördük. Özellikle oyun içerisinde defanstaki başarımız, bütünlüğümüz, çok kısa mesafede oynamamız, merkezi iyi kapatmamız orada bizim için artıydı. Orada ilk yarıda birkaç pozisyona biz yaklaşmışız, onlara vermemişiz. Oyunun momentumu ikinci yarıda onların eline geçmiş. Kendi sahamızda, kendi seyircimiz önünde istediğimiz oyunu oynamaya devam etmemizi bekliyoruz. Marsilya çok zor bir takım, çok zor geçecek bir maç olarak söyleyebilirim. Turnuvanın öncesinde, kura çekimi öncesinde UEFA Kupası'nın favorilerinden gösterilen bir Marsilya ile oynayacağız. Dolayısıyla dikkat etmemiz lazım. Çünkü kazandığımızın anlamı bir başka büyük ama eğer berabere kalır ve Rusya'da Lokomotiv Moskova, Lazio'yu yenerse yine gidiyoruz. Müthiş bir olasılık zinciri var. Buradan da gidemeyebiliriz gibi... Neredeyse buradan ikinci olup Lokomotiv Moskova bile gidebilir. Buna çok dikkat etmeliyiz. İsteğimiz bitirip oradan gelecek iki neticeyi de bekleyip o güzel duyguyu yaşamak... Birinci gidersek Şubat'ta maç oynamıyoruz. Çok önemli rakipleri geçerek Mart'ta devam ediyoruz. Burada gösterdiğiniz başarının size verdiği bir muvakkat. Lider olarak götürdüğümüz bir ortamda bu turu Mart'ta oynayacak duruma gelelim Allah izin verirse. Bazı düşüncelerimizi Ocak ayı içerisinde uygulayalım ve Şubat-Mart'a başka bir tarzda, durumda çıkalım. Onun için çok önemli. Oyuncularımın da bu bilinç içerisinde olduğunu düşünüyorum ve de haftanın maçı olarak bunu lanse edebilirim"
"Mutlu oluyorum. Barış, Kerem, Taylan, Halil, Berkan, genç milli takımda da çok oyuncumuz var. Bu arada Morutan, Alex ki Marcao ve Nelsson'u saymıyoruz. Marcao, 25 yaşında ki biraz yüksek geldi bize. Nelsson da milli takıma gitti. Buradan şunu çıkarabiliriz ki Galatasaray'a transfer, düzenli şans, arkasından milli takım ve ondan sonra da Avrupa gibi görünüyor. Burada biz, her oyuncumuzu çok seviyoruz. Burada kalmalarını istiyoruz ama son yıllarda kaç sene kontrat yaparsanız yapın oyuncu gelip, 'Ben gitmek istiyorum' diyebiliyor. Galatasaray'da oynamak esas olandır. O isteği görmek isteriz biz ama giden oyuncularımız da oldu. Onlar bizim manevi elçilerimiz. Bu da ekonomik sıkıntısı olan kulüplerin en önemli gelir kaynağı olmalıdır. Bundan mutluluk duyarız. Yönetimimiz, başkanımız ederlerini kendileri tespit ederek değerini biçsinler. Sisteme baktığımız zaman çok doğru işliyor. Onların gelişimi beni çok mutlu ediyor. Kerem'i aldığımız günden bugüne çok fazla zaman geçmedi ama büyük bir aşama. Barış'tan da, Berkan'dan da çok memnunum. Bu kulübümüz için gurur kaynağı. Bunları çoğaltmamız lazım. Her ligden alınan oyuncular, Galatasaray tercihi, burada başarılı bir süreç, oradan milli takım ve oradan Avrupa bence doğru bir sıralamadır"
"3 günde bir oynamanın yaptığı tahribat çok büyük. Bazı oyuncularımızın seyirci atmosferinde onlardan beklemediğimiz ama mental olarak bazılarının ilk defa gördüğü şeyler. Buna karşı durabilmek çok kolay bir şey değil hele genç yaşta. Bunun sıkıntısını görüyoruz. Belki fizik olarak daha çabuk yenilenebiliyorlar ama mental olarak bunun altında kaldıklarını bazen görüyorum açıkçası. Son maçta kaçırdığımız %100'lerin dışında kaçan son paslar var. Kaleye vurduğunuz çok kötü toplar, şut olarak yazılıyor. Veremediğimiz paslar sayılmıyor. Çok üzülüyorlar ki ben de üzülmelerini istedim kırmadan. Çünkü bazen üzülmek iyidir ve ondan iyi dersler çıkarırlar. Kendilerine her saniye oynadıkları kulübün büyüklüğünü hatırlatıyor bir grup. Hep kazanmaya ihtiyaç duyan bir camia. Bunun altından kalkmak çok kolay değil. Ama hepimiz o takım arkadaşlığı içerisinde bu problemleri çözmeye, onları mutlu etmeye çalışıyoruz. Bazen hayat, insana istediği yerden soruları sormuyor. Kazandıkları zaman genç, tecrübeli olmanın avantajını anlayacak ve kullanacaklar"
"Kaybederken de alkışlanan bir takım olmalı motto. Bu, çok güzel bir şey. Galatasaray bu zaten. Taraftarımız da buydu. Zaten maçın analizini yapmış taraftar. Diyor ki, "Siz bugün, müthiş bir oyun oynadınız. Kutsal formanın hakkını terinizle verdiniz. Gurur duyacağım bir takım seyrettim ve ben de sizi alkışlıyorum". Eğer bunu Fenerbahçe maçında yapıyorsa her maçta yapacak demektir. Bana göre büyük bir jest. Çok da yerini bulmuş. Oyuncularımla konuştum ki ben farkında değildim. Ben, ceza yemeyelim diye terk etmiştim. Güzel bir hareketti. Yarın da başka bir şey istemiyorum. Hep söylüyorum bizim, sahada onlara ihtiyacımız var. Hem de kötü oynarken, gol yemişsek bu zamanlarda daha çok ihtiyacımız var. Gönül istiyor ki 55 bin kombine olsun. Geçerken gelenler, sonradan gidenler bazen o şiraze kaçabiliyor. Devamlı gelen o seyircimiz bizim ne oynadığımızı, oynayacağımızı, ne yaptığımızı bilen de bir seyirci. Bize giden maçları geri getirmiş, kaybettiğimiz maçları kazandırmıştır. Çünkü aslında bakarsanız taraftarın istediği bizde var, bizim istediğimiz taraftarda var. Çok başka yerlerde değiliz. Galatasaray seyircisinin son yaptığı çok doğrudur. Oyuncularımızın da buna ihtiyacı vardır. Biz bu birliktelikten çok zaferler elde ettik. Onların desteği olmadan çok zor bu iş. Gördünüz Marsilya'da oyun durdu. Sis bombaları... Deplasman değil miydi orası? Bir de ceza yedik. Sis bombasıydı, yanlış bir şey yapmadan bizim kendi taraftarımız o desteğiyle birleşirse bizim önümüzde kimse duramaz. Bu kadar pozisyona girip gol atamamak, bu kadar az pozisyon verip gol yemek bunlar her zaman böyle devam etmez"
"Eleştiriler olacaktır. Bundan hiçbir zaman da gocunmadım. Yeter ki dozunda, edepli yaklaşarak, doğru yaklaşarak... O zaman onları algılamaya çalışıyorum. Bundan bir sıkıntım yok benim. Eğer bir yerdeyseniz, başarılıysanız muhakkak ki eleştiriler oluyor. Hatta bazen yalnız oluyorsunuz. Sonunda şampiyon olduktan sonra bu yaptıklarından, bu yazdıklarından, bu haksız davranışlarından özür dileyen görmedim. Onun için o taraftan çok bir beklentim yok ama ben onları anlamaya çalışıyorum. Eleştirilerin de olması doğaldır. Kaybettiğimiz maçlara da iyi bakalım. Kaybettirenler veya sebep olanlar, hepsi de var. Ama ona rağmen elbette eleştireceğiz. Anlamaya çalışıyorum. Bazılarını anlayabiliyorum ama bir gün gelirse isim veririm ben de soyadlı artık ondan sonra daha rahat adres bulur herkes"