Erdoğan'dan çok kritik Rusya ve İsrail açıklaması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Beştepe'de iftar programında konuştu.
"Çankaya Köşkü sadece bir kişiye göre tasarlanmış bir mekandır."
diyen Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı'nın Çankaya Köşkü'nden Beştepe
Külliyesi'ne taşınmasının asıl sebebi işte budur." diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye ile İsrail arasında yapılan anlaşmayla ilgili de
"Biz en başından beri 3 şartın yerine gelmesi gerekir dedim. Bunun
1.'si, İsrail bu eyleminden dolayı Türkiye'den resmen özür
dilemelidir demiştim. 2013 yılında ABD Başkanı sayın Obama
şahitliğinde İsrail Başbakanı bu özrü şahsen bana ifade etti." diye
konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Cumhurbaşkanlığı makamı 10 Ağustos 2014 tarihinden beri milletin
makamıdır, Cumhurbaşkanlığı da doğrudan milletin evidir.
Cumhurbaşkanlığı'nın Çankaya Köşkü'nden Beştepe Külliyesi'ne
taşınmasının asıl sebebi işte budur. Çankaya Köşkü sadece bir
kişiye göre tasarlanmış bir mekandır. Orada böyle geniş toplantılar
yapma imkanı yoktu, halbuki biz burada her ay en az birkaç defa
muhtarlarımızla, işadamlarımızla, gençlerimizle velhasıl
milletimizle buluştuğumuz toplantılar gerçekleştiriyoruz.
Her gün milletimizle birlikteyiz, elhamdülillah. Şimdi artık burada
bize 400-500 kişilik toplantılar yetmiyor. Buluşmalarımızı yakında
inşallah tamamiyle temeli atılıp başladığımız kongre ve kültür
merkezinde, 2200 kişilik gruplar halinde orada toplantılar
yapacağız.
Hemen onun altında kütüphanemizi yapacağız. İnşallah 5 milyon
ciltlik bir kütüphaneye sahip olacağız. Bütün gençler gelip orada
araştırmalarını, çalışmalarını yapabilecekler. Niye? Burası
milletin evi, onun için. Burası külliye, onun için.
Anayasa'ya aykırı hiçbir fiilimiz söz konusu değildir. Bununla
birlikte mevcut durumun Anayasa'da tarif edildiğini söyleyebilmek
de çok mümkün değildir. Aynı siyasi geleneklten geldiğimiz bir
hükümet iş başında bulunduğu için, yakın mesai içinde
çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Yarın farklı anlayışlarda bir cumhurbaşkanı ve hükümetin iş başına
gelmesi durumunda herhalde işler bu kadar kolay yürümeyecektir. Bu
yeni yol, bizi yeni anayasa ile birlikte yeni yönetim sistemini
tartışmaya zorluyor.
Her alanda değişen, dönüşen, ileri giden Türkiye'nin bu konuda
kısır tartışmalar içine hapsolmasını kabul edemeyiz. Dünyanın en
ileri ülkelerine bakın, başkanlık sistemiyle yönetiyor. Parlamenter
demokrasiyle geldiğimiz yer belli. Şimdi patinajdayız, bu patinajı
aşmamız lazım.
Siyasetin ve siyasetçinin görevi, ülkenin önünü tıkamak değil, tam
tersine açmaktır. Bu milletin geçmişte kendi kavgalarına dalan
siyasetçileri nasıl tasfiye ettiği unutulmamalıdır.
Muhalefetin ülkenin tekerinin önüne taş koymaktan vazgeçmesi
gerekiyor.
Esasen Türkiye'nin tekerinin önüne taş koyma çabaları hiç eksik
olmamıştır. Gün olmuştur bu darbeler, muhtıralar olarak karşımıza
çıkmıştır. Gün olmuştur sağcı, solcu, mezhep, köken diyerek
milletimiz birbirine düşürülmeye çalışılmıştır.
Şu ana kadar 700 kadar şehit verdik ama 8 bine yakın da teröristi
etkisiz hale getirdik.
Devlet içinde devlet olmaz. Ne demiştik, ininize gireceğiz. Ve
girdik. Aileleri böldüler, milleti böldüler, anneyi evladından
ayırdılar ve şimdi bak güvenlik güçlerimiz hepsini tek tek
topluyor. Bizim tek devletimiz var, o da Türkiye Cumhuriyeti
devletidir, başka yok.
Koskoca AB, bizdeki mevcuda göre çok küçük sayılabilecek mültecinin
yol açtığı krizi bile yönetemedi. Bizim tekliflerimiz kabul edilip,
destek verilseydi bugün bölgede durum çok farklı olacaktı.
Suriye'de bu katliama ortak olan herkes eninde sonunda hesabını
verecektir.
Esnaf, yani orta direk sosyal adaletin bel kemiğidir.
İSRAİL İLE OLAN İLİŞKİLER
2010 yılında Mavi Marmara'nın basılıp 10 vatandaşımızın şehit
edilmesi hadisesinin ardından İsrail ile sorunlu bir döneme
girmiştik. İki ülke arasındaki ilişkileri düzeltmek için ABD başta
olmak üzere hep girişimler oldu.
Biz en başından beri 3 şartın yerine gelmesi gerekir dedim. Bunun
1.'si, İsrail bu eyleminden dolayı Türkiye'den resmen özür
dilemelidir demiştim. 2013 yılında ABD Başkanı sayın Obama
şahitliğinde İsrail Başbakanı bu özrü şahsen bana ifade etti.
2. şartımız İsrail'in, masumların ailelerine tazminat ödemesiydi.
Bu şart da 20 milyon dolar olarak rakamın kesinleştirilmesiyle
yerine getirilmiş oldu.
3. şartımız Mavi Marmara şehitlerinin amacı olan, bu uğurda
canlarını verdikleri Gazze'de yaşayan Filistinlilerin hayat
şartlarının iyileştirilmesi noktasında ablukanın kaldırılmasıydı.
Ya dedik limana bir elektrik enerjisi verilen gemi yerleştirelim,
veya orada Almanların işlettiği santral var oradan elektrik, ve
bunun da bütün şebekelerini biz Türkiye oalrak yenileyeceğiz. Şimdi
bu da kabul edildi. Su, maalesef sıkıntı.
Gıda, sağlık, konut gibi temel ihtiyaçlara kadar her alanda
Gazze'ye yardım ulaştırılabilecek. Bayram öncesi 14 tonluk gemiyle
inşallah Mersin'den yola çıkmak suretiyle Gazze'ye
ulaştıracağız.
Biz bugüne kadar ne Filistinlilerin hak ve hukuna halel getirecek
hiçbir şartı asla kabul etmedik, etmeyiz. Gazze'deki Filistinlilere
nefes aldıracak adımları inşallah süratle atacağız. Cuma günü az
önce söylediğim gemi yola çıkıyor. İnşallah bu yardımların Gazze'ye
teslim edilmesiyle Filistinli kardeşlerimiz ikinci bir bayramı
yaşayacaklar.
Türkiye ile İsrail arasında varılan anlaşmanın iki ülke ve Filistin
için hayırlara vesile olmasını diliyorum, ekonomik ilişkiler de çok
farklı bir şekilde gelişmeye başlayacaktır. Sayın Obama başta olmak
üzere herkese teşekkür ediyorum.
RUSYA İLE OLAN İLİŞKİLER
Rusya ile de biliyorsunuz bir uçak krizi meselemiz vardı. Bu
olumsuzluğu da ortadan kaldırmaya yönelik adımlarımızı attık.
Gönderdiğim mektupta hem yaşanan hadiseden duyduğumuz üzüntüyü
ifade ettim, hem de bölgesel iş birliği imkanlarını
hatırlattım.
Türkiye dostlarına güven sağlayan bir ülke olduğunu her zaman
göstermiştir. Bu yakın komşumuzla da olan münasebetleri, özellikle
stratejik düzeyde attığımız adımları geliştirmenin gayretine
inanıyorum.