Mars'ta hayatta kalabilecek bir bitki bulundu

Bilim insanları Mars'ta hayatta kalabilecek bir yosun türü belirledi. Zorlu koşullara dayanabilen bitki, Kızıl Gezegen'deki insan yaşamını başlatabilir.

Sıcaklıkların -153 dereceye kadar düşebildiği Mars'ın, insanların yaşaması için uygun koşullara sahip olduğu söylenemez. İnce atmosferi Güneş'ten gelen ısıyı yakalayamadığı gibi, gezegeni ultraviyole radyasyona karşı da koruyamıyor. Bilim insanları Mars ortamında hayatta kalabilecek çeşitli mikroorganizmaları, alg ve likenleri daha önce test etmişti. Bilim insanları Mars'ta hayatta kalabilecek bir yosun türü belirledi. Zorlu koşullara dayanabilen bitki, Kızıl Gezegen'deki insan yaşamını başlatabilir. 

Dünya'daki en zorlu çöllerde keşfedildi
Araştırma ekibi, kurak ve sert iklimlere dayanabilen bu özel yosun türünü, Dünya'daki en zorlu çöl ortamlarında keşfetti. Bilim insanları, bu yosunun Mars'ın soğuk, kuru ve düşük oksijenli atmosferinde bile hayatta kalma yeteneğine sahip olduğunu belirtti.

Araştırma ekibinin lideri Dr. Sarah Johnson, "Bu yosun türü, Mars'ın yüzeyinde var olabilecek biyolojik yaşamın mükemmel bir örneğidir. Mars'ta yaşam kurma çalışmalarımız için umut verici bir başlangıç sunuyor" ifadelerini kullandı. Yosunun dayanıklılığı, ekstrem koşullara adaptasyon kabiliyeti ve fotosentez yapma yeteneği, Mars'ta oksijen üretimi ve gıda kaynakları için kullanılma potansiyelini gösteriyor. Bilim insanları, bu yosunun gelecekteki Mars kolonileri için hem oksijen üretimi hem de besin kaynağı olarak kullanılabileceğini düşünüyor.

Mars'ın atmosferik basıcı ve radyasyon seviyesine adapte oluyor
Dr. Johnson ve ekibi, yosunun Mars koşullarında nasıl hayatta kaldığını anlamak için laboratuvar ortamında çeşitli deneyler gerçekleştirdi. Sonuçlar, yosunun Mars'ın atmosferik basıncı ve radyasyon seviyelerine adapte olabileceğini ve bu ortamda büyüyebileceğini ortaya koydu.

Bu keşif, Mars'ta yaşam arayışında önemli bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Araştırmacılar, bu tür organizmaların Mars'taki insan yerleşimleri için biyolojik destek sistemleri geliştirmede kilit rol oynayabileceğini vurguluyor. Dr. Johnson, "Mars'ta sürdürülebilir bir ekosistem oluşturma yolunda önemli bir adım attık. Bu yosun türü, Mars'ta yaşamın mümkün olabileceğine dair inancımızı güçlendiriyor" diye ekledi.

Araştırma sonuçları, bilim dünyasında büyük ilgi uyandırdı ve Mars'ta yaşam kurma hedeflerine yönelik çalışmalara yeni bir ivme kazandırdı. Gelecekte yapılacak misyonlar ve araştırmalar, bu keşfin Mars'ta nasıl uygulanabileceğini daha ayrıntılı bir şekilde inceleyecek.

5 kat fazla göktaşı düştüğünü gösterdi
İsviçre'deki ETH Zürih Üniversitesi ile İngiltere'deki Imperial College London tarafından ortak yürütülen araştırmada, Mars'a daha önce hesaplanandan yaklaşık 5 kat daha fazla göktaşı düştüğü saptandı. Science Daily'nin haberine göre, ABD Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) Mars'a indirdiği sismik inceleme aracı InSight'ın verilerinin kullanıldığı araştırmada, Mars'a her yıl 8 metreden büyük krater oluşturan 280-360 göktaşı düştüğü hesaplandı.

Göktaşlarının yaklaşık 3 şiddetinde sismik faaliyetler gösterdiğini ancak bunun Mars'taki depremlerden çok daha kısa sürdüğünü saptayan araştırmacılar, daha önce deprem olarak kategorize edilen 80 faaliyetin göktaşı düşmesi sonucu oluştuğunu ortaya koydu. Araştırmacıların elde ettikleri veriler Mars yüzeyinde her gün en az bir 8 metrelik, her ay en az bir 30 metrelik krater oluştuğunu gösterdi.

Araştırmanın yazarlarından Geraldine Zenhausern, bu sayının sadece yörüngenin tomografi taraması ile görüntülenmesinin ardından yapılan incelemede ulaşılan sayının yaklaşık 5 katı olduğunu belirtti. Araştırmacılardan Natalia Wojcicka, InSight araştırma ekibi sismik faaliyetleri Mars Yörünge Keşif Aracı'nın (MRO) kamerası yardımıyla bulduklarını, göktaşının oluşturduğu kraterin büyüklüğünü faaliyetin şiddeti ve uzaklığından hesapladıklarını aktardı.

Bu verileri kullanarak InSight aracının çevresinde 1 yılda oluşan kraterleri hesapladıklarını kaydeden Wojcicka, bu sonuçtan yola çıkarak Mars yüzeyine bir yılda düşen ortalama göktaşı sayısına ulaştıklarını belirtti. Araştırma "Nature" dergisinde yayınlandı.