Dört mevsimi bir arada yaşıyorum

◊ Müziğe ilginiz nasıl başladı?

- Çok küçük yaşlarda var olan bir yeteneğimdi bu. Hatta ilkokulda bile bütün etkinliklerde şarkı söylemişimdir. Daha sonra perküsyon çalmaya başladım. Necdet Arıkan komşumuzdu o dönem. Beni keşfetti, henüz 14 yaşındayken Caddebostan Maksim’de sahneye çıkmamı sağladı. Profesyonel müzik hayatım yaklaşık 8-9 yıl boyunca Caddebostan, sonrasında Taksim Maksim’de geçti.

◊ Uzun aradan sonra sahneye dönüyorsunuz, nasıl hissediyorsunuz?

- Toplantılar, görüşmeler derken heyecan, stres, neşe hepsini yaşıyoruz. Adeta dört mevsimi bir arada yaşıyorum bu süreçte. Sağ olsunlar, hiç kimse de desteğini esirgemedi benden. Bunun için herkese ayrı ayrı teşekkür ederim.

AKUSTİK ŞARKILAR GELİYOR

◊ Yeni projeleriniz ve üzerinde çalıştığınız şarkılar var mı?

- Bir akustik projem var. Ekip olarak, bir Sezen Aksu şarkısıyla ilk akustik çalışmamızın startını verdik. Çok yakında yayınlanmış olur diye düşünüyorum.

◊ Şimdiye dek müzik sektöründe karşılaştığınız en büyük zorluklar neler oldu ve bunları nasıl aştınız?

- Ben, çok küçük yaşta Türkiye’nin önde gelen müzisyenleri ve solistleriyle çalışmaya başladım. Ellerinde büyüdüğüm hocalarım duayen, virtüöz dediğimiz insanlardı. Dolayısıyla camia içindeki network’üm kendiliğinden gelişmiş oldu. Yani çok zorluk yaşamadım dersem yanlış olmaz.

O GÜN GÖZYAŞLARIMI İÇİME AKITTIM

◊ Dinleyicilerinizle kurduğunuz bağı nasıl tanımlarsınız? Onlardan gelen geri dönüşler müziğinizi nasıl etkiliyor?

- Gerek sahnede aktif olduğum zamanlarda, gerekse ara verdiğim dönemlerde bağımız hiç kopmadı. Dinleyicilerimle aile gibi olduk. Hep temas halindeyiz. Yarattığımız sinerji aslında bu işin, bu müziğin ruhu oluyor. Yani benden ne istediklerini, hangi şarkıları dinlemek istediklerini anlayabiliyor, hissedebiliyorum. Şarkı seçimlerimi de bu duygularla belirliyorum.

◊ Sahneye çıkmak sizin için ne ifade ediyor? Sahneye dair unutamayacağınız bir anınız var mı?

- Sahne, benim dinlendiğim yer. Müzisyen arkadaşlarım, dinleyici ve benim buluşma noktamız. Hiçbir şey konuşmadan aynı duyguları, aynı hisleri paylaşabiliyorsunuz ve bu inanılmaz bir haz. Allah’a şükretmemek mümkün değil. Uzun yıllarım sahnede geçtiğinden, kitap yazabilecek kadar anılar biriktirdim. Çok güldüğümüz anılarımız oldu, genelde hep güldük. Ancak hayatımda hiç unutamayacağım bir anı dersek, içimin burulduğu bir gün var.

Sahneye çıkmamıza 3-5 dakika kalmıştı ki orkestradan bir arkadaşımızın annesinin vefat haberi geldi. “Git hemen, biz de sahneden sonra geleceğiz” dememize rağmen, sahneyi bitirmeden gitmek istemedi. Ve biz sahneye çıktık.

İzleyiciye hiçbir şey yansıtmadan, bütün orkestra arkadaşlarım arkada ağlaya ağlaya şarkıları çaldı. Ben ise gözyaşlarımı içime akıttığım bir sahne programı yaşadım. Benim için çok zor bir sahneydi. Bu da bu işlerin cilvesi, tuzu biberi.

◊ Son olarak, hayranlarınıza ne söylemek istersiniz?

- Müziğin her zaman iyisini ve güzelini tercih etsinler. Güzel şarkılar dinlesinler, güzel yaşasınlar.

EN GÜZEL KARARIM PATİ RÜYASI

◊ Pati Rüyası adlı bir pet oteliniz var, kuruluş hikâyesini bizimle paylaşabilir misiniz?

- Hayatımda patili dostlarımın olmadığı bir zaman dilimi yok. Onları çok seviyorum. Beden dillerini, davranışlarını iyi anlarım, iyi de anlaşırız. Uzun yıllar süren müzik hayatı sonrası dingin ve doğayla iç içe bir hayat kurma planım vardı. Bunu hayata geçirmek istedim. Sonrasında, yüzölçümü ve içeriğiyle alışılagelmiş bütün otellerin dışında bir pet oteli olan Pati Rüyası fikri doğdu.

Bir yandan hayvanların çok mutlu olduğu, eğlendiği, fiziksel ve ruhsal olarak iyi hissettiği, diğer yandan da ailelerin iç huzurunu sağlayabileceğimiz bir tesis kurmalıyız diye düşündüm ve uzun yılların emeğiyle Pati Rüyası hayata geçti. Prosedürleri, kuruluş aşaması, inşaat süreci, pandemi, iklim koşulları derken hiç kolay bir süreç olmadı.

Ancak şunu söyleyebilirim ki hayatımın en doğru ve en güzel kararlarından biridir Pati Rüyası.

SEZEN VE NİLÜFER’LE DÜET YAPMAK İSTERİM

◊ Bir düet yapma şansınız olsa, hangi sanatçıyla çalışmak isterdiniz?

- Sağ olsaydı Müslüm Gürses’le düet yapmak isterdim. Allah rahmet eylesin, Müslüm Baba’nın yokluğu Türk müziği için çok büyük bir eksikliktir. Onun dışında Sezen Aksu ya da Nilüfer’le düet yapmayı isterim. Herhalde tüm solist arkadaşlarım da onlarla düet yapmayı ister.