Paylaş
“Siyasi operasyon” söylemi tutmuş ve bu algı yerleşmişti.
CHP’ye hiçbir yakınlık duymayanlar bile belli oranda tepki doluydu olan bitene karşı: Kimi eylemlere katılıyor, kimi eylemlere katılanları destekliyor, kimi de eylemlere saygıyla yaklaşıyordu.
Hükümete, AK Parti’ye küskün muhafazakârlarda bile belli bir tepki oluşmuştu.
*
Sonra şöyle şeyler oldu:
*
CHP’nin meydan nutukçuları, kalabalığı gördükçe coştular ve kendilerinden geçmeye başladılar:
*
Meydanda saçma sapan oylamalar yapmalar... / “Polise zarar vermeden yıkın geçin” türü tehlikeli sözler söylemeler... / “Gençler! Söyleyin bakalım, kimleri boykot edelim” tarzı meydan anketlerine soyunmalar... / “Yanlışlık yapmışız, boykot listemizden falancayı çıkarıyoruz” türü gayri ciddilikler... / Yargı mensubuna “odun” diye hakaret etmeler... / Akıl ve sorumluluk süzgecine tamamen boş verip sözün şehvetine kapılmalar... / Boşboğazlıkla Kürt seçmeni kendilerinden uzaklaştırmalar... / 23 yıldır nefret biriktiren kitlelerinin nefretini daha da coşturmalar falan...
*
Ülkenin yönetimine talip olan CHP liderliği...
Soğukkanlılığını yitirirse, ağırbaşlılığını bir tarafa bırakırsa, sorumluluk duygusunu terk ederse, tıpkı sokak eylemi organizatörleri gibi davranmaya başlarsa...
Ne olur?
Tabii ki şu olur:
Kitlenin içine giren alabildiğine kontrolsüz gruplar, bundan yüz bulurlar ve ölmüş analara küfretmeye başlarlar. Alçakça, ahlaksızca, onursuzca.
*
Küfretmeyenler de muazzam bir şımarıklıkla AK Parti’ye uzak / yakın herkesi aşağılamaya başlarlar.
Nitekim başladılar da:
- “Onlar cahil, biz aydınız. Boykot ettiğimiz kitapçı dükkânı iflas edecek” tarzı gerekçesiz bir kibre kapıldılar.
- Boykot edilen kahve zincirine gidenlerin karşısına geçip “geri zekâlılar” diye sloganlar atıp her türlü hakareti ettiler.
- 23 yıldır yaptıkları gibi halk aşağılaması üzerinden gittiler, kocaman bir kitleye karşı nefretlerini kustular.
- Sosyal medyada kendileri gibi düşünmeyenlere “cahil, alt sınıf, kafası çalışmaz” falan diye alabildiğine saldırdılar.
*
Sonuçta bu yapıp ettikleriyle...
Hükümete ve AK Parti’ye çeşitli gerekçelerle küsmüş geniş muhafazakâr kesimlerde, “Bunlar şimdiden böyle davranmaya başladılarsa bunların iktidarını düşünmek bile istemiyorum” duygusunu oluşturmayı başardılar.
Şimdi karşılarında inceden bir kenetlenme havası var gibi.
*
Bu zamana kadar hep AK Parti, “Aman bir kutuplaşma olsun da bu iş bize yarasın” diye beklentiye girer, hatta bunun için epey çaba sarf ederdi.
Ancak bu sefer, kutuplaşma çarkını çevirme işini muhalefetin ta kendisi yaptı.
Valla bravo kendilerine.
AK Parti’nin bunu yapacak takati bile yoktu.
UĞRAŞMAYIN KARDEŞİM SANATÇILARLA
BAZI iktidar yanlısı kalemler...
Oyuncular, müzisyenler falan seslerini çıkardıklarında...
“Siz işinize bakın. Size ne siyasetten” falan diyorlar.
*
Aynı iktidar yanlısı kalemler...
Oyuncular, müzisyenler falan sessiz kaldıklarında...
“Ne oldu? Niye sustunuz” falan diye kışkırtmaya çalışıyorlar.
*
Uğraşmayın kardeşim sanatçılarla. Bırakın isteyen istediği gibi davransın.
ŞERAİT İLE ŞERİAT
MAMAK Belediye Başkanı, meydanda Atatürk’ün Gençliğe Hitabesini okuyor, meydanda toplananlar da tekrar ediyor.
Ancak Belediye Başkanı, Gençliğe Hitabeden o kadar uzak ki...
İki kez “şerait” yerine “şeriat” diyor.
*
Kitle tepki gösteriyor. Hitabenin doğru dürüst okunmasını istiyorlar. Yuh çekiyorlar. Ve kürsüdekiler “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganlarıyla durumu toparlamaya çalışıyorlar.
*
Atatürk’ün Gençliğe Hitabesini sular seller gibi bilen bir kitlenin önüne hiç değilse Hitabeyi bilen ve özümsemiş birini çıkarın yahu.
HEYBEDEKİ DAHA BÜYÜK TURPLAR
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, dün partisinin grup toplantısında “heybedeki daha büyük turplardan” söz etti.
*
Sözün bağlamına baktım. Erdoğan’ın kastettiği yeni davalar değildi.
Erdoğan, mevcut yolsuzluk operasyonunda ortaya çıkabilecek yeni büyük turplardan söz ediyordu.
Paylaş