Paylaş
Bedenimiz için şekerli olmak daha sertleşmiş ve pıhtılarla dolmuş, tıkanmış damarlar, daha kalitesiz eklemler, tendonlar ve daha kötü yaşlanan hücreler anlamına da gelir. Dolayısıyla “yüksek şekerli biri olmak” türküler ve şarkılardaki kadar iyi bir şey değildir. İşte bu nedenle şekerin fazlasından da dikkatle korunmak mühim ve vazgeçilmez bir sağlıklı yaşam görevidir ve kanınızdaki “şeker/glikoz değerlerini” belirli hudutlar içerisinde tutmak yaşamsal bir biyolojik ve metabolik mecburiyet ve süreçtir. Zira makul miktarda şekeri sürekli ve etkili bir şekilde kullanmadan ne enerji üretebiliriz ne de yaşamımızı sürdürebiliriz. Diğer taraftan konu bedenimizdeki şeker düzeyi olduğunda daha da net ve açık deyimiyle “kan-şeker dengesi”nden bahsettiğimizde burada da “makul” sözcüğü yine biyolojik bir altın standarttır. Kan şekerinin azı da çoğu da problemli, tehlikeli ve zararlıdır. Peki, kan şeker dengemizin yerinde olduğunu nasıl anlayacağız? Sadece açlık-tokluk kan şekerimize bakarak hatta onun vazgeçilmez yol arkadaşı sayılan “açlık ve tokluk insülin seviyeleri”ni araştırarak kan şeker dengemiz hakkında fikir sahibi olabilmemiz yeterli ve güvenli midir? Maalesef hayır! Nedenine gelince...
UNUTMAYIN
HEMOGLOBİN A1C (HBA1C) SEVİYENİZİ DİKKATLE İZLEYİN
Tıbbi pratikte kısaca A1c olarak da bilinen HbA1c değerlerinin kan analizleriyle takibi “ŞEKERLENME” yani “GLİKASYON” süreçlerinin izlenmesi için vazgeçilmez bir standarttır. Glikasyon meselesinin önemli bir yaşlanma kalitesi belirleyicisi de olduğu dikkate alınırsa A1c seviyelerinin takibinin önemi daha iyi anlaşılacaktır. A1c testi vücudumuzda şekerlenme/glikasyon yoluyla “şeker yapışmış hemoglobin yüzdesi”ni ölçen kıymetli bir biyolojik takip kriteridir. Bu nedenle A1c testi sadece insülin direnci ve tip 2 diyabet için değil yaşlanma kalitesinin takibinde de kullandığımız önemli bir sağlık taraması parametresidir. Hatırlayalım, HEMOGLOBİN tüm kırmızı kan hücrelerinde (eritrositler) bulunan ve oksijeni hücrelerimize taşıyan önemli bir moleküldür. Kan dolaşımında fazla miktarda glikoz/şeker mevcutsa hemoglobinin şekerlenme olasılığı artacaktır. Kanımızda aşırı şeker bulunması durumunda o şeker beklenenden daha fazla hemoglobini “glikozile” edecek yani şekerleyerek(!) yapısal değişime uğratacaktır. Neticede de kanımızdaki “glikozlanmış hemoglobin yüzdesi” çoğalacaktır. Kırmızı kan hücrelerinin yaklaşık 90 ila 120 gün boyunca kan dolaşımımızda tur attıkları/yüzdükleri biliniyor. Dolayısıyla HbA1c değerlerinin ölçümü bize ortalama 2-4 ay boyunca kanımızdaki ortalama kan şekeri seviyelerinin tahminini mümkün kılacaktır. Bu bilgi de şeker dengemizin takibi için daha güvenli bir kriterdir.
KESİP SAKLAYIN
HBA1C’MİZ KAÇ OLSUN
Eğer sağlıklı bir kan şekeri aralığını ısrarla koruduğumuzu düşünmek istiyorsak, eğer yaşlanmanın en önemli hızlandırıcılarından biri olan glikasyon/şekerlenme probleminden uzak kalarak sağlıkla yaşlanmayı arzu ediyorsak HbA1c seviyelerimizi dikkatle izlemek zorunda ve mutlaka yüzde 5.7 rakamının altında tutmak zorundayız. Bu rakam 5.8’i hele bir de 6.0’ı aşmışsa hiç beklemeden en kısa zamanda detaylı bir sağlık taramasından geçmeliyiz. Ayrıca şeker hastalığı olan biriysek 5.7’nin üzerindeki rakamlara asla müsaade etmemeliyiz.
Diğer taraftan araştırmalar optimal ve en düşük risk aralığının 5.0 ila 5.4 arasında olduğunu gösteriyor. Yine aynı araştırmalar bize HbA1c rakamlarını bu aralıkta tutanların “daha sağlıklı ve aynı zamanda daha uzun bir ömür sürme şanslarının” daha yüksek olduğunu söylüyor.
TAVSİYEM ŞUDUR: Şeker hastası olmasanız bile HbA1c rakamlarınızı dikkatle izleyiniz ve mutlaka 5.0 ila 5.4 aralığında tutmaya gayret ediniz çünkü sağlıklı ve uzun bir yaşamın sırlarından biri de bu aralıkta saklıdır.
İYİ BİLGİ 1
EGZERSİZ NELERİ AZALTIR
BİR: Kilonuzu
İKİ: Trigliserdinizi
ÜÇ: İnsülin seviyenizi
DÖRT: Kan şekerinizi
BEŞ: Stres ve depresyon düzeyinizi
ALTI: Kan basıncınızı
YEDİ: Kalp krizi riskinizi
SEKİZ: Felç geçirme ihtimalinizi
DOKUZ: Kanser olasılığınızı
ON: Bunama tehlikenizi azaltır.
İYİ BİLGİ 2
Egzersiz neleri arttırır
BİR: Mutluluk hissinizi
İKİ: Bellek kapasitenizi
ÜÇ: Uyku kalitenizi
DÖRT: Kemik gücünüzü
BEŞ: Kas direncinizi
ALTI: İyi kolesterolünüzü
YEDİ: Denge kabiliyetinizi
SEKİZ: Bağışıklık direncinizi
DOKUZ: Akciğer kapasitenizi
ON: Kalp gücünüzü arttırır.
OKUR SORUSU
KÜÇÜK TANSİYON MU, BÜYÜK TANSİYON MU DAHA TEHLİKELİDİR
Doktorlar, yıllardır küçük tansiyonun yüksek olmasının daha önemli olduğunu, büyük tansiyondaki zaman zaman oluşan fırlamaların vücut tarafından tolere edilebildiğini düşündüler.
Yani, sürekli yüksek olan küçük tansiyonun bazı doku hasarlarına yol açma riskinin daha büyük olduğu teorisi geçerliydi. Fakat bu teori son yıllarda tekrar gözden geçirildi.
Artık büyük tansiyonun yüksek olmasının en az küçük tansiyon kadar önemli olduğu biliniyor. Hatta 50 yaşından büyük olanlarda büyük tansiyonun daha önemli bir risk faktörü olabileceği düşünülüyor. Küçük tansiyonunuzun 9’dan düşük, büyük tansiyonunuzun 14’ten yüksek olması, sizin izole sistolik hipertansiyon denen ve çok yaygın olan bir yüksek tansiyon probleminden mustarip olduğunuzu gösterir.
Paylaş