Alaşehir Çayı'nda korkutan görüntü! Siyaha büründü... Kötü koku yayıyor
Ege Bölgesi'nin önemli tarımsal su kaynaklarından Alaşehir Çayı, siyaha büründü. Çevreye yaydığı kötü koku nedeniyle yöre halkını tedirgin eden çaydaki kirlilik nedeniyle tarım alanlarının da tehdit altında olduğu bildirildi.
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te F5Haber'e abone olun
F5Haber'e Google News'te abone olun
Abone OlManisa'nın Alaşehir ilçesine bağlı 1430 metre yüksekliğindeki Çal Dağları'ndan doğan, kar ve yağmur suları ile beslenen 70 kilometre uzunluğundaki Alaşehir Çayı, Salihli'nin Yılmaz Mahallesi'nde Gediz Nehri ile birleşiyor. Bölgenin en önemli tarımsal su kaynağı olan Gediz Nehri'ne dökülen Alaşehir Çayı, işletmelerin atık suları nedeniyle tehdit altında. Çayın suyu her geçen gün daha da kirlenerek siyah akmaya başladı.
Gediz Havzası Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma, Çevre ve Kalkınma (GEMA) Vakfı Başkanı Şener Kilimcigöldelioğlu, Alaşehir Çayı'ndaki kirliliğin yanı sıra çevreye yayılan ağır ve kötü koku nedeniyle bölgede yaşayanların tedirgin olduğunu söyledi. Kilimcigöldelioğlu, "Sarıgöl ve Alaşehir'in evsel atıkları, yine Alaşehir ilçesinde bulunan 40'a yakın tarımsal işletmenin atıkları, Alaşehir bölgesindeki jeotermal atıkları, Salihli'de organize sanayi bölgesi dışındaki fabrikaların atıkları tamamen Alaşehir Çayı'na dökülüyor. Yıllardır bu sorunun çözümü için uğraşıyoruz. Bulunduğumuz her platformda Alaşehir Çayı'nın içinde bulunduğu durumu gündeme getiriyoruz. ABD'de 1962 ile 1970 yılları arasında buna benzer bütün nehirlerin sorunu yaklaşık 8 yıl içerisinde çözülmüş" dedi.
Açıklamasını "27 yıldır bu işin içindeyim ama bir adım atamadık" diyerek sürdüren Kilimcigöldelioğlu, "Bölgede birçok atık su arıtma tesisi yapılmasına rağmen bu sorun çözülmedi. İzmir Körfezi'nin temizleneceği söyleniyor. Bu mümkün değil, çünkü arkadan gelen sular kirli. Durumu görüyorsunuz. İçler acısı. Tek çözüm, Gediz Nehri'ne paralel bir atık su kanalı yapılmalıdır. Temiz su ile pis sular ayrı gitmeli. Bu suda hiçbir canlı yaşamaz. Bırakın içinde canlı yaşamasını, kokusundan yanına bile yaklaşılmıyor" diye konuştu. Kilimcigöldelioğlu, "Bu sulardan ne yazık ki zaman zaman tarımsal sulama da yapılıyor. İçinden zehir akan bir çayın suyu kullanılıyor. Kanser vakaları işte bu nedenle artıyor. Durum çok ciddi ve artık bir an önce çözülmeli" dedi.