Abdurrahman Dilipak: Faturayı Yeşim Salkım'a kesmeye gerek yok
Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, şarkıcı Yeşim Salkım’ın “müzik aletlerinin kullanımının artmasını kıyamet alameti olarak değerlendirilmesine” karşı yaptığı çıkışa tepki göstererek ünlü şarkıcıya "İçinde yaşadığı toplumunun inanç değerlerinden bu kadar habersiz olabilir mi?" diye sordu ancak sözlerinin devamında dikkati başka bir noktaya çekti ve "Bizim içimizde de, hem de başörtülü, hem de sakallı, tuzu kuru bir sürü insan var... Bu işin muhasebesini kendi üzerimizden yapmamız gerek. " dedi.
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te F5Haber'e abone olun
F5Haber'e Google News'te abone olun
Abone OlŞarkıcı ve oyuncu Yeşim Salkım, Nihat Hatipoğlu’nun müzik aletlerinin kullanımının artmasını 'kıyamet alameti' olarak değerlendirmesine tepki göstererek "İlahi okumak da müziktir, o da mı günah?" sorusunu yöneltmişti.
Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, Salkım’ın ifadelerine tepki göstererek "Müslüman bir toplumda yaşayan yaşını başını almış bir kişi içinde yaşadığı toplumun inanç değerlerinden bu kadar habersiz olabilir mi?" dedi.
BU İŞİN MUHASEBESİNİ YAPMAMIZ GEREK
Dilipak, yazısının ilgili bölümünde şunları yazdı;
Yeşim Salkım bu konuda konuştu diye, sanki tek suçlu ve bu işin sorumlusu bu kişiymiş gibi bu işin faturasını ona kesmeye gerek yok. Bizim içimizde de, hem de başörtülü, hem de sakallı, tuzu kuru bir sürü insan var. Az zamanda büyük işler başardık. Son “on yılda 15 milyon genç yarattık her yaştan”! Onları siyaset, sermaye media piyasasında görebilirsiniz. Dün lüks jipiyle bugün kripto parası ile. Bunlar bizim çocuklar. Artık İlahiyatçıları da var, İmam Hatiplileri de. Onun için Yeşim Salkım üzerinden değil, kendi üzerimizden de bu işin bir muhasebesini yapmamız gerek.
BUGÜNLERDE YAŞADIKLARIMIZ DA KIYAMET ALAMETİ
Savunan neyi, niçin savunduğunu, karşı çıkanın neye niçin karşı çıktığını bilmediği, ölenin niçin öldüğü, öldürenin niçin öldürüldüğünü bilmediği bir dünyada yaşıyoruz. Bu büyük bir kıyamet alametidir. CoVID’de, CoVID vesilesi ile “Prof.” unvanlı birilerinin topluma dayattığı, insanların üzerine hüküm koyup, onları terbiye etmeye çalıştıkları, “ıslah edici rolü” üstlenen “bozguncular”ın köşe başlarını tuttuğu bugünlerde yaşadıklarımız da kıyamet alameti aslında. Ve Yeşim Salkım’ın bu fevri beyanı da bir “kıyamet alameti” olarak not edilebilir.
MÜZİKTEN İBARET DEĞİL
Müzikten ibaret değil bu iş, “Cemaatini kaybetmiş büyük camiler” de kıyamet alameti. Akaid’siz, ibadetsiz, şekilden ibaret seremoni, ritüel ve ikonalara indirgenmiş bir “Müslümanlık” da kıyamet alametidir. Tabii dini, ekonomik, sosyal, siyasal hayattan tecrid edip, BİREYSEL planda vijdanlara, toplumsal planda mabetlere hapsedilmiş bir dini hayat da kıyamet alametidir.