Mevsimine uygun olmayan beslenme tarzına dikkat!
Mevsiminde beslenmenin önemine dikkat çeken Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Ünitesi Sorumlu Hekimi Doç. Dr. Erdal Dilekçi, “Önümüzdeki en ciddi problem mevsimi dışında yetiştirilen veya saklanma teknikleri ile fazla miktarda tüketilen mevsimine uygun olmayan beslenme tarzıdır. Yani kış döneminde yazlık gıdalar tüketilirken yaz döneminde ise kışlık gıdalar tüketilmeye başlandı. Sonuç olarak ciddi şekilde beslenme problemleri, hazımsızlık ve mide-bağırsak problemleri ile karşılaşmaktayız. Örneğin taze fasulyeyi yazın kuru fasulyeyi ise kışın tüketmeliyiz. Sağlık açısından daha doğru bir tercih olacaktır” dedi.
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te F5Haber'e abone olun
F5Haber'e Google News'te abone olun
Abone OlFizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Ünitesi Sorumlu Hekimi Doç. Dr. Erdal Dilekçi, “Günümüzde endüstriyel şekilde kimyasal katkı ve koruyucu takviyelerle bol miktarda üretilen turşular sağlık açısından tartışılmakla beraber metal kutularla sunulan konservelerde yine sorun teşkil etmektedir. Ama önümüzdeki en ciddi problemi mevsimi dışında yetiştirilen veya saklanma teknikleri ile fazla miktarda tüketilen mevsimine uygun olmayan beslenme tarzı oluşturuyor” ifadelerini kullandı.
"METABOLİK HASTALIKLAR GDAYLA İLİŞKİLİ"
Hayatımızı sağlıklı şekilde sürdürebilmemiz için sağlıklı beslenme, düzenli uyku ve egzersiz üçlüsünün mutlaka bir arada ve düzenli olması gerektiğini önemle vurgulayan Doç. Dr. Erdal Dilekçi, “Dünya nüfusunun hızlı artışına paralel artan gıda ihtiyacına son yüzyılda Sanayi Devrimi ile başlayan ve her geçen gün daha fazla miktarda gıda arzı özellikle sağlığımızı etkileyen sorunlara yol açmaya başladı. GDO’lu hayvansal ve tarımsal ürünlerin yetiştirilmesi, üretim aşamasında kullanılan kimyasal ve toksik maddeler, depolanma ve raf ömrünü uzatma amacıyla kullanılan teknikler ve koruyucular insan sağlığını tehdit eder bir hal almıştır. Son yıllarda artan sayıda metabolik sendrom, obezite, şeker hastalığı erken ergenliğe giriş gibi metabolik hastalıklarda özellikle gıdalarla ilişkilendirilmiştir. Ayrıca demans, Alzheimer hastalığı gibi hastalıklarında beslenme ile ilişkisinden bahsedilmektedir. Yaygın ağrı ile karakterize ve gittikçe sık şekilde karşılaştığımız kronik yorgunluk sendromu ve fibromiyalji sendromu da yaşam tarzı ile yakından bağlantılıdır” diye konuştu.
MEVSİMİNDE BESLENME ÖNEMLİ
Yoğun iş yaşamı temposu ile hazır gıda ve fastfood tarzı beslenme sosyal yaşamın ciddi bir sorunu olduğunu ve özelikle obezite ile ilişkilendirildiğinin altını çizen Doç. Dr. Dilekçi, “Aslında doğanın bize sunduğunu görmezden gelerek sağlıklı yaşamın en önemli unsurlarından olan beslenmeyi yanlış uygulayarak sağlığımızı kendi elimizle bozmaktayız. Tarım sektöründe yaşanan değişimler ile gıda saklama tekniklerinin yaygınlaşması (büyük soğuk hava depoları, dondurulmuş gıda sektörünün yaygınlaşması, evlerde dondurucu kullanımı) belki de son yıllarda gıda tüketim alışkanlığımızı tamamen değiştiren ve farkında olmadığımız büyük yanlışlardır. Eskiden turşu, kurutma ve ev tipi cam kavanozda konserve teknikleri kullanılmaktaydı. Hem miktar olarak daha az miktar gıda mevsiminin dışında tüketilmekteydi hem de turşu tekniği sağlıklı probiyotik gıda olarak sofralarımızı süslemekteydi. Günümüzde endüstriyel şekilde kimyasal katkı ve koruyucu takviyelerle bol miktarda üretilen turşular sağlık açısından tartışılmakla beraber metal kutularla sunulan konservelerde yine sorun teşkil etmektedir. Ama önümüzdeki en ciddi problem mevsimi dışında yetiştirilen veya saklanma teknikleri ile fazla miktarda tüketilen mevsimine uygun olmayan beslenme tarzı. Yani kış döneminde yazlık gıdalar tüketilirken yaz döneminde ise kışlık gıdalar tüketilmeye başlandı. Sonuç olarak ciddi şekilde beslenme problemleri, hazımsızlık ve mide-bağırsak problemleri ile karşılaşmaktayız. Örneğin yaz döneminde taze fasülye ile beslenme sağlık açısından doğru iken kuru fasulye gibi bakliyat ürünleri ile vücudumuzu zorlamaktayız. Domates ve salatalık gibi gıdalar yaz dönemine aitken günümüzde maalesef uygun olmayan şekilde dört mevsim tüketilmektedir” ifadelerini kullandı.
NE YAPILMALI?
Yapılan araştırmaların doğal olarak olgunlaşan, zamanında hasat edilen ve mevsiminde tüketilen meyve ve sebzelerin; henüz olgunluğa ulaşmadan ya da kimyasal olgunlaştırıcılarla, hormon ilaçlarıyla yapay koşullarda yetiştirilip soframıza gelen yiyeceklere kıyasla çok daha fazla miktarda antioksidana sahip olduğunu ve besin değerlerinin çok daha yüksek olduğunu gösterdiğini belirten Doç. Dr. Dilekçi, “Doğru olanı toprak uygun zamanında bize sunmaktadır. Dünyanın farklı coğrafyalarında, farklı mevsimlerde ortaya çıkan ürünler aslında o coğrafik bölgeye ait mutfak ve yemek kültürlerini de ortaya çıkarmıştır. Soğuk iklimin hakim olduğu bölgede fazla kalori ihtiyacını karşılayan ve vücudumuzu ısıtan gıdalar tüketilirken tersi durumlarda da sıcak iklimde vücudu soğutmaya yönelik mutfak kültürü gelişmiştir. Modern ve geleneksel tıpta mevsimsel beslenmenin daha sağlıklı ve dengeli bir beslenme tarzına sahip olmak, sistemlerin düzgün çalışması, vücudun toksinlerden arındırılması gibi pek çok faydasının olduğu biliniyor. Doğanın kendi akışına uygun olarak bize sunduğu yiyecekleri zamanında tüketmek, bedenimizin dış ortamla olan dengesinin korunmasına yardımcı oluyor” dedi.