Bakan Çavuşoğlu: AB verdiği sözleri tutmalı
Mevlüt Çavuşoğlu, Brüksel'de AB ve NATO ile temasları sonrasında değerlendirmede bulundu. Çavuşoğlu, "Diyaloğu devam ettirme konusunda AB ile hemfikiriz. Biz vize serbestisi konusunda bir adım bekliyoruz" dedi.
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te F5Haber'e abone olun
F5Haber'e Google News'te abone olun
Abone OlÇavuşoğlu'nun sözlerinden satır başları:
"Avrupa Birliği'nin de bizden beklentileri olabilir. Geçmişte olduğu gibi, Türkiye her zaman sözlerini yerine getirir.
AB'nin yükümlülüklerini yerine getirmediğini hepimiz biliyoruz. Örneğin, 5 sene önceki göç mutabakatı sadece kaçak göçle ilgili değil, Türkiye-AB ilişkilerinde çok önemli unsurları vardı. Bunlardan biri gümrük birliğinin güncellenmesi. Keza vize serbestisi konusu AB'nin bir sözüdür. Vize serbestisinin mutlaka hayata geçmesi gerekiyor. Biz 72 kriterden 66'sını yerine getirmiştik geçen sene, şu anda 4 kriter geldi. Bana göre burada bazı üyelerin siyasi tutumu nedeniyle bu gerçekleşmedi.
Terörle mücadele konusunda daha iyi bir işbirliğine ihtiyacımız var. Yine aB ile Türkiye arasında ilişkilerin sağlıklı bir şekilde yürüyebilmesi için üyelik sürecinin de öldürülmemesi gerekiyor. Türkiye, bize bildirilen açılış ve kapanış kriterlerini yerine getirmeye her zaman hazırdır. Ama meselenin siyasi olduğunu herkes biliyor. Benzer nedenlerle Arnavutluk ve Kuzey Makedonya'ya herhangi bir tarih verebilmiş değiller.
Bugün Avrupa'da artan ırkçılıkla mücadeleyi de birlikte yapmamız gerekiyor. Bu tırmanış AB ülkeleri içinde ciddi sorun.
Yunanistan'la istikşafi görüşmeleri pazartesi başlatıyoruz. Şubat sonu Mart başında Kıbrıs konusunda iki taraf, 3 garantör ülke ve BM, New York'ta bir araya gelecek. Avrupa Birliği bu toplantılara gözlemci olarak katılmak istiyor. Avrupa Birliği, KKTC'yi tamamen ihlal etti, hiç temas olmadı. AB, Türk tarafının haklarını yok saydı. Bu güvenin tekrar kazanılması gerektiğini ilettik.
Doğu Akdeniz Konferansı önerimiz vardı. Sayın Cumhurbaşkanımız bu teklifte bulunmuştu. Bu konferansı nasıl gerçekleştirebileceğimizi de iki günlük görüşmelerimizde ele aldık.
AB liderleri ile yaptığımız görüşmelerde, atılabilecek somut adımlar için bir yol haritası üzerinde çalışma konusunda mutabık kaldık. Parlamentodan önemli kişilerle görüştük. Çok faydalı görüşmeler gerçekleştirdik.
İki gündür gerçekleştirdiğimiz toplantılarda, tüm muhattaplarımdan pozitif bir yaklaşım gördüm. Umarım somut adımlarla bu süreci daha olumlu bir hale getiririz.
SORU-CEVAP
(AB ile olumlu hava sürecek mi?)
Türkiye-AB ilişkilerinin önemli olduğunu herkes kabul ediyor. Sorunların kısa sürede çözülmeyeceğinin de herkes farkında. Bir yol haritasını belirleyerek, birlikte çalışarak bu süreci devam ettirme konusunda bir kararlılık var. Artık anlaşma yaparız, sonra uygulamasına bakarız yaklaşımının da faydalı olmayacağını söyledik.
(Atina'nın Girit'in doğusundaki karasularını 12 mile uzatma açıklaması)
Yunanistan'ın özellikle Arnavutlıuk ve diğer ülkelerle İyon Denizi'nde karasularını 12 mile çıkarma arzusu yeni değil. İyon Denizi'nin Ege ile bir bağlantısı yok. Orada karasularını 12 mile çıkarmaları, Ege Denizi'nin statüsünü etkilemez. Dolayısıyla bizi de etkilemez. Bu müzakerelerde Ege ile ilgili bazı açıklamalar oldu. AB nezdinde de bunun fark edildiğini gördüm. Bunun Yunanistan'a bir faydası yok. Ege'deki karasuları konusunda Türkiye'nin pozisyonu değişmemiştir. Aynı kararlılığı tüm iktidarlar sürdürmüştür. Çünkü bu milli bir meseledir.
Şahsi dostum ama Nikos Dendias'ın yaptığı açıklama yanlıştır. Bu süreçte bile Yunanistan'ın bazı provokasyonları devam etti. Denizin altında kablo döşeme faaliyetleri, sürekli tatbikat yapma isteği. Durup dururken NAVTEX ilan edip, hiçbir faaliyet yapmıyorlar. Biz de devam edelim istiyorlar.
İstikşafi görüşmeler Pazartesi başlayacak. Biz ön koşulsuz şekilde başlamaya hazır olduğumuzu en başından söylemiştik. Umarım anlamlı görüşmeler olur. Ama provokasyonların Yunanistan'a da bir faydası olmaz.
(Doğu Akdeniz Konferansı'na KKTC'nin katılımı)
Kıbrıs konusunda diğer muhattaplarımızla da bu konuyu ele aldık. Yapılacak konferansa biz herkesin katılmasını istiyoruz. Tüm Akdeniz ülkeleri katılsın dedik. Doğu Akdeniz'de şirketi olan ülkeler de katılabilir dedik. Bizim derdimiz hakça paylaşım. Kıbrıs'ta da iki toplum arasında hak paylaşım mekanizması kurulmasını istiyoruz.
Doğu Akdeniz'le ilgili bir toplantıya Kıbrıs'ın her iki tarafının katılması doğru olan. Hakça paylaşım konusunda Rum Kesimi'nin muhattabı KKTC'dir. Biz onu tanıyoruz, bunu tanımıyoruz gibi bir yaklaşım olmaması lazım.
Sayın Cumhurbaşkanımızın davetini dün Von der Leyen'e tekrar aktardık. Bir tarih de önerdik. Tarih henüz belirlenmedi. Ama hem Komisyon hem Konsey Başkanı, Türkiye'ye bir an önce gelmek istediklerini söylediler."