CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Barolar siyasi kuruluş değildir
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis'te gündeme gelen çoklu baro düzenlemesine ilişkin, "Barolar siyasi kuruluş değildir. Bir ilde iki ayrı baro olmaz. Bu teklife hep birlikte karşı çıkacağız" dedi.
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te F5Haber'e abone olun
F5Haber'e Google News'te abone olun
Abone OlCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satırbaşları;
"Şehir Üniversitesi neden kapatıldı?Her görüşten akademisyenleri pırıl pırıl öğrencileriyle göz kamaştırıyordu. Ahmet Davutoğlu'ndan intikam almak için kapattılar.
Devlet yönetiminde bilgi olması lazım, tecrübe olması lazım. Siz bugüne kadar pek çok üniversiteye yardım yaptınız. Biz CHP olarak hiçbirine karşı çıkmadık. Mevcut mal varlığıyla faaliyetini sürdüremeyeceği gerekçesiyle kapatıldı. Gün olur devren döner bu üniversite tekrar açılır.
Sınavı erkene aldılar, insanlar beş yıldız otellerde tatil yapsınlar. Erdoğan bir de Z kuşağından oy olmak için Youtube'da bir programa çıktı. Z kuşağıyla iletişimin önemini en çok kendisini bilmesi gerekiyor. Eminim kendisi de çok pişman oldu sonunda. O kuşaktan oy alacaksan bu dediklerimi asla unutmayacaksın. Gençleri dinleyeceksin, onları tektipleştirmeyeceksin. Gençler, "Benim soru sorma hakkımı elimden alma, beni kobay olarak kullanma" diyor. Erdoğan bu gençlerin hepsini 18 yıl boyunca kobay olarak kullandı.
Gençler her şeyi vergi alıp o vergileri yandaşlara dağıttın diyor. Gençler saygı görmek istiyorlar. Davranışlarına, düşüncelerine saygı görmek istiyorla. Gençler ne istiyorlar adamını bulanın değil, bilgisiyle öne çıkanın işe alınmasını istiyorlar.
Gençler geleceğin rüyasını gören ve o hayalin gerçekleşmesi için çabalayan kuşaktır. Gençler çağın yakalanmasını istiyor.
Sen gerçeklerin senin her dediğini samimi bulmadığını anlamadın mı? Ne söylüyor Z kuşağı dinledin mi? Onlar anne ve babalarının olmadığı bir şehirde üniversite kazandıklarında ne yapacaksın? 18 yılda yurt sorununu çözmedim. Onlar sadece yarın için değil bugün için de gençler. Bana Kanada'dan ileti geldi.
Kütahya'da eski bir milletvekilinin kızı hemen özel kalem müdürü yapılıyor. Ancak bu kız Kütahya'da da oturmuyor. Tam 143 boyunca Ankara'da oturarak maaşını tıkır tıkır aldı. Sanki Kütahya'da hiç işsiz genç yok? Olay şikayet ediliyor. Hiçbir tahkikat yapılmıyor. Süleyman Soylu gerek duymuyor. Şikayetin ardından da Ankara TOKİ'ye uzman olarak atanıyor.
Şimdi herkese soruyorum. Ankara partinin döküntülerini tekrar tekrar ataıyorsunuz, yetenekli genci Kanada'ya taşınmak zorunda bırakıyorsunuz. Bu gençler size oy vermez. Saraydakinin gidişini de zaten gençler hazırlayacak.
Sarayda oturan zat, 6 üniversiteye rektör atadı. Hiçbirinin akademik bir dergide yayımlanmış bir makalesi yok. Kendisi yazamadığı için yazanları da cezalandırıyor. Böyle bir anlayışla üniversite yönetileblir mi?
Üniversiteler öyle bir noktaya geldi ki. Bir üniversite bilgi üretirse ülke o kadar söz sahibi olabilir. Çok daha fazla katmadeğer üretebiliriz.
Dğerli arkadaşlarım Türkiye bilgi üretiminde Suudi Arabistan'ın, Yunanistan'ın ve İran'ın gerisine düştü.
Gençler size söz veriyorum YÖK'ü kaldıracağız. Üniversitelerin idari ve mali özerkliği olacak.
Gençler tarımda da daha nitekli ürünler üretsinler. Oraya da sinemayı, tiyatroyu götürelim. Kent kültür ile kırsal kültür arasındaki derin ayrımı kaldırmamız lazım. Onlar yapamadılar. Biz yapacağız.
Denizli'de kekik, haşhaş, ceviz üretiminde yüzde 50'ye yakın bir kayıp var. Çiftçilerin zararı karşılanmıyor. Buradan tüm çiftçilere söylüyorum, sigortası olsun ya da olmasın, bunu karşılamanın yolu var. Cumhurbaşkanı Acil Durum fonu bunu karşılayabilir.
Yapılaması gereken şudur, yeniden gözden geçirilmesi lazım. Tapu senin üzerine değil TARSİM'in yeniden oluşturulması lazım.
Barolarla ilgli kanun teklifi Meclis'e verildi. Baroların parçalanmasına ayrılmasına itiraz ediyorlar. Fotoğrafta baro başkanları yerde arkalarında bir polis duvarı var. Bu tabloyu dünyanın hangi ülkesindeki vatandaş görürse görsün Türkiye'de demokrasinin olmadığına inanır. Devlet adaletle değil, elinde sopayla yönetilirse bu tablo çıkar. Mansur Bey, kendisi de bir avukat çadır gönderdi, su gönderdi. Saray istemedi, yemek bile vermediler. Dolayısıyla bu tablo Türkiye demokrasisine darbe vuran bir tablodu. Bu fotoğraf tek başına demokrasinin olmadığını gösteriyor.
Barolar siyasi kuruluş değildir. Niye bölüyorsunuz? Geçen hadta söylemiştim. Bir ilde iki vali olmaz, bir ülkede iki ayrı hazine bakanı olmaz. Bana biat eden baro olsun diyemezsin. Barolar dernek değildir. Bir ile iki tane esnaf odası, ticaret odası olur mu? Ülkeyi bölme ve parçalama yöntemlerinden birisidir.
Belediyenin gelirleri okuyorum. Danıştay'ın bu kararına göre belediye iştiraklerinden alacağı ödemeler için İçişleri Bakanlığı'ndan almak zorunda. Belediyelerin bağış alabileceği kanunda yazıyor ama hakimlerin sarayın adamını haklı buluyor. Hakimsen yasalara göre karar vereceksin. Hukukun üstünlüğüne uymak zorundasın. Yüz karası bir kararın altına imza atıyorlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar bu ülkede tüm belediye başkanlarımızın tarih yazmaya devam ediyorlar.
Çocuklarımız sınava giriyor. Belediye başkanlarına dedik ki, orada maske bulundurun, du bulundurun kalem bulundurun. Bunu yaptılar. Am Burdur'da polisler oradaki belediye çalışanlarını karakola getirdi. Ne yaptılar sınava gireceklere yardım ettiler. Ama CHP'li belediyelerin bunları yapmasını istemiyorlar.
Adaletten söz ettik. Malum 3 gazeteci çıktı, ama üçü hala içeride. Tüm haksızlığa uğrayan ve hapiste olan herekse CHP grubundan sevgi ve saygılarımızı yolluyoruz. Gerçek anlamda gazetecilik yaptılar diye hapse atıldılar. Bunlar onurlu gazetecilerdir.
Murat kardeşim üzülme bu ülkede yaşayan insanların adalet duygusu var. Adalet o kadar hırpalandı ki, Malum Çorlu'da iki yıl önce bir tran kazası oldu, davası ki yıldır sürüyor. Herkes püripak tertemiz iki makinist suçlu. Asıl hesap vermesi gerekenler tanık oluyor. O ailelerin yanında olacağız. Dolayısıyla Trakya'da tüm vatandaşlarıma sesleniyorum. Özellikle ülkücü kardeşlerime. Hak ve adaletten yanaysanız, şunu kendinize sormak zorundasınız. Onlar bizim çocuklarımızsa neden siz de savunmuyorsunuz o insanları? Ne zamandan beri suçlular tanık olmaya başladı bu ülkede?
Şimdide insanların kıdem tazminatlarına gözlerini diktiler. Sendikalar kıdem tazminatına sahip çıktıkça biz de onların parlamentodaki temsilcisi olmaya devam edeceğiz. Maden kazalarında Avrupa birincisiyiz. Bu insanlar yerin metrelerce altında çalışıyorlar. Çoğu kişi maden kazalarında hayatını kaybetti. Ama bir süre kazalar arka arkaya gelince dediler ki bunları şehit sayalım. Yani şehitlerin yakınlarına sağlanan imkanlar madencilerin yakınlarına da sağlansın dediler. Güzel, ama torba kanun geldi, sadece bir kısım madenciyi kapsıyor. Zonguldak milletvekillermiz bu gerçeği görerek bir kanun teklifi hazırlıyor. Zonguldak'ın ülkücülerine sesleniyorum. Çocuklarınıza böyle bir imkan sunan teklife hayır mı diyecekler evet mi?
15 Temmuz şehit ve gazileri için toplanan 600 milyon para nerde? Niye vermiyorsuz? 15 Temmuz şehit ve gazilerinin hakkını savunuyorum, onlar da tık yok.
Peki Beşikteş'ta şehit olan polislerimiz için toplanan 52 milyon lira ne oldu? Her bir şehit yakınına en az iki milyon lira düşünüyor. Ben bu soruyu hayatını kaybedenlerin hakkı için savunuyorum. Siyaset halk için yapılır, adalet için yapılır.