Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Libya için 'sükunet' çağrısı

İstanbul Beykoz'da "Türk-Alman Üniversitesi Yeni Binalarının Açılış Töreni"nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son birkaç haftadır yaşadıklarımız Libya için bir turnusol olmuştur. Bir an önce sükunet sağlanmazsa Libya'daki kaos ortamı tüm Akdeniz havzasını etkileyecektir." dedi. Törene katılan Almanya Başbakanı Merkel ise yaptığı konuşmada ''Türk-Alman Üniversitesi iki ülke arasındaki işbirliğinin olağanüstü bir örneğidir, Türk-Alman ortaklığını simgelemektedir'' ifadesini kullandı.

F5HABER F5HABER
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Libya için 'sükunet' çağrısı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Beykoz'da Almanya Başbakanı Angela Merkel'in de katıldığı "Türk-Alman Üniversitesi Yeni Binalarının Açılış Töreni"nde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel'i Berlin Konferansı'ndan 5 gün sonra Türkiye'de ağırlamaktan büyük bahtiyarlık duyduğunu dile getirdi.

Merkel ile öğleden sonra gerçekleştirecekleri ikili ve heyetlararası görüşmeler gerçekleştirileceğini hatırlatan Erdoğan, "Görüşmelerde ikili ilişkilerimizin yanı sıra Libya başta olmak üzere bölgesel meseleleri de ayrıntılı şekilde ele alacağız" diye konuştu.

Türk-Alman Üniversitesi'nin ülkeler arasında bilim, kültür ve teknolojik işbirliğini geliştirmek amacıyla 10 Nisan 2010'da kurulduğunu anlatan Erdoğan, 2013-2014 akademik yılında başlayan üniversitenin kısa sürede akademik işbirliğinin lokomotiflerinden biri haline geldiğine işaret etti. Erdoğan, çift dilli eğitim veren üniversitenin 5 fakülte, 1 yüksekokul ve 2 enstitü ile Türkiye'nin saygın eğitim kurumlarından biri olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversitenin 2013 yılında 99 olan öğrenci sayısının 2019 yılında 2 bin 385'e ulaştığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kapasite olarak 7 bine kadar öğrenci alabileceğiz. 64'ü yabancı olmak üzere, 237 akademik personelle eğitim veren Türk-Alman Üniversitesi, öğrencilerine kendilerini çok farklı alanlarda geliştirebilecekleri uluslararası bir ortam sağlıyor. Üniversitemizin iş dünyasıyla tesis ettiği yakın diyalog sayesinde, mensuplarına Alman kuruluşlarında staj yapma imkanı tanımasını da önemli bir ayrıcalık olarak görüyorum. Üniversitemiz bünyesinde faaliyete geçecek teknopark yoluyla sanayi kuruluşlarıyla işbirliğinin daha da güçleneceğine inanıyorum. Bu teknoparkta hem Fraunhofer Enstitüsüne hem de Alman firmaların Ar-Ge merkezlerine ev sahipliği yapmak istiyoruz. Türk-Alman Üniversitesi'nin bu seviyeye gelmesinde katkısı ve emeği olan herkesi kutluyorum. İnşallah bizler de diğer devlet üniversitelerimize olduğu gibi Türk-Alman Üniversitesi'ne gereken her türlü desteği vermeye devam edeceğiz."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, öğrencilerin yurt ve barınma ihtiyaçlarının karşılanması için de adımlar atacaklarını söyledi.

Merkel'in Türkiye ziyaretine üniversitenin yeni binalarının açılış heyecanını kendileriyle paylaşarak başlamasının, projeye verilen önemin göstergesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

"Siyasi hayatından önce Sayın Şansölye'nin bir bilim insanı olduğunu biliyoruz. Ayrıca Sayın Merkel'in Türkiye ile Almanya arasındaki gençlik değişim programları, eğitim ve kültürel alandaki işbirliğine katkıları 25 yılı aşıyor. 18 Nisan 1994 tarihinde imzalanan Gençliğe Yönelik Politikalarda İşbirliği Protokolü'nü Sayın Merkel'in dönemin Federal Gençlik ve Kadın Bakanı olarak ülkesi adına imzaladığını hatırlıyoruz. Sayın Merkel nezdinde Alman makamlarına üniversitemizi sahiplendikleri için ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. 1,5 asırlık Alman Lisesi gibi, Türk-Alman Üniversitesi'nin de Türk ve Alman dostluğunun bir sembolü haline gelmesini özellikle diliyorum."

Üniversite binalarının yapımını üstlenen TOKİ Başkanlığına da İstanbul ve ülkenin mimarisine uygun biçimde inşa edilen modern binalar için teşekkür eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türkiye yükseköğrenim alanında özellikle son yıllarda büyük başarılara imza atmıştır. Üniversite sayımızın 76'dan 207'ye, öğretim elemanı sayımızın 70 binden 170 bine, öğrenci sayımızın da 1,6 milyondan 8 milyona yükselmiş olması, bu başarının en bariz ifadesidir. Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek, 10 yıl sonrası için ağaç dik, 100 yıl sonrayı düşünüyorsan insan yetiştir. Bu anlayışla ülkemizin gelecek yüzyılına yatırım yapıyoruz. İstikbalimizin teminatı olan gençlerimize, ailelerine yük olmadan üniversite eğitimlerini tamamlamaları için her türlü desteği veriyoruz. Bir dönem ülkemizde marjinal odakların sürekli istismar ettiği, yıllarca protestolara konu olan üniversite harçlarını malum biz kaldırdık. Lisans öğrencilerimizin kredi burs desteğini 2020 yılı itibarıyla 550 liraya, yüksek lisansta bin 100 liraya, doktorada bin 650 liraya yükselttik. Yurtlarda kalan öğrencilere aylık 420 lira da beslenme yardımı yapıyoruz. Ülkemizdeki yükseköğretim seviyesinin hem nicelik hem de nitelik olarak yükseltilmesi amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz."

"ÜLKEMİZİN YÜKSEKÖĞRENİMDEKİ CAZİBESİ ARTTI"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası öğrenci sayısının her geçen yıl artıyor olmasının da Türkiye'nin bu alanda küresel bir marka olma yolunda ilerlediğine işaret ettiğini kaydetti. Uluslararası öğrenci sayısının 15 binden 172 bine ulaştığına işaret eden Erdoğan, "Türkiye bursları yanında kendi imkanlarıyla çeşitli üniversitelerimize gelen öğrenci sayısındaki büyük yükseliş, ülkemizin yükseköğrenimdeki cazibesinin de arttığını gösteriyor" dedi.

ABD, Avusturya, İtalya, Çin, Kore, Balkanlar ve Türk Cumhuriyetlerinden gelip Türkiye'de doktorasını, yüksek lisansını yapan öğrenciler olduğunu anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Üniversitelerimizdeki nitelikli akademik personel ihtiyacını karşılamak üzere her yıl yurt dışına dünyanın en iyi okullarında öğrenim görmek üzere ciddi miktarda öğrenci gönderiyoruz. Sadece bizim yurt dışına gitmiş vatandaşlarımızın değil, diğer ülkelerde yetişmiş bilim adamlarının, araştırmacıların, akademisyenlerin de ülkemize gelmesinin yolunu açıyoruz. Beklentimiz, ülkemizin nitelikli yabancı öğretim elemanları için de cazip hale gelmesi, bir başka ifadeyle beyin göçünün çekim merkezlerinden biri durumuna dönüşmesidir. Türk-Alman Üniversitesi de bu vizyon çerçevesinde ortaya çıkan ve başarılı bir şekilde uygulamaya konulmuş olan bir projedir. Aynı şekilde ülkemizde Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Türk-İtalyan Üniversitesi gibi ortak üniversitelerin kurulmasına ilişkin çalışmalar devam ediyor. Bu çalışmaların en kısa zamanda olumlu bir şekilde sonuçlandırılmasını temenni ediyoruz. Türk-Alman Üniversitesi'nin başarısı, bu anlamda yeni ortak üniversitelerin kuruluş süreçlerinde örnek teşkil edecektir. Bu vesileyle ülkemizde daha fazla Alman vatandaşının yükseköğrenim görmesini ve daha fazla öğretim görevlisinin araştırma faaliyetlerinde bulunmasını arzu ettiğimizi de vurgulamak isterim."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Libya için 'sükunet' çağrısı - Resim : 1

Erdoğan, yükseköğretim alanında sahip olunan tecrübenin dost ve kardeş ülkelerle paylaşılmasına çok önem verdiklerini söyledi.

Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi ile Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi'nin, Kırgızistan ve Kazakistan'da faaliyet gösteren, bulundukları ülkelerde saygı gören önemli ortak üniversiteler olduğunu vurgulayan Erdoğan, Afganistan'da Mevlana Celaleddin Rumi'nin adının verileceği Türk-Afgan Üniversitesi'nin kurulması için çalışmaların da devam ettiğini kaydetti.

Erdoğan, Afganistan'da faaliyete geçecek bu eğitim yuvalarıyla kadınların bilhassa eğitim ve iş hayatındaki rolünü artırmayı hedeflediklerini dile getirdi.

"SURİYE'DEKİ ÇATIŞMALARDAN TÜM AVRUPA ETKİLENMİŞTİR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanlık olarak terörden İslam düşmanlığına, kültürel ırkçılıktan yabancı karşıtlığına kadar pek çok sorunla yüzleşildiğini belirterek, iletişim ve ulaşım araçlarının bu kadar yaygınlaştığı bir dönemde dünyanın neresinde olursa olsun hiç kimsenin bu sorunlara bigane kalma lüksünün olmadığını vurguladı.

Suriye'de, Yemen'de, Irak'ta ve Libya'da yaşananların bilhassa içinde bulunulan coğrafyanın kader ortaklığını bir kez daha gösterdiğini dile getiren Erdoğan, "Son 9 yıldır Suriye'de devam eden çatışmalardan sadece bizim gibi komşu ülkeler değil başta Almanya olmak üzere tüm Avrupa etkilenmiştir. Aynı şekilde şayet bir an önce sükunet sağlanmazsa Libya'daki kaos ortamı tüm Akdeniz havzasını etkileyecektir. DEAŞ ve El-Kaide gibi terör örgütleriyle lejyonerlerin bu ülkede tekrar palazlanmasını istemiyorsak çözüm sürecini hızlandırmamız gerekiyor" diye konuştu.

Erdoğan, 2 bin 400'den fazla kişinin ölümüne, 7 bin 500'den fazlasının yaralanmasına sebep olan, ayrıca 300 binin üzerinde Libyalıyı yerlerinden eden bu krizi sonlandırmanın en büyük hedefleri olduğunu ifade ederek, bu hedef doğrultusunda dost ve müttefik Almanya ile güç işbirliği içerisinde çalıştıklarını söyledi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptıkları ateşkes çağrısının 19 Ocak'ta düzenlenen Berlin Konferansı'nın önünü açtığını belirten Erdoğan, Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Angela Merkel nezdinde tüm Alman makamlarına ev sahiplikleri için de teşekkür etti.

"HAFTER VE DESTEKÇİLERİ ÜZERİNDE BASKI KURULMASI ÖNEM ARZ EDİYOR"

Erdoğan, 55 maddeden oluşan barış planının Libya'da siyasi istikrarın yeniden tesisi yönünde önemli bir adım olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

"Ancak bu planın başarısı alınan kararların sahada uygulamaya geçirilmesine bağlıdır. Bu konuda özellikle darbeci Hafter ve destekçileri üzerinde baskı kurulması önem arz ediyor. Dünden itibaren Trablus'taki sivil yerleşim yerlerine yönelik saldırıların artması, Mitiga Havalimanının hedef alınması kimin barıştan kimin de kan ve göz yaşının sürmesinden yana olduğunu göstermiştir.

Son bir kaç haftada yaşadıklarımız Libya için bir turnusol olmuştur. Bu gerçekler ışığında uluslararası toplumun Suriye'de düştüğü hataya özellikle Libya'da düşmemesini temenni ediyorum. Libya ile 5 asırlık tarihi, beşeri ve kültürel ilişkileri olan bir ülke olarak duruşumuz nettir. Libyalı kardeşlerimizin barışı huzuru ve geleceği için bu zor zamanlarında onların yanında olmayı sürdüreceğiz. Tıpkı Berlin Konferansında olduğu gibi barış için, çözüm için, kan ve göz yaşının durması için atılan adımları güçlü bir şekilde destekleyeceğiz. Bu süreçte Alman dostlarımızla yakından çalışacak, inşallah ortak menfaatlerimiz doğrultusunda ilişkilerimizi geliştireceğiz."

Erdoğan, açılışı yapılan Türk-Alman Üniversitesi'nin eğitim ve sosyal tesis binalarının hayırlı olmasını dileyerek, sözlerini tamamladı.

MERKEL: TÜRK-ALMAN ORTAKLIĞINI SİMGELİYOR

Bu üniversitenin, öğrencilerine hem kendilerini hem de mensubu oldukları toplumları ilerletme fırsatı sunduğunu belirten Almanya Başbakanı Merkel ise, buradaki öğrencilerin iki ülke ilişkilerine de zenginlik kattığını söyledi.

Merkel, eğitim köprüsüyle kurulan sivil toplum diyaloğunun siyaset ve hükümetler arası ilişkideki önemine değinerek, bilim alanında Türk-Alman ilişkilerinin eskiye dayanan derin köklere sahip olduğuna vurgu yaptı.

Türkiye'nin halihazırda milyonlarca Suriyeliye sağladığı yardımlara işaret eden Merkel, "Bu çabalar bizim teşekkürümüzü ve takdirimizi kazanıyor" dedi.

Merkel, Türkiye'nin bu çabalarının Suriyelilere gelecek için ümit aşıladığını kaydederek, bu insanların ülkelerine döndüklerinde Suriye'nin yeniden inşasına sunacakları potansiyel katkıların altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Libya için 'sükunet' çağrısı - Resim : 2

Türkiye'nin, Avrupa Birliği (AB) ve Almanya'nın da desteğiyle Suriyelilerin eğitimi alanındaki desteğine dikkati çeken Merkel, gelecekte de bu işbirliğinin sürmesi yönündeki kararlılıklarını dile getirdi.

Merkel, bilim ve eğitimin, insanların yaratıcılığı ve özgürlüğünü teşvik edici bir rol oynadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"2013'ten bu yana faaliyette bulunan Türk-Alman Üniversitesi'nde, bu kampüsün açılışıyla gelecekte 5 bin öğrencinin eğitim görmesi planlanıyor. Türk-Alman Üniversitesi, Türkiye ile Almanya arasındaki işbirliğinin olağanüstü bir örneğidir. Bu kampüs, öğrencilerin dünyaya açık olmasını simgeliyor, Türk-Alman ortaklığını simgeliyor."

SONRAKİ HABER