Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: "Yalan ve iftira kampanyalarına prim vermeyeceğiz"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, 24 Nisan 1915 olaylarına ilişkin açıklamada bulundu. Kalın, "Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milleti tüm fertleriyle bu istismar, yalan ve iftira kampanyalarına asla prim vermeyecektir." dedi.
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te F5Haber'e abone olun
F5Haber'e Google News'te abone olun
Abone OlCumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, 24 Nisan olaylarıyla ilgili yazılı açıklama yaptı.
1'inci Dünya Savaşı'nın yıkıcı ve travmatik şartları içinde alınan 24 Nisan 1915 tarihli tehcir ve tenkil kararının, 'millet-i sadıka' olarak ifade edilen Ermenileri ortadan kaldırmaya yönelik bir siyasetin ürünü olmadığını ifade eden Kalın, şunları kaydetti:
"Soykırım lobisi ve Türkiye karşıtı siyasi çevreler, tarihi gerçekleri çarpıtarak yeni husumet ve düşmanlık tohumları ekme çabası içindedir. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milleti tüm fertleriyle bu istismar, yalan ve iftira kampanyalarına asla prim vermeyecektir. Tarihi gerçeklerden kaçanlar ve siyasi hesap peşinde koşanlar, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın 1915 olaylarını araştırmak için ortak tarih komisyonu kurulması çağrısına cevap vermekten hep kaçtılar. 2009 yılında imzalanan fakat hayata geçirilemeyen protokoller Karabağ sorununun çözümü, siyasi ve ekonomik normalleşme ve güney Kafkasya'da barış ve istikrarın tesisi için atılmış tarihi bir adımdı. Bu adım Ermenistan tarafından ve soykırım lobisinin baskısıyla karşılıksız bırakıldı. Cumhurbaşkanımızın 23 Nisan 2014 günü yayımladığı 1915 mesajı, yüzyıllık bir acıya uzatılmış bir barış eli olarak Osmanlı ve Anadolu insanlarının ortak acılarını sarmayı amaçladı fakat bu adım da istismar lobileri tarafından yok sayıldı."
'ACILARI YARIŞTIRMAK YARALARI SARMAZ'
Birinci Dünya Savaşı'nda yaşanan kayıpların, herkesin ortak acısı olduğunu belirten Kalın, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
"Tehcir ve tenkil kararı ile göç etmek zorunda kalan Ermeni vatandaşlarımızın hayatını kaybetmesi, Ermeni isyanlarında masum Anadolu insanlarının katledilmesi, 1850 ile 1920 arasındaki göç ve savaşlarda 5 milyona yakın Müslümanın hayatını kaybetmesi ortak acımızdır. Acıları yarıştırmak yaralarımızı sarmaz. Küçük siyasi çıkarlar için Türkiye düşmanlığı yapanlar tarihi gerçekleri örtbas edemezler. Soykırım lobisinin husumet dili ne bugünümüze ne de yarınımıza katkı sağlar. 1973-1984 yılları arasında Asala terör örgütü tarafından katledilen Türk diplomatlarını asla unutmayacağımızı herkes bilmelidir. Bu vesileyle şehit diplomatlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Soykırım yalanıyla ve siyasi hesaplarla Türkiye'ye zarar vereceğini sananlar yine yanılacaklardır. Türkiye Cumhuriyeti, tarihi gerçeklerin çarpıtılmasına ve yeni düşmanlıklar üretilmesine asla izin vermeyecektir. İşlemediği bir suçtan dolayı Türk milletini mahkum etmeye çalışan ve bir takım kararlar alan ülkeler, önce kendi karanlık tarihlerine bakmalıdır. Türkiye, arşivler ve tarihi gerçekler ışığında, akıl ve vicdana dayalı, ortak acı ve müşterek gelecek perspektifini esas alan her tür yapıcı yaklaşıma olumlu cevap vermeye ve bölgemizde barış, huzur ve istikrar için çalışmaya devam edecektir."