Dervişoğlu'ndan İmralı görüşmesine tepki: Eski ihanet sürecinin bir devamıdır

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, İmralı görüşmelerine tepki gösterdi. Dervişoğlu, "Tek adamlık uğruna paspas edip çiğniyorlar" dedi.

F5HABER F5HABER
Dervişoğlu'ndan İmralı görüşmesine tepki: Eski ihanet sürecinin bir devamıdır

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

İmralı görüşmelerine tepki gösteren Dervişoğlu, “Katil terörist başını meclise getirme cüretini, milletten esirgedikleri umudu o katile bir hak olarak vermeyi düşünen ve bunu da devlet aklı kaplamasıyla dolaşıma sokan, elbette yine bu iktidar ve ortaklarıdır." ifadelerini kullandı.

Dervişoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Bunlar miting meydanlarında milli ve manevi değerlerimizi sömürmekten kaçınmayanlardır. Dini siyasi malzeme yapmaktan bile çekinmeyenlerdir. Şehit tabutunu kürsü yaparak, cenazede propaganda yapan yine bunlardır. Katil terörist başını meclise getirme cüretini, milletten esirgedikleri umudu o katile bir hak olarak vermeyi düşünen ve bunu da devlet aklı kaplamasıyla dolaşıma sokan, elbette yine bu iktidar ve ortaklarıdır. Vatanı, yasayı, örfü, töreyi, kutsal olan ne varsa tek adamlık uğruna paspas edip çiğneyenlerin banisi her zaman bunlardır

Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatıyla ilgili davanın zaman aşımına uğramasına cevaz verenler, Belli ki failleri meçhul kılmak isteyenlerdir. Ve hiçbiri meçhul değildir, suçlular milletin malumudur. Gün gelecek her şey gün yüzüne çıkacaktır. Bizleri bir dikta rejimine doğru sürüklüyorlar. Bizler bu zinciri kırmakla görevliyiz. Milliyetçi olmak bunu gerektirir.
"Ağızlarında sadece zam var"

Aylardır ekonominin E’sini ağızlarına alamıyorlar. Sadece zam var ağızlarında. O da maaş zammı değil, vergi zammı, yol, köprü zammı. Sahte zafer nutuklarını bu yüzden atıp duruyorlar. Kader deyip geç, şükredip yaşa diyorlar! Hakikatse ortada durmaktadır. Bu hepimizin hakikatidir. Senin hakikatindir! Pazarda başın eğik, çocuğuna karşı başın eğik, ev sahibine mahcup, vergi memuruna öfkelisin. Çünkü 7 yıldır süren değil, sürdürülen bir ekonomik cenderenin içindesin. O eski beğenmedikleri Türkiye; 1979 krizini bir senede atlattı. 1994 krizi ise 8 ay sürdü.

Arka arkaya 2 büyük deprem ve 2 büyük ekonomik krizle geçen 1999-2001 yılları bile İki yıl içerisinde atlatıldı. Bunlar, 22 yıldır iktidardalar ve son 7 yılın kesintisiz ekonomik krizle geçmiştir. Her zamda fakirleştin, her zamda daha da mahcup oldun. Mahcup oldukça, muhtaç olmanı istediler. Sadaka çarklarını senin üzerinden döndürmek istediler. Sanma ki sadece beceriksizlikler. Bu 7 yıllık cenderenin amacı seni köleleştirmek.

Harcına, yoluna, vergisine yüzde 44 zam yapan devletin, geçiş garantili köprülerine peşin ödeme yapan devletin, sana yüzde 15 zammı esirgediğini görüyorsun. Çünkü senin olanı senden esirgeyen, kaşıkla verdiğini kepçeyle alan, bir de bunun için senden el öpmeni bekleyen; kendini ''Allah bir, ben iki'' diye gören bir organize kötülük şebekesi vardır.

Onlar senden bir de 3 çocuk yapmanı bekleyip sana bir de akıl verenlerdir. En az üç tane yapacaksın ki bir tanesi ekmek parası uğruna bir kodamanın inşaatında düşüp ölebilsin. Bir tanesi onun bunun pençesine düşüp robota dönebilsin. Bir tanesi de alın terinin peşinde, umutsuz, işsiz, mutsuz sürünerek yaşasın.
"Bebek katilini Meclis'e çağırmak ahlaklarının yansımasıdır"

Televizyonlarda içkiyi sigarayı buzlarlar. Diziler, internet ve medya hepsi ahlak düşmanlarıdır. Tecavüzcülerin, sapıkların, katillerin kollanmasında, sosyal medyada afilli fotoğraflar çektirmelerinde, şartlı-şartsız salıverilmesinde ise hiçbir ahlaksızlık yoktur. 1 liralık kanser ilacını, 111 liraya satan sistem de ahlaksızlık üretmemektedir. Bu Erdoğan için olsa olsa ticarettir. Kendi sözleridir: “Ben tüccarım, iyi pazarlık yaparım” Bu yüzden Kızılay'ın başına getirdiği adamın depremde çadır satması, asla bir ahlaksızlık olarak addedilemez.

Bebek katillerine niçin ve nasıl müsamaha gösterdiniz?” diye sorduğumuzda, bebek katilini Meclis'e konuşma yapmak üzere çağırarak cevap vermeleri de aynı ahlakın, imanın ve vicdanın bir yansımasıdır. Vakıf dolandırıcılarının, altın kaçakçılarının doluştuğu bu iktidar koalisyonunun sahip olduğu yüksek ahlak; yaşadığımız bu ahlaksızlık enflasyonunun sebebidir. Ekranlarda okudukları Fetih sureleri de aslında hepimizin rızkı ve refahına okudukları Fatihalardır!

Devletin milletle olan misakını çiğneyenler, millî misaktan bahsediyorlar. Çünkü hiçbiri bir gün Türk milletinin yeniden o dik başını kaldırıp onlara asıl misakın; “Ne Mutlu Türk’üm diyene” sözlerinde saklı olduğunu sormaz, soramaz zannediyorlar.

14 yıldır süren Suriye iç savaşının tarafı olarak 10 milyon sığınmacıyı, Türkiye’yi Türksüzleştirmek için doluşturanlar; 14 yıldır bu milletin kendi memleketinde evsiz, kendi hastanesinde kimsesiz, kendi sokağında güvensiz yaşamasını kader diye dayatanlar; 14 yıllık bozuk saatleri şimdi sözüm ona doğruyu gösteriyorken kimse bizi bu 14 yıllık yıkımla suçlayamaz zannediyolar. Erdoğan sana sesleniyorum; seni suçluyorum, Türk Milleti de seni suçlayacaktır.

SONRAKİ HABER