İbrahim Kalın: Yeni müjdeler gelebilir!
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Karadeniz’deki tarihi doğalgaz keşfinin Türkiye’yi enerjide yeni aktör haline getireceğini belirtirken müjdelerin de devamının gelebileceğini söyledi.
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te F5Haber'e abone olun
F5Haber'e Google News'te abone olun
Abone OlCumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde doğalgaz müjdesi vermişti. Erdoğan'ın bu açıklamaları sadece Türkiye'de değil dünyada da oldukça ses getirmişti.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın Hürriyet'e konuştu ve “Yeni müjdeler gelebilir, yeni rezervler, yeni sahalar ortaya çıkabilir. Keşif, Türkiye ekonomisine muazzam bir katkı sağlayacak” dedi.
Kalın, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi’nde, son günlerde tartışılan kritik başlıklarda Hürriyet’e şu açıklamalarda bulundu:
“(Karadeniz’deki keşif) Son zamanların en güzel haberiydi. Türkiye’de herkesin sevinmesi gereken bir şey bu, siyasi görüşü ne olursa olsun ki muhalefetin de o tür açıklamaları oldu, iyi, memnuniyet verici. CHP’nin, İYİ Parti’nin açıklamaları da iyi, ülkemiz adına sevindirici, güzel.
Böyle olmalı zaten, bu milli bir mesele. Sismik araştırma ve sondaj kabiliyetimizi Türkiye olarak arttıralım, Türkiye olarak dışarı bağımlı hale gelmeyelim istemiştik. Bu uzun ve meşakkatli bir iş. Bazen arama tarama faaliyetleri yıllarca sürüyor ama hiçbir şey bulamayabiliyorsunuz. Ama işte böyle bulduğunuz zaman da bütün o süreci taçlandıracak bir sonuca da dönüşebiliyor. Bir güzel anı paylaşmak isterim. Fatih gemisi Boğaz’dan geçip Karadeniz’e giderken Cumhurbaşkanımız Huber’den selam etmişti. Daha sonra geminin yakınına giderek ‘Yolun açık olsun, uğurlar olsun’ demişti. O uğurlu dua kabul oldu. Gemi gittikten 3 ay sonra bu güzel haberi aldık. Bu Türkiye’yi enerji sahasında yeni bir aktör haline getiriyor.
Türkiye bugüne kadar enerjide transit ülkeyken artık enerji üreten aktör ülke haline gelecek. Teknik arkadaşlar bunun devamının geleceğini söylediler. Umarız bu yönde de güzel haberler gelmeye devam eder.
Yeni müjdeler gelebilir, yeni rezervler, yeni sahalar ortaya çıkabilir. Bu yapılacak teknik çalışmalara bağlı. Bir diğer önemli konu da Türkiye’nin kendi coğrafyasına bakışında çok önemli bir değişim yaşandı.
Bizim coğrafyamız, stratejik avantaja nasıl dönüştürülebilir diye baktı Cumhurbaşkanımız. Bunun güzel neticelerinden bir tanesini burada görmüş olduk. Tartışmasız kendi kıta sahanlığımızda çıkmış bir rezerv. Birkaç yıl içinde sorunsuz bir şekilde operasyonel hale gelecek. Türkiye ekonomisine, enerjisine muazzam bir katkı sağlayacak.
Türkiye hep yapıcı aktör
Türkiye hep yapıcı bir aktör oldu. Şimdi bu enerji alanında yeni aktör haline gelmesi bizim başka yerlerde başka ülkelerle çatışacağımız anlamına gelmiyor. Tam tersine biz bunu artı bir değer olarak alıp tekrar hem enerji hem dış politikamızın yapıcı unsurlarından biri haline getirmek amacını güdüyoruz. Fakat Doğu Akdeniz’deki konu, tartışmalı alanlar, masada durmaya devam ediyor.
Yunanistan süreci baltaladı
Türkiye, Yunanistan’dan veya bir başka ülkeden gelen tehdit, yaptırım gibi açıklamalara prim vermeyecektir. Biz aslında iyi bir noktaya da getirmiştik bu işi. Türkiye ve Yunanistan karşılıklı olarak müzakerelerin ve istikşafi görüşmelerin yeniden başlamasıyla ilgili açıklamaları yapacakken bir gün önce Yunanistan, Mısır’la anlaşma yaptığını açıkladı ve bütün bu süreci baltalamış oldu. Orada ciddi bir güven krizi ortaya çıktı. Müzakerelerin bu noktaya gelmesinde Cumhurbaşkanımızın oynadığı yapıcı rol kritik bir öneme sahip. Almanya’nın kolaylaştırıcı rolü de son derece önemliydi.
Yunanistan’ın bu tavrıyla şu anda yeni bir sürece girmiş olduk. Çünkü Yunanistan ile Mısır anlaşması orada duruyor. Hiçbir şey olmamış gibi hareket etmemiz mümkün değil.”
İkili meseleleri kendimiz çözebiliriz
"İhtilafları müzakere yoluyla çözebiliriz ama bu Türkiye’nin taviz vereceği, haklı menfaatlerinden geri adım atacağı anlamına gelmez. Biz hem Doğu Akdeniz’de hem Kıbrıs’ta hem Türkiye’nin hem de Kıbrıs Türklerinin hak ve menfaatlerini korumaya devam edeceğiz. Orada herhangi bir geri adım söz konusu değil.
Yunanistan’ın AB’yi bize karşı araçsallaştırması yanlış bir strateji. AB üyeliğini arkasına alarak Türkiye ile Yunanistan arasındaki ikili meseleleri çözmeye çalışmak baştan zaten başarısız olmaya mahkûm yaklaşım tarzıdır. Bir kere Yunanistan’ın bu stratejiden, maksimalist taleplerden vazgeçmesi gerekiyor. Biz ikili meseleleri kendi aramızda çözebiliriz.