Müsavat Dervişoğlu'ndan 'asgari ücret' tepkisi: Grev gözcüsü olacağız

İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Dün açıklanan 22 bin 104 liralık asgari ücret in 'sadaka' bile olmadığını söyleyerek karara tepki gösteren Dervişoğlu, "Sarayın penceresinden halkın sofrası gözükmez. İşçinin hak ve hukukunu savunmak üzere gerekirse grev yerlerinde grev gözcüsü olacağız" dedi.

F5HABER F5HABER
Müsavat Dervişoğlu'ndan 'asgari ücret' tepkisi: Grev gözcüsü olacağız

İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, partisinin Meclis toplantısında gündeme ilişkin önemli açılamalarda bulundu.

Dün açıklanan asgari ücret kararına tepki gösteren Dervişoğlu, 22 bin 104 liranın sadaka bile olmadığını belirterek Erdoğan'a seslendi, "Bundan sonra uğradığı haksızlıklar için yollara ve meydanlara düşen herkesin yanında olacağız. Gerekirse grev yerlerinde grev gözcüsü olacağız" dedi.

'Türkiye, asgari ücret cehennemi'
Dervişoğlu'nun açıklamalarından öne çıkan şöyle:

Türkiye, iktidarın sürekli ateş taşıdığı bir asgari ücret cehennemidir. Devlet kendi vergisine, harcına, kağıdına, mührüne neredeyse yüzde 50 zam yapmışken, çarşıda etiketler halen yüzde 100 artarken, iktidarın gözü, emekçinin avcundaki kırıntılardadır. Enflasyon vatandaşın alın terini, emeğini alıp götürmüştür. Mazot 44 lira, simit 15 lira en ucuz et 400 lira, en düşük kira 20 bin lira. Dün akşam saatlerinde yine oldu bittiye getirip, asgari ücreti ilan ettiler.

22.104 lira asgari ücret sadaka bile değil
Açlık sınırının 21 bin lira, yoksulluk sınırının ise 72 bin lira olduğu bir ülkede işçiye reva görülen 22.104 lira asgari ücret sadaka bile değildir. İlan edilen artış oranı hiçbir yaraya merhem olmayacaktır. Gelecek zamlarla birlikte daha ilk ayında yine kuşa dönecektir. Erdoğan’a buradan sesleniyorum: Sarayın penceresinden, halkın sofrası gözükmez!

Mehmet Şimşek, göreve başladığı günden beri milletimiz iki kelime ile yatıp uyanıyor; zam ve vergi! Gelir-gider dengesi tutmuyor ve çözüm yeni vergilerde aranıyorsa, bunun adı 'ekonomik kriz' değil, 'yönetim ve iktidar krizi'dir.

Suriye'de yaşananlar
Türkiye, Suriye iç savaşı ve o savaşın açık tarafı olarak davranan iktidar yüzünden insanıyla, kurumlarıyla, değerleriyle neredeyse Suriye kadar zarar görmüştür. Türk milletinin iyi niyetinden, haddinden fazla maraz doğmuştur. Bu kısır döngüden artık derhal çıkılmalıdır.

Ülkemizdeki Suriyelilerin ivedilikle geri dönüşlerinin temin ve tesisi gerekmektedir. Yani Esad gitmiştir, misafirlik de bitmiştir. Bir daha Türkiye’nin böyle bir göç yaşamaması için gerekli önlemler alınmalı, Suriye’de bir terör devletinin kurulması engellenmelidir.

Bu dört mesele dışında hiçbir şey, Türk kimliği ve varlığı ile Türk devletinin çıkarlarına hizmet etmeyecektir.

Kalın ve Fidan'a Suriye eleştirisi
İYİ Parti olarak endişelerimiz azalmamış, bizzat artmıştır! MİT Başkanı Kalın’ın ve Dışişleri Bakanı Fidan’ın pervasızlıkları bizi düşündürmektedir. Bir tanesi en gizli yapılması gereken işleri, henüz resmiyetini ve meşruluğu sağlamamış bir aktörle kameralar önünde araba gezintisi yapmakta bir beis görmemektedir. Diğeri ise, Türkiye Cumhuriyeti Devletince 2018 yılından beri terör örgütü olarak tanınan HTŞ ile yıllardır iş birliği içindeyiz diye beyanat vermektedir. Hamaset, tedrisata galip geldiğinde akıl bu şekilde tatile çıkmaktadır.

Suriye’yi; Lübnanlaştırmak ve Iraklaştırmak açık emperyalist planlardır. Bunlar, hem Suriye vatandaşlarının hem de Türk vatandaşlarının gelecekte maruz kalacağı, yeni ve daha büyük belalara aracı olmak anlamına gelmektedir.

SONRAKİ HABER