Trump'ın usulsüzlük iddiaları neye dayanıyor?

3 Kasım'da gerçekleştirilen başkanlık seçimlerinde düğüm bugün çözülebilir. Tüm dünya gibi Türkiye'nin de gözü sonuçlarda. "Cumhuriyetçi ABD Başkanı Donald Trump mı yoksa Demokrat Joe Biden mı kazanacak?" Herkes bu sorunun yanıtını merak ediyor. Trump posta yoluyla oy kullanımında hile yapıldığını belirtirken, Biden bütün oyların sayılmasını istiyor. Peki Trump'ın usulsüzlük iddiaları neye dayanıyor, doğruluk payı ne kadar? BBC bu iddiaları haberleştirdi. İşte detaylar...

Trump'ın usulsüzlük iddiaları neye dayanıyor? - Sayfa 1

Trump, "Yasalara uygun oyları sayarsanız kolayca kazanırım" diyerek, mektupla verilen oylarda sahtekarlık yapıldığını öne sürdü. Ancak mektupla yapılan yolsuzluğun nasıl gerçekleştiğine ilişkin temeli olan kanıtlar sunmadı.
Bazı oyların "geç geldiğini" öne süren Trump, bunların sayımının durdurulması talebini yineledi ve "Mektup sistemi hakkında uzun süredir konuşuyorum. Bu yozlaşmış bir sistem." dedi.
Trump'ın basın toplantısında dile getirdiği iki temel suçlamayı, BBC Kuzey Amerika muhabiri Anthony Zurcher değerlendirdi.

Trump'ın usulsüzlük iddiaları neye dayanıyor? - Sayfa 2

İddialar ve bu iddialara yanıtlar
Donald Trump'ın mektupla gelen oyların sayımı ile "mucizevi şekilde" Biden'ın öne geçtiği yönünde iddiası:
"Yasalara uygun oyları sayarsanız kolayca kazanıyorum. Yasalara uygun olmayan oyların sayılması halinde, onlar seçimleri bizden çalmaya çalışabilir. Eğer sonradan gelen oylara bakarsak... Bunları çok yakından inceliyoruz. Ama çok sayıda oy geç geldi. Başkanlık yarışında, sonucu belirlenmemiş birkaç eyalet kaldı. Bu eyaletlerdeki seçim komisyonlarının tamamı Demokratlar tarafından yönetiliyor. Tüm kilit noktalarda, büyük farklarla kazanıyorduk. Sonra sayılarımız, mucizevi bir şekilde azalmaya başladı. Gizli bir şekilde."

Trump'ın usulsüzlük iddiaları neye dayanıyor? - Sayfa 3

BBC Kuzey Amerika muhabiri Anthony Zurcher ise bu iddiaları şöyle değerlendirdi:
"Bunun nedeni, Demokratların öncelikli olarak mektupla oy vermiş olması. Birçok kilit eyalette; Michigan, Wisconsin, Pennsylvania gibi eyaletlerde, mektupla verilen oyların sayımına ancak sandıklar kapandıktan sonra başlandı. Bu basit gerçekten yola çıkarsak, sandıkta kullanılan oylar Trump'ı öne geçirdi, eyaletler mektupla verilen oyları saymaya başladıkça Joe Biden arayı kapatmaya başladı. Mektupla verilen tüm oyların önceden sayıldığı Florida'ya baktığımızda; Biden başta öndeydi, bu kez geriden gelerek yakalayan Trump oldu. Trump bunu seçim sahtekarlığı olarak göstermeye çalışıyor ama aslında bu seçim sisteminin işleyiş biçimi."
Donald Trump, oy sayımını gözlemlemeye izin verilmediği ve bunu mahkemeye götürdükleri iddiasıyla ilgili de şunları söyledi:

Trump'ın usulsüzlük iddiaları neye dayanıyor? - Sayfa 4

"Yasal konumdaki gözlemcilerimize de izin vermediler ve biz bazı durumlarda mahkemeye başvurduk. Gözlemcileri içeri sokmayı başardık ama bu kez de onları 20, 30, 40, 50 metre uzakta tuttular. Binanın içindeki insanları, binanın dışından gözlemlemek durumunda kaldılar."
BBC Kuzey Amerika muhabiri Anthony Zurcher, Trump'ın bu iddiasıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu da temelli ve doğru bir iddia değil. İçeride izin verilmiş gözlemciler vardı. Cumhuriyetçilerin istediği, daha fazla gözlemcinin daha yakında olmasıydı. Örneğin Detroit'teki oy sayım merkezinde, iki tarafa da 134 gözlemci izni verildi. Demokratlar ve Cumhuriyetçiler burada daha fazla gözlemci istedi. 200 kadar... Ama şehir yönetimi buna izin vermedi. Burada camlara dayanarak, bina içine bakmaya çalışanlar oldu. Bu nedenle burada camlara kağıtlar yapıştırıldı."